'KOBİ'lere verilen krediye 770 bin başvuru geldi'

Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanı Özlü, "KOBİ’lerimize sıfır faizli 50 bin lira kredi vermeye başladık. Bu krediye 770 bin başvuru geldi. Gerekli şartları sağlayan bütün KOBİ’lerimizin peyderpey bu krediden yararlanmalarını sağlayacağız." dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Bilecik Ticaret ve Sanayi Odasını ziyaretinde yaptığı konuşmada, Bilecik'in çok özel bir kent olduğunu, Osmanlı'nın ulu çınarının tohumlarının bu topraklarda atıldığına dikkati çekti.

"Krediye 770 bin başvuru geldi"

Bakan Özlü, 2016 yılının Türkiye için oldukça zorlu bir yıl olduğunu belirterek, "Ancak hamdolsun, yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen, ekonomimiz dimdik ayaktadır. Özellikle geçtiğimiz yılın son çeyreğinden itibaren ekonomide gözle görülen bir toparlanma süreci başladı." diye konuştu.

Ekonominin sağlam temelleri ve aldıkları hızlı tedbirler neticesinde, hem iç pazarın canlandığını hem de ihracatın artmaya başladığını aktaran Özlü, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu dönemde, iç talebi artırmak ve KOBİ’lerin uygun şartlarda finansmana erişimini sağlamak için birbirinden önemli adımlar attık. Mesela KOSGEB aracılığıyla KOBİ’lerimize sıfır faizli 50 bin lira kredi vermeye başladık. Bu krediye 770 bin başvuru geldi. Gerekli şartları sağlayan bütün KOBİ’lerimizin peyderpey bu krediden yararlanmalarını sağlayacağız. Böylece piyasalara toplamda 10 milyar lirayı aşan bir nakit akışı sağlamış olacağız. Bu dönemde attığımız en önemli adımlardan birisi de istihdam seferberliği oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızın başlattığı bu projeyi çok önemsiyoruz. Devlet olarak, bu yıl ilave olarak istihdam ettiğiniz kişiler için 773 liraya denk gelen sigorta, fon ve vergi ödemelerini sizlerden almıyoruz. Yani bu sene işe aldığınız kişiler için sadece onların maaşını ödeyeceksiniz. Bu da asgari ücretli çalışanların maliyetinde yüzde 35’e varan bir indirim anlamına geliyor."

"Üretimde teknoloji seviyemizi, katma değerimizi artırmak zorundayız"

Türk halkının özellikle 15 Temmuz’da büyük fedakarlık gösterdiğine de değinen Özlü, "Hepimiz bu fedakarlığın karşılığı olarak, bu borcun karşılığı olarak, bu seferberliğe katılmalıyız diye düşünüyorum. Sizleri, istihdam seferberliğine katılmaya ve sunduğumuz büyük imkandan yararlanmaya davet ediyorum. Bu tür konjonktürel gelişmelerin yoğun yaşandığı bir dönemde, yapısal reform çalışmaları ihmal edilebilir. Biz böyle bir yanlışa düşmedik. Ülkemizin, ekonomi çevrelerinin ve sizlerin orta ve uzun vadede daha fazla ve daha nitelikli üretim yapmanızı sağlayacak adımları atmayı sürdürdük. Bizim temel meselemiz üretmektir. Hem nicelik olarak hem de nitelik olarak daha fazla üretmektir." ifadesini kullandı.

Özlü, üretimde teknoloji seviyesi ile katma değerin artırılmasının önemli olduğunu aktararak, "Son 14 yılda, bunu sağlamak için, Ar-Ge’ye yönelik çok önemli destek mekanizmaları kurduk ve geliştirdik. Çabalarımızın karşılığını da aldık. Ar-Ge harcamalarımız, Ar-Ge personelimiz, patent başvurularımız arttı. Üretim ve ihracatımız içinde, düşük teknolojili ürünlerin payı yüzde 10 civarında azalırken, orta teknolojili ürünlerin payı da benzer oranda artış gösterdi. Ancak bu yeterli değil. Şimdi sırada yüksek teknolojinin payını artırmak var. Bu amaçla geçtiğimiz yıl, Ar-Ge Reform Paketi’ni hayata geçirdik. Bu paketle, özellikle Ar-Ge merkezi kurulmasını kolaylaştırdık." dedi.

Bakan Özlü, Bilecik'te sadece iki Ar-Ge merkezi bulunduğunu ancak kendilerinin bu rakamı Bilecik için asla yeterli görmediklerini bildirdi.

"TÜBİTAK’ı yeniden yapılandırmak içinde bir çalışma yürütüyoruz"

Bilecikli sanayicilerin Ar-Ge Reform Paketinden yararlanmasını ve bu sayıyı artırmasını isteyen Özlü, şu görüşlere yer verdi:

"Bilecik teşvik sisteminde 3’üncü bölgede yer alıyor. Ancak yüksek teknolojili ürünlerde yapılacak yatırımlar 5’inci bölge gibi destekleniyor. Yine OSB’lerde yapılan yatırımlar ile orta-yüksek teknolojili bazı sektörlerde yapılacak yatırımlar da 4’üncü bölgedeymiş gibi destekleniyor. Sizlerden bu imkanları değerlendirmenizi istiyoruz. Bilecik’in lojistik konumuyla bu alanlarda önemli yatırımlar çekme potansiyeli taşıdığına inanıyoruz. Son dönemde gerçekleştirdiğimiz bir diğer önemli çalışma da Sınai Mülkiyet Kanunu yasalaştırmak oldu. Patent, marka ve tasarım başvurusu yapmak, bunları tescil ettirmek ve korumak artık daha kolay. Dolayısıyla Ar-Ge merkezlerinde ve tasarım ofislerinde gerçekleşen projeleri sınai mülkiyet hakkına dönüştürmek ve ticarileştirmek artık çok daha mümkün hale geldi. Şu anda TÜBİTAK’ı yeniden yapılandırmak içinde bir çalışma yürütüyoruz. Böylece bilim ve teknolojide bugün olduğundan bile daha iyi bir seviyeyi yakalayacağız. İşin Ar-Ge kısmında bunları yaparken üretim kısmıyla ilgili de elbette çalışıyoruz. Üretim Reform Paketiyle birçok önemli düzenlemeyi hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bu paketle, büyük sanayi alanları oluşturacağız. Bakanlık olarak, büyük sanayi yatırım alanlarının belirlenmesi ve planlanmasında daha aktif rol oynayacağız."

"Sistemi, istikrarın kaynağı haline getirmeliyiz"

Şehir içlerinde kalan sanayi sitelerini, şehir dışına taşımak amacıyla destek ve kredi mekanizmalarını getireceklerine değinen Özlü, "Böylelikle daha modern ve verimli alanlarda üretim yapılmasını sağlayacağız. Üretim için tahsis ettiğimiz alanlarda eğer belli sürelerde üretime geçilmemişse tahsisi iptal edeceğiz. Sanayi parselini emlakçı mantığında olanlara değil gerçek sanayiciye tahsis edeceğiz. Yine OSB’lerdeki arsa tahsisleri için bir üst limit belirleyeceğiz. Arsa fiyatlarının şişmesine izin vermeyeceğiz." ifadesini kullandı.

Özlü, Üretim Reform Paketi'yle, bunlara benzer daha birçok önemli adımı hayata geçireceklerini aktararak, şöyle dedi:

"Ekonomi, istikrarı sever. Siyasi istikrar, güçlü ekonominin temel şartıdır. İstikrarlı bir politik yapı, ekonomik kalkınmaya devamlı surette olumlu yansıyacaktır. Türkiye’de şu anda istikrar var. Ancak bu yarın da olacağı anlamına gelmiyor. Çünkü bugünkü istikrar sistemin kendisinden değil, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Başbakanımızın uyumlarından kaynaklanıyor. Bunu değiştirmeliyiz. Sistemi, istikrarın kaynağı haline getirmeliyiz. Kişilerden bağımsız olarak, sistem üzerinden siyasi istikrarı teminat altına almalıyız. Seçimlerle ve hükümetlerle ilgili belirsizliklere son vermeliyiz. Yürütmedeki iki başlılığı muhakkak ama muhakkak bir surette ortadan kaldırmalıyız. Türkiye’yi daha hızlı karar alabilen ve aynı zamanda bu kararların etkin bir şekilde denetlenebildiği bir ülke haline getirmeliyiz. Bütün bunlar, ekonomi için, yatırımcılar için çok önemlidir. En fazla teşvik veren ülke de olsak, hatta vergileri tamamen de kaldırsak, siyasi istikrar olmazsa, ülkeye yeteri kadar yatırım çekemeyiz."

Bakan Özlü, 16 Nisan referandumunun çok önemli olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Referandum sonucunda çıkacak bir evet kararı, Türkiye’ye büyük güç katacak. Bu sonuçtan en büyük gücü ise ekonomimiz, sanayicimiz, esnafımız, KOBİ’lerimiz devşirecek. Bu nedenle, iş dünyamızın, demokrasiyi güçlendiren, karar alma süreçlerini iyileştiren ve istikrarı teminat altına alan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne, tabii ki 'evet’ diyeceğine inanıyorum. Bu vesileyle, referandum sonuçlarının şimdiden sanayimiz, ekonomimiz ve ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum."

Bu konularda ilginizi çekebilir