Artık onlar da 'krallar gibi' yaşayamıyor

Haşmetli bir yaşam süren Avrupa'nın kraliyet aileleri de krizden nasibini aldı. Özellikle krizin en sert darbeyi indirdiği ülkelerden İspanya ve İngiltere'nin kraliyet aileleri harcamalarını önemli oranda azaltırken kriz Arap krallarına yaradı!

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Evrim KÜÇÜK

Dünyanın en büyük ekonomik güçlerine evsahipliği yapan Avrupa'daki kriz birçok ülkeyi ağır kemer sıkma tedbirleri almaya itti. Giderek artan borçlarını dizginlemek için dev ekonomiler harcamalarını kısmak zorunda kaldı. Alınan önlemler arasında vergilerin artırılması, memur ve emeklilerin maaşların dondurulması hatta bazı ülkelerde azaltılması, pekçok sektörde devlet sübvansiyonlarının düşürülmesi gibi uygulamalar bulunuyor. Ancak kesintiler bunlarla sınırlı değil. Haşmetli bir yaşam süren Avrupa'nın kraliyet aileleri de krizden nasibini aldı. Özellikle krizin en sert darbeyi indirdiği ülkelerden İspanya'da kraliyet ailesi gelirinin bir kısmından vazgeçmek zorunda kalırken, bir zamanlar 'üzerinde güneş batmayan imparatorluk' olarak nitelenen İngiltere'nin kraliyet ailesi ekonomik darboğaz nedeniyle harcamalarını önemli oranda azalttı. Krizin bir diğer kurbanı da Belçika Kraliyet ailesi oldu. Kral II. Albert, gayrimenkullerinin bakımını kendi maaşıyla karşılayacağını açıkladı. Ayrıca Kral'ın devletten aldığı 13.8 milyon doları da donduruldu. Hollanda Kraliyet Ailesi'nin harcamaları da krizde kamuoyunun dikkatini çekmeye başladı. Geçtiğimiz yıl ilk kez olarak kraliyet ailesinin geliri yıllık bir rapor olarak açıklandı. Hollandalı Nos TV'nin haberine göre aile 2010 yılında yaklaşık 39 milyon euroluk harcama yapmıştı. Bu raporun açıklanmasının ardından kriz dönemindeki yüklü harcamalarından dolayı halkın kraliyet ailesine desteği azalmaya başladı. Harcamalarından dolayı halkın büyük tepkisini çeken bir diğer monarşi ailesi ise İsveç. Kral Carl Gustaf ile Kraliçe Silvia'nın en büyük kızı Prenses Victoria'nın 20 milyon dolara ulaştığı tahmin edilen düğün masrafları halkın büyük  bir tepkisini çekti ve kraliyet ailesinin imajı zedelendi.

İSPANYOL KRALI JUAN CARLOS'UN BÜTÇESİNE TIRPAN

Avrupa'daki borç krizinin merkezine yerleşen ve bankacılık sektörü için ABD'den yardım talep zorunda kalan İspanya, milyarlarca euroluk ağır kemer sıkma tedbiri uygulamaya koydu. Bu durum Kraliyet ailesine de yansıdı. Monarşi ile yönetilen İspanya'da ekonomik krizin etkisiyle geçen yıl başlayan Kraliyet Ailesi'nin bütçesindeki kesinti bu yılda devam etti. İspanyol hükümeti, toplamda 27 milyar 300 milyon euro ile ülkenin demokrasi tarihindeki en büyük kesintinin olduğu 2012 yılı devlet bütçesini nisan ayında Meclis'e sunmuştu. Kraliyet Ailesi'ne tahsis edilen bütçe, bir önceki yıla oranla yüzde 2.01 kesintiye uğrarken, toplamda 8 milyon 260 bin euro olarak belirlendi. 2010 yılında dondurulan Kraliyet Ailesi'nin bütçesinde son 2 yıldaki toplam kesinti yüzde 7.19'u buldu.
Kraliyet Ailesi üyelerinin harcamalarının karşılandığı bütçede ayrıca Kraliyet Sarayı'nın faaliyetleri için çalışan yaklaşık 500 kişiden 18'inin maaşları da ödeniyor. Geri kalan çalışanların maaşları ise Kraliyet Ailesi bütçesi dışında bağlı oldukları bakanlıklar veya kurumlarca karşılanıyor.

2011 yılındaki rakamlara göre Kral Juan Carlos'un yıllık maaşı 292 bin 752 euro, veliaht Prens Felipe'ninki ise 146 bin 375 euro idi.
Öte yandan 2010 yılında dönemin sosyalist iktidarı tarafından, başbakan ve bakanların maaşlarında yapılan yüzde 15'lik kesinti sonrasında mevcut maaşların dondurulduğu görüldü. Buna göre, Başbakan Mariano Rajoy, bir önceki Başbakan Jose Luis Rodriguez Zapatero gibi yıllık 78 bin 185 euro maaş alıyor.

Bütçede öne çıkan diğer başlıklar ise, Milli İstihbarat Teşkilatı'ndaki (CNI) yüzde 3.1'lik, sinemaya yardımda yüzde 35'lik, sosyal harcamalarda yüzde 4.3'lük, altyapı yatırımlarında yüzde 22'lik, Ar-Ge yatırımlarında yüzde 25'lik, eğitim ve istihdamı teşvikte yüzde 20'lik kesintiler oldu.

Devletin toplam harcamalarında yüzde 9.6'lık bir kesinti yapılan bütçeyle ilgili olarak hükümet yetkilileri, ekonomik büyümeye en az zararı vermeyi hedefleyen bu bütçe, krizin en kısa zamanda sona ermesi ve yatırımcı ile İspanya'daki Avrupa kurumlarının güvenini tekrardan sağlayabilmek için çok önemli olduğunu söyledi. İspanyol ekonomisinin ciddi bir küçülme döneminden geçtiğini vurgulayan yetkililer, 2012 yılı sonunda kamu açığını yüzde 5.3'e indirme hedeflerini tutturabilmeleri için bu bütçenin gerekli olduğunu savundu.

KRALİYET AİLESİ ABD'NİN KAPISINI ÇALDI

İşsizliğin rekor seviyeye çıktığı,bankaların çökme noktasına geldiği ve protestocuların sokaklara döküldüğü İspanya'da ekonomik kriz nedeniyle yardım arayışlarına giren Kraliyet ailesi ABD'nin kapısını çaldı. Prens Felipe ve Prenses Letizia iki ülke arasındaki ilişkileri, özellikle de ekonomik bağları güçlendirmek amacıyla, ABD'de bir dizi görüşme gerçekleştirdi. Prens Felipe'nin görüşmelerinde işdünyası arasında yeni bağlantılar kurulmasına yönelik görüşmelerin yanında, kültürel ve bilimsel alanlarda da ilişkilerin güçlendirilmesi için görüşmeler yapıldı.

II. ELİZABETH'İN MAAŞI 2015'E KADAR DONDURULDU

İspanya'da monarşi ailesi kemerleri sıkarken, İngiltere Kraliyet Ailesi de içinden geçilen ekonomik darboğazın farkında ve bunun için harcamalarda kısıntıya gidiyor. İngiltere’de Kraliçe’nin devletin başındaki kişi olarak temsil faaliyetlerini yürütebilmesi için her yıl hazineden bir fon ayrılıyor. Bu fonun önemli bir kısmını çalışanların maaşları oluşturuyor. İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth'in maaşı, tasarruf önlemleri çerçevesinde 2015 yılına kadar donduruldu.

İngiliz hükümeti, daha önce de ülkenin borç yükünü azaltmak amacıyla bir dizi önlem almış, vergi artırımına gitmeyi ve kamu harcamalarında kesinti yapmayı kararlaştırmıştı.  Tasarruf önlemleri çerçevesinde Kraliçe II Elizabeth'e ödenen maaş da 2015 yılının nisan ayına kadar donduruldu.  

