Ekonomiye bir türlü güven duyamıyoruz

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Evde beş pencere vardı ve dışarıdaki havayı tahmin edebilmek, en azından görüntüden bir tahmin yürütebilmek için bu beş pencereden sırayla bakmamız gerekiyordu. Bunlar; tüketici, reel kesim, hizmet sektörü, perakende ticaret ve inşaat sektörü pencereleriydi. Bu pencerelerden bakmak suretiyle her kesim ekonomiye duyduğu güveni ölçüyordu. 

TÜİK, bu beş pencereyi esas alarak yepyeni bir pencere oluşturdu. Artık bu pencereden bakarak, ekonominin tümüne ilişkin bir veri elde edebileceğiz.

TÜİK, tüketici ve üreticilerin genel ekonomik duruma ilişkin değerlendirme, beklenti ve eğilimlerini özetleyen bir bileşik endeks olan ekonomik güven endeksini bu aydan itibaren yayımlamaya başladı. "Ekonomik güven endeksi" adı verilen endeks, yukarıda pencere örneğiyle sıraladığımız beş güven endeksinin bileşeni niteliğinde. Söz konusu beş endeks, alt detayları bazında ağırlıklandırılıyor ve bunun sonucunda da ortaya ekonomik güven endeksi çıkıyor.

Bu endeksin oluşturulmasıyla birlikte, ekonomiye duyulan güveni öncelikle ve ağırlıkla hangi endeksle ölçmemiz gerektiği konusundaki kafa karışıklığından da büyük ölçüde kurtulmuş oluyoruz. Bu durumu şuna da benzetebiliriz: Şimdiye kadar enflasyonla ilgili olarak örneğin bir hafta gıda, bir hafta ulaşım, bir sonraki gün giyim fiyatlarını açıklıyorken, şimdi hepsini aynı gün ve ağırlıklandırılmış tek bir endeksle açıklama noktasına geliyoruz. Ekonomik güven endeksi de biraz böyle bir uygulama, dolayısıyla da piyasayı gözlemek isteyenler için çok derli toplu bir çalışma niteliğinde.

Endeks düşük seyrediyor

Ekonomik güven endeksi ocak ayında 88.39 düzeyinde gerçekleşti ve geçen aya göre yüzde 0.4 oranında geriledi. Bir ayda bu kadar düşüş yaşanmış olması çok önemli değil; yüzde 0.4 çok düşük bir oran çünkü. Ama endeksin uzunca bir süredir düşük seyrediyor olması önemli. 

TÜİK, ekonomik güven endeksini 2012'ye kadar geri götürerek yayımladı. Yani elimizde 37 ayın verisi var ve görüyoruz ki bu yılın ocak ayındaki 88.4'lük endeks, bu 37 ayın en düşük ikinci gerçekleşmesine işaret ediyor. Ekonomik güven endeksi, daha önce en düşük düzeye 84.9 ile geçen yılın temmuz ayında inmişti. 

Bir hatırlatma olarak en yüksek düzeyin 119.5 ile 2013 yılının kasım ayında oluştuğunu belirtelim.
Ekonomik güven endeksinin 100'den büyük olmasının genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100'den küçük olmasının ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösterdiğini hatırlatalım. 
Bu çerçeveden bakınca, ekonomik güven endeksinin 2014'ün ocak ayından beri iyimserlik sınırı olan 100'ü hiç aşamadığını görüyoruz. Genel eğilim de düşüş yönünde.

Kur artışı güveni daha da zedeler

Şimdi, doların bir yandan tüm dünyada değer kazanıyor olması, bir yandan Merkez Bankası'nın 4 Şubat'ta faizde yüklü indirime gideceğinin işaretini vermesi ve kurun bu kararla daha da hızlı yükseleceğinin beklenmesi, içeride moralleri biraz daha bozacak, ekonomik güven endeksi de yönünü iyice aşağı çevirecektir.

Ekonomik güven endeksinde en büyük ağırlığa yüzde 40 ile imalat sanayi, yani reel kesim güven endeksi sahip. Hizmetlerin yüzde 30, tüketici güven endeksinin yüzde 20, perakende ticaret ile inşaatın ise yüzde 5'er ağırlığı var. Ancak bu ağırlıklar, ekonomik güven endeksinin oluşumu sırasında bu düzeyde değil, her bir endeksin içindeki kalemler dikkate alınarak teknik bir hesaplamayla toplam endekse yansıtılıyor. 

Ama yine de, kur artışının özellikle üç büyük endeksi çok olumsuz etkileyeceği açık. Konut alımına getirilecek desteğin orta vadeli oluşu ve inşaatın ekonomik güven endeksinde ancak yüzde 5 payının bulunması, bu destekten kayda değer bir katkı doğmayacağını ortaya koyuyor.

Dolayısıyla önümüzde, ekonomik güven endeksinin yeni dip rekorları kıracağı aylar varmış gibi görünüyor.   

tablo-011.png

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar