İndirim marketlerinde ‘öldüren’ rekabet

Dev marketlere mal satan markalı üreticiler, yüksek raf kirası ve düşük ürün fiyatıyla darboğaza girdiler.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İmam GÜNEŞ

İSTANBUL - İndirim marketleri, büyük miktarda ürün almanın gücüyle markalı üreticileri her geçen gün daha fazla indirime zorluyor. Gelinen noktada fiyat itibariyle sürdürülebilirliği bulunmayan ürünlerin yer alabildiği indirim marketler, pek çok sektörde rekabetin yapısını değiştirmiş durumda. Üreticiler, “Dünyada bu kadar öldürücü rekabet getiren bir sistem yok” diyor. Bugünün zorlu rekabet koşullarında ayakta kalmaya çalışan üreticiler, enflasyon artışı, elektrik zammı, işçilik gibi maliyet giderlerini fiyatlara yansıtamıyor. Düşük maliyetli ürünleri örnek gösteren market zincirleri, üreticilere, “Bizde sürümden kazanırsın. Başka mecralarda kar marjı uygula” mesajını veriyor. Zincir marketlere, yüksek tonajlarla mal satan markalı üreticiler, marketlere rest çektikleri takdirde bu miktarları başka firmalara satamayacaklarını düşünüyorlar. Üreticileri zorda bırakan diğer unsur ise marketlerin raf için talep ettikleri ücrette indirime gitmiyor olması. Yüksek raf kiralarının yanı sıra birçok market euro bazında raf kirası uyguluyor.

Gerek yüksek gerekse de euro bazında raf kiraları nedeniyle markalı üreticilerin bir kısmı ulusal market zincirlerinden kopmaya başladı. Birçok üretici firma, rekabet koşullarında ayakta kalabilmek için ürünleri belirledikleri fiyatların altında marketlere vermek zorunda kalıyor. Bazı firmalar ise kaliteden ödün verip, marketlerin istediği fiyata ürün üretmeyi düşünüyor. Bu durum ise bazı firmaları iflasa doğru sürüklüyor.

Yerel marketleri satın almaya başlayan zincir marketler, pazarın belirleyicisi durumunda.

BİM, Şok, A101 ve UCZ Türkiye geneline yayılmış indirimli market zincirleri olarak ön plana çıkıyor. Türkiye’deki indirim marketi zincirlerinin toplam şube sayısı ise yaklaşık 13 bini buluyor.

‘Maliyet artışı fiyata yansıtılamıyor’

Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği (TMSD) Yönetim Kurulu Başkanı Albülkadir Külahçıoğlu, makarna sektöründe yüzde 30’luk kapasite boşluğunun yoğun bir rekabet yarattığını belirtti. Ulusal marketlerde raf sıkıntıları yaşadıkları kaydeden Külahçıoğlu, belli market zincirlerinin pazarı belirler hale geldiğine dikkat çekti. Külahçıoğlu, onların da üreticiler üzerinde yarattığı baskıdan dolayı fiyatların hak ettikleri seviyeye çıkamadığını ifade etti.

Discount marketlerin çok fazla büyümesinin yarattığı bir baskı olduğuna değinen Külahçıoğlu, bu marketlerin çok ciddi bir satın alma gücüne ulaştığını vurguladı. Bu gücün rekabet yoğun olan sektörlerde baskı yarattığını dile getiren Külahçıoğlu, discount marketlerin neredeyse maliyete ve maliyetin altına fiyat istediğini kaydetti. Ürünün bir maliyeti olduğunu belirten Külahçıoğlu, maliyetin zorlandığında bu durumun herkese zarar vereceğini söyledi. Külahçıoğlu şöyle konuştu: “Avrupa’da açık maliyetlerle çalışan marketler var. Her maliyeti ince ayrıntısıyla açıklayıp karını da belirtir. Açık ve kontrol edilebilir bir sistem var. Türkiye’de ise açık maliyet verilir, ama kar verilmez. İşçilik artıralım dersin artırılmaz. Rekabet var derler. Elektriğe zam gelir, enfl ansyon artar. Hiçbir maliyet unsurunun artışını fiyata yansıtamıyorsunuz. Öldüren bir rekabet var.”

‘Euro bazında raf kirası isteniyor’

Helvacızade Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Kadir Büyükhelvacıgil, doların yükseldiği bir ortamda içeride TL ile satış yapmalarının düşük marjda kar yarattığını dile getirdi. Özellikle marketlere büyük tonajlarla ürün sattıklarını ifade eden Büyükhelvacıgil, düşük kar marjına rağmen başka firmalara bu tonajlar ürün satmanın çok zor olduğunu aktardı. Dolayısıyla marketlerin düşük fiyatlarını kabul etmek zorunda kaldıklarını kaydeden Büyükhelvacıgil, şöyle devam etti: “Neredeyse maliyet fiyatına satıyoruz. Karşı taraf bizim tüm maliyetlerimizi biliyor. Onu hesaplıyor. Bize de o fiyatı sunuyor. Biz sadece bu maliyetlere değil Ar-Ge’ye, borçlara, yatırımlara da para harcıyoruz. Bizi diğer düşük maliyetli küçük işletmelerle bir tutuyorlar. ‘Bende sürümden kazanırsın. Başka firmalara yüksek kar marjı uygularsın’ diyorlar.”

‘Arada sanayici eziliyor’

Market zincirlerinden uygulanan raf kiralarına değinen Büyükhelvacıgil, çok yüksek miktar kira bedeli istendiğini vurguladı. Bahsedilen rakamların büyüklüğünün yanı sıra euro bazında istenilmesinin de büyük bir sorun olduğunu belirten Büyükhelvacıgil, “Pazara girecek kabiliyetimiz var ama o rakamları 3-4 yılda çıkaramayız” dedi. Bu sebeple çok fazla ulusal marketlerle çalışmadıklarını söyleyen Büyükhelvacıgil, ikili anlaşmalarla raf fiyatlarını zorladıklarını, bu rakamları aşağıya çekmeye çalıştıklarına dikkat çekti. Bir marketle davalık olduklarına değinen Büyükhelvacıgil, sözlerini şöyle tamamladı: “Markette ürünlerimiz henüz satılmadığı halde, başta raf kirası olmak üzere birçok gideri fatura edip, karşımıza çıkardılar. Üreticiler boğulup kalıyor artık. Araya sıkışmış durumdayız. Devlet çiftçiyi koruyor. Marketler ‘Ben kralım’ diyor. Arada sanayici eziliyor. Devlet, sanayiciye teşvik paketi açıyor. Çok da yerinde. Ama marketler arası rekabette ve üretici-market arasındaki ilişkide araya girip bir çözüm oluşturmalı.”

‘Kârlılık azalınca üretici kalmayacak’

Baltalı Gıda Kurucusu Funda Özer Baltalı, tüketicinin marka ürün kullanma isteğini, private label ürünlerle engellendiğini söyledi. Markalı ürünlerin yaratılması adına ciddi çabalar sarfedildiğini dile getiren Baltalı, discount marketlerin markalı ürünlerin üretim kalitesini, tekniğini kullanarak ucuz ürünleri piyasaya sunduğu aktardı. Baltalı, şöyle devam etti: “Halk markalı ürünlere ilgi gösteriyor. Bildiği, güvendiği ürünleri satın almak istiyor. Market zincirlerinin private label olarak yapıp sattığı ürünler var. İnsanlar marka ve fiyat arasında kalıyor. İnsanların bu durumundan faydalanmak doğru değil.”

Koşullara bakıldığında çok ciddi bir açgözlülüğün yaşandığını ifade eden Baltalı, bu satışlara bir sınırlama getirilmesinin doğru olacağını vurguladı. Zincir marketlerle ciddi ve insani bir anlaşma yapılmasının gerekli olduğuna dikkat çeken Baltalı, aksi halde üreticinin bu durumdan çok ciddi yara alacağının altını çizdi. Baltalı sözlerini şöyle sürdürdü: “Üretimi teşvik etmek zorundayız. Karlılık azalınca, sıfıra doğru getirilince üretici kalmayacak. Üretmezsek satışa sunacak ürün de bulamayız. Gıdada bir çok ürün çöpe gitmeye başladı. Şartlar böyle devam ederse Türkiye gıda çöplüğüne dönüşür.”

Baskılar iflaslara neden olacak

Çağrı Hipermarketleri Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Kara, discount marketlerin üreticiye uyguladığı fiyat politikasına karşı olduklaırnı söyledi. Bazı market gruplarının baskılarının üreticileri iflasa zorladığına vurgu yapan Kara, üreticilerin bir an önce örgütlenip marketlerin tuzağına düşmemesi gerektiğini dile getirdi. Yerel marketleride zorlu rekabetle başedemeyip, büyük marketler zincirlerine satıldığını söyleyen Kara, “O yerel marketler daha sonra inşaat sektörüne giriyor” dedi. Raf fiyatlarının çok yüksek olduğunu aktaran Kara şöyle devam etti: “Biz üretici firmaların yanındayız. Üreticiler örgütlensin. Aksi takdirde büyük market zincirleri raf parasını istediği gibi uygular. Her isteğini de yaptırır.”

Bu konularda ilginizi çekebilir