Yeni düzenlemeye göre Kraliçe II. Elizabeth, ünlü Regent Sokağı, Windsor Parkı ve ülkenin sahil şeridinin neredeyse yarısını da içeren kraliyet arazisinden kazanılan karın yüzde 15'ini alacak.  II. Elizabeth, 60 yıllık iktidarı boyunca gayrimenkul gelirini yüzde 9 bin 400 artırdı. Kraliçe'nin gelirindeki artış aynı dönem içinde enflasyonda kaydedilen artışın üç katı. Kraliyet ailesinin İngiltere'deki toprak ve mallarına sahip olan Crown Estate şirketinin 1952'de kira geliri bugünkü koşullarda Londra'nın merkezinde ancak bir ev almaya yetecek olan 2.5 milyon sterlin civarındaydı. Ancak Crown Estate mart sonu itibariyle 235 milyon sterlin gelir açıkladı. Kraliçe'nin geliri, malvarlığının ülkenin en iyi pqerformns gösteren bölgelerinde yer alması nedeniyle, sektördeki gelir artışının çok üzerinde gerçekleşti. Kraliyet ailesinin iktidardeki dönemi boyunca Crown Estate tarafından yönretilen varlıklar arasında; dünyanın önemli perakendecilik adreslerinden Londra'daki Regent Street,  hedge fon sektörünün kalbinin attığı St James, 19 km uzunluğunda kumsal, Kraliyet Parkları, 106 bin hektar büyüklüğünde tarım arazisi bulunuyor. Buckingham Sarayı, Windsor Kalesi ve Balmoral bu portföye dahil değil çünkü Kraliçe'nin kendi mülkü.

İngiltere'deki likidite krizi nedeniyle Kraliçe II. Elizabeth'in geliri, geçen yıllarda sürekli azaldı. 1991-2002 yılları arasında yıllık 77 milyon sterlin olan Kraliçe'nin geliri, 2008-2009'da 38 milyon sterline, 2010-2011'de ise 32 milyon sterline düştü.

Küresel ekonomik krizden etkilenen İngiliz kraliyet ailesi, seyahat bütçesini daraltmak zorunda kaldı. Öyleki Kraliçe'nin iki yıl önce Kanada'ya gerçekleştirdiği ziyaretin masrafları ev sahibi ülke tarafından karşılanmıştı. O yıl, II. Elizabeth ve ailesinin her bir İngiliz vatandaşına yıllık maliyeti 62 pence yani yaklaşık 1.5 liraya gerilemişti. Buckingham Sarayı’ndan yapılan açıklamaya göre kraliyet ailesi için yapılan harcamalar 2009-2010 mali yılında yüzde 7.9 oranında azalarak 46 milyon euroya gerilemişti. Dört milyon euro civarındaki azalma büyük oranda seyahat masraflarının kısılmasından kaynaklanmıştı.  
Buckingham Sarayı'nın bir dizi yeni ekonomik önlem alması bekleniyor. Kraliyet ailesinin gelirindeki kısıntı nedeniyle saraylardaki birikmiş tamirat işleri ertelendi. Galler Prensi Charles ise Cambrigde Dükü Prens William ve eşi Cambridge Düşesi Kate'in masraflarını karşılamaya devam etti.

İNGİLTERE'NİN EN DEĞERLİ MARKASI ONLAR

[PAGE]


KRALİYET AİLESİ, İNGİLTERE'NİN EN DEĞERLİ MARKASI

Diğer yandan, uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance, Kraliyet Ailesi'nin İngiltere'nin en değerli markası olduğunu tescilledi. Konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre, uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance, Kraliçe II. Elizabeth'in taç giyişinin 60. yıl dönümü nedeniyle İngiltere monarşisinin marka değerini hesapladı. Söz konusu hesaplamaya göre İngiltere Kraliyet Ailesi'nin marka değeri 42 milyar dolar oldu. Bununla birlikte Kraliçe İkinci Elizabeth'in tahta çıkışının 60. yıl dönümü kutlamalarının turizm, konaklama, eğlence sektörleri üzerinden İngiltere ekonomisine katkısının 1.5 milyar dolara yakın olacağı da tespit edildi.
Brand Finance'in yaptığı çalışma kraliyetin İngiliz ekonomisine sağladığı olağanüstü katkıyı gözler önüne seriyor. Hesaplamalara göre kutlamalar İngiltere ekonomisine 4 milyar dolar ek kazanç sağlayacağı gibi giderlerin düşülmesinden sonra Gayri Safi Milli Hasıla'ya artı etkisi de 1,5 milyar dolar civarında olacak. İngiliz iş dünyası da dolaylı yoldan 600 milyon dolar civarında bir kazanç edecek.
Brand Finance'in yaptığı çalışma Kraliyet'in İngiltere'nin en değerli markası olduğunu da ortaya koyuyor. Kraliçenin kendisi tarafından yönetilen Kraliyet markasının İngiltere ekonomisine yaptığı olumlu katkı birçok iş kolunda hissediliyor.
Brand Finance Türkiye Direktörü Muhterem İlgüner konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, "600 yıllık geçmişe sahip Osmanlı İmparatorluğu'nu bir kültürel miras olarak kullanamamamızın başta İstanbul olmak üzere ülkeye büyük kaybı olduğunu düşünüyorum. Kültürel mirasın sadece Topkapı Sarayı turlarından ibaret olmaması gerekiyor. Kültürel miras yaratıcı bir şekilde yaşatılabiliyorsa sürdürülebilir bir kazanç kaynağı olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

BELÇİKA KRALI, GAYRİMENKULLERİNİN BAKIMINI KENDİSİ KARŞILAYACAK

Ekonomik kriz ağırlaştıkça kemer sıkmak zornunda kalan Kraliyet aileleri kervanına Belçika da eklendi. Belçika Kralı II. Albert, normalde devletten tarafından üstlenilen gayrimenkullerinin bakımını kendi maaşıyla karşılayacağını açıkladı. Kral'ın devletten aldığı 13.8 milyon doları da dondurulacağını da bildirdi. Bu açıklamalarla, II. Albert'ın kriz döneminde Kraliyet ailesi üzerinde oluşan baskıları hafifletmek istediği belirtililiyor. Kraliyet ailesi, daha önceki yıllarda da Kraliyet Sarayı'nın yenilenmesi için masrafları kendi gelirlerinden karşılamışlardı. Belçika, gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 100’üne dayanan kamu borç yüküyle, yüzde 160’lık borçluluk oranına sahip Yunanistan ve yüzde 120’lik borçluluk oranına sahip İtalya’nın ardından üst sıralarda bulunuyor. Geçtiğimiz aylarda, Belçika'nın Yunanistan ve Portekiz'in ardından krizde sıradaki domino taşı olacağı yorumları yapılıyordu.

HOLLANDA'DA MONARŞİ AİLESİ'NİN MASRAFLARI HALK DESTEĞİNİ AZALTIYOR

Avrupa'yı kasıp kavuran ekonomik kriz süresince rüzgarların daha sakin estiği Hollanda'da hava bu yıl Başbakan Mark Rutte önderliğindeki hükümetin bütçe kesintileri üzerindeki anlaşmazlıklar yüzünden istifa etmesiyle bozulmuş, Hollanda'da ekonomik gerilemenin etkileri, giderek artan şekilde ortaya çıkmıştı. Geçen senenin ikinci yarısından itibaren küçülme yaşayan ve resesyona giren Hollanda ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde resesyondan çıkmayı başardı. Ülke ekonomisinde yaşanan çalkantı Kraliyet ailesine de yansıdı. 1973 petrol krizinde Kraliçe Juliana, mali dar boğaz nedeniyle Cadillac marka arabasının yerine daha ekonomik olan Ford Granada kullanmaya başlamıştı. Avrupa'nın içinde bulunduğu borç kriz Kraliyet ailesinin harcamalarını yeniden gündeme getirdi ve Kraliyet harcamalarında kesinti Parlamento'nun gündemine alındı. Parlamento'da yaşanan konuya ilişkin tartışmalarda  Özgürlük Partisi, 'Onlar zaten fakir değiller' diyerk, herkesin kemerleri sıktığı bir ortamda Kraliyet ailesinin üyelerinin ödeneklerinin de azaltılması gerektiğini savundu. Gerçekten de Kraliyet ailesi fertleri hiç de fakir değil; 2010 yılı rakamlarına göre Kraliçe Beatrix'e 843 bin eurosu maaş ve 4.3 milyon eurosu çalışanlar, ekipmanlar gibi harcamaları için olmak üzere toplam 5.1 milyon euro ödeme yapıldı. Prens Willem Alexander ve Prenses Maxima, kişi başına 1.5 milyan euro aldı devletin kasasından. Geçtiğimiz yıl ilk kez olarak Kraliyet ailesinin geliri yıllık bir rapor olarak açıklandı. Holandalı Nos TV'nin haberine göre aile 2010 yılında yaklaşık 39 milyon euroluk harcama yapmıştı.

Hollanda halkı genellikle Kraliyet ailesini sever. Anketler halkın yüzde 86'sının ülkerde monarşinin devamından yana olduğunu ortaya koyuyor. Fakat anketlere göre Kraliyet ailesinin harcamalarına ilişken tartışmalar ve Veliaht Prens Willem Alexander'in Mozambik'te yaptırdığı yazlık malikane halkın karleyite ailesine desteğinin zayıflamasına yol açtı. Prens'i destekleyenler, Güney Afrika sahillerindeki bu projenin yerel ekonominin canlanmasına yardımcı olacağını söylerken, eleştirenler kriz ortamında bunun gereksez bir proje olduğunu dile getirdiler.

İSVEÇ'TE PRENSES'İN DÜGÜN FATURASINA TEPKİ

İsveç, Kral Carl Gustaf ile Kraliçe Silvia’nın en büyük kızı33 yaşındaki Prenses Victoria’nın düğünü nedeniyle byük tartışmalara sahne oldu. Prenses Victoria, annesi ile babası gibi kraliyete mensup prens ve prenseslerin evlilik tarihleri olan 19 Haziran’da Olof Daniel Westling ile hayatını birleştirdi. Ancak bu düğün, kraliyet ailesinin tepkileri üzerine çekmesine neden oldu. Hükümetin düğün için milyonlarca euro harcaması, halk arasında tartışma yaratırken, ülkedeki cumhuriyet yanlılarının sayısını da katladı. Her ne kadar 2.5 milyon euroya mal olan düğün masraflarının yarısı, Kral Gustaf tarafından karşılansa da, hükümetin yabancı davetliler, güvenlik, basın gibi birçok yere yaklaşık 20 milyon euro harcadığı tahmin ediliyor. İsviç basınında yer alan haberlere göre, çiftin yaşayacağı Stockholm yakınındaki sarayın yenilenmesi için yaklaşık 4.5 milyon euroluk bir bütçe ayrılırken, sarayın iki yıllık ihtiyacının karışlanması için de yaklaşık 900 bin euro tahsis edilmiş. Buna tepki gösterenler Facebook’ta örgütlenmeye başladı. İki haftada 56 bin kişinin katıldığı 'Kraliyet Dışarı' grubu dışında 'Vicky’nin partisi için para ödemem gerekiyorsa, ben de davetiye istiyorum' ve 'Victoria’nın düğün masrafını kendisinin karşılaması gerektiğini düşünenler' gibi gruplar da kuruldu. İsveç Şairler Birliği de kraliyet ailesinden gelen 'bu düğün için bir şiir yazın' teklifini reddetti, aksine bir cumhuriyet şiiri yazdı. İsveç Cumhuriyetçiler Birliği Başkanı Peter Althin de "Hükümet kriz olduğunu bizden kemer sıkmamızı istiyor. Ancak bu kadar parayı bir genç kızın düğününe harcıyor" diye konuştu. Ülkede yapılan bir anket, halkın dörtte birinin monarşinin kaldırılmasını istediğini gösterdi.

