"Filmekimi mesaisi"ne hazır mısınız?

Filmekimi, 7-16 Ekim arasında İstanbul'da, ekim boyunca da Ankara, İzmir, Bursa ve Eskişehir'de...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

NERMİN SAYIN

Sinemaseverlerin sonbahara gün sayma nedeni olan Filmekimi, Vodafone FreeZone sponsorluğunda, 7-16 Ekim arasında İstanbul'da, ekim boyunca da Ankara, İzmir, Bursa ve Eskişehir'de... Kapışılan biletler 1 Ekim'de satışa çıkıyor. Hâlâ programınızı yapmadıysanız, size 12 önerimiz var...

1- KEN LOACH TUTKUNLARINA: BEN, DANIEL BLAKE

Günümüz sinemasının en önemli isimlerinden Ken Loach'a Altın Palmiye getiren "Ben, Daniel Black", yönetmenin tüm dünyadaki tutkunlarının beğenisini kazanan, hatta Loach'ın son yıllardaki en iyi filmi olarak anılan bir yapıt. Daniel Blake adlı bir marangozun hastalanıp çalışamaz duruma gelmesiyle başlayan öykü, bürokrasiye eleştiri okları savuruyor.

2- "MOMMY"NİN YÖNETMENİNDEN AİLE DRAMASI: ALT TARAFI DÜNYANIN SONU

Fransız sinemasının yıldızları Marion Cotillard (programda yer alan "Aşk Mektupları"nda da başrolde), Gaspard Ulliel, Vincent Cassel, Léa Seydoux ve Nathalie Baye aynı filmde buluştu: "Alt Tarafı Dünyanın Sonu." Xavier Dolan'a Cannes'da "Büyük Ödül" getiren film, bir aile draması. Filmde hikâye; ölümcül bir hastalığa yakalanan Louis'in uzun yıllardır görmediği ailesiyle vedalaşmak için baba evine gitmesiyle başlıyor.

3- ALICE MUNRO VE PEDRO ALMODOVAR BULUŞURSA: JULIETA

Sırada İspanyol sineması var. Her filmi olay yaratan Pedro Almodovar'ın 20. yapıtı "Julieta", bir kadının hayatının gizemlerine uzanan bir yolculuğu anlatıyor. Nobel Ödüllü Alice Munro'nun üç öyküsünden uyarlanan ve "Almodovar'ın 5 yıldızlı dönüşü" sözleriyle övülen "Julieta", dünya prömiyerini yaptığı Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye için yarıştı. Film, Almodovar'ın olgunluk döneminin en iyi örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor.

4- YILIN EN TUHAF FİLMİ: ÇAKI GİBİ

Robert Redford'un kurduğu bağımsız filmler festivali Sundance'te Dan Kwan ve Daniel Scheinert ikilisine bu yılın "Yönetmen" ödülünü kazandıran "Çakı Gibi"nin başrolünde artık iyiden iyiye "Harry Potter" kimliğinden sıyrılan Daniel Radcliff e var. "Yılın en tuhaf, en komik ve en ilham verici filmlerinden biri" olarak anılan "Çakı Gibi"de ıssız bir adaya düşen Hank, artık yapacak bir şey kalmadığına ikna olup intihar etmeye karar veriyor. Fakat tam da bu anda kıyıya vurmuş bir cesetle karşılaşıyor. Üstelik konuşabilen bir ceset bu!

5- KUSTURICA VE BELLUCI BİR ARADA: AŞK VE SAVAŞ

Venedik'te Altın Aslan için yarışan "Aşk ve Savaş"ta Emir Kusturica hem yönetmen hem de başrolde. Rol arkadaşıysa Monica Belluci... "Aşk ve Savaş"; mizah ile dramın, acı ile sevincin birbirine karıştığı, savaş ve aşk hakkında bir macera. "Aşk ve Savaş" bir adamın hayatının üç dönemine odaklanıyor: Bosna Savaşı sırasında sütçü olarak cepheye süt taşıdığı günler, gizemli İtalyan bir kadına âşık olduğu zaman ve keşiş olarak inzivaya çekildiği dönem.

6- KAHKAHA VE GÖZYAŞI ŞÖLENİ: KAPTAN FANTASTİK

Viggo Mortensen, "Kaptan Fantastik"le unutulmaz karakterler müzesine bir yenisini daha ekliyor. Filmde Ben, altı çocuğunu medeniyetten uzakta, ABD'nin Kuzeybatı Pasifik ormanlarında hayata hazırlayan bir baba. Kendi doğrularını yaratmış ve çocuklar moderniteye karşı "bağışıklık kazanamamışlar." Karısının ani ölümünün ardından bütün düzeni yerle yeksan olan Ben, ailesini şehre getirmek zorunda kalıyor.

7- İLLE DE KARA MİZAH: WIENER-DOG