İsveç’te kraliyet yanlıları ise, düğünün ülkenin dünyadaki imajını sağlamlaştırmak ve turizmi canlandırmak için önem taşığı savunması yaptı. Düğüne, dünyadaki bütün Kraliyet Ailesi üyeleri ve jet sosyete katıldı. Düğün haftasında başkent Stockholm’e 120 bin yabancı turist geldi ve oteller doldu. Otellerin sadece konaklamadan 20 milyon euro kazandığı hesap ediliyor. Hatıra eşyalarından ve turist harcamalarından da 300 milyon euro kazanıldığı belirtiliyor.
 
KATE VE WILLIAM'IN DÜĞÜNÜNÜN EKONOMİYE MALİYETİ 50 MİLYAR DOLAR

Geçtiğimiz yaz tüm dünyanın konuştuğu İngiltere Kraliyet tahtının ikinci sıradaki varisi Prens William ve eşi Kate Middleton'ın düğün törenlerinin ekonomik boyutu zor durumda olan İngiltere'de büyük tartışma konusu olmuştu. İngiltere'de düğün nedeniyle üretim 11 gün boyunca büyük ölçüde durmuş ve bu durumun maliyeti iddialara göre 50 milyar dolara (75.8 milyar liraya) yaklaşmıştı. Düğün için yapılan harcamaların büyüklüğü ise 620 milyon sterlindi.


Kriz, Körfez'deki krallıklara yaradı!

Doğalgaz ve petrol gibi zengin doğal kaynaklara sahip olmasıyla yatırım gücü artan Katar, kendi geleceğini de göz önünde bulundurarak ve doğalgaz ile petrolün bir gün tükeneceği gerçeğini unutmayarak Avrupa'da önemli yatırımlar yapıyor. Bunun için de krizi fırsata çevirmenin yollarına ariyor. Katar'da iktidarda bulunan kraliyet ailesi, Oksia adlı Yunan adasını satın aldı. Hükümetin kriz önlemleri kapsamında emlak vergilerini artırması, adaların mevcut sahiplerini satışa yönlendiriyor. Emir Şeyh Hamad Bin Halifa El Thani'nin başında bulunduğu Katar kraliyet ailesi Oksia adlı Yunan adasını satın aldı. Adayı eski sahipleri Yunan-Avusturyalı Spiros ailesinden 5 milyon euro karşılığında alan Kraliyet ailesine ait Katar Holding, bütün sorulara karşın konuyla ilgili açıklama yapmaktan kaçındı. Satışa çıkarılan adalar arasında en çok talep edilen adalardan biri olduğu belirtilen ve yaklaşık 500 dönüm büyüklüğündeğki Oksia'da turizm yatırımı mı yapılacağı yoksa emirin ailesi tarafından özel olarak mı kullanılacağı konusunda da bir açıklama yapılmadı. Üzerinde henüz yerleşim bulunmayan adanın bir bölümü koruma altındayken, kalan büyük bölümü yapılaşmaya açık durumda. Satın almayı gerçekleştiren Katar Holding, daha önce de Sardunya Adasında dört adet lüks otel satın almıştı.Yunan adalarının mevcut sahiplerinin, hükümetin kriz önlemleri kapsamında emlak vergisinde büyük artışa gitmesinden kaynaklı olarak son dönemde ellerindeki adaları satmaya başladığı belirtiliyor.

Avrupa'daki krizi kendisi için fırsata çeviren Katar Kraliyet ailesi, bankacılıkta da önemli hamleler yaptı. Yunanistan'daki devasa zararı nedeniyle zora giren Belçika-Fransız bankası Dexia'nın Lüksemburg iştirakini 950 milyon dolara Katar Kraliyet Ailesi'ne ait Precision Capital aldı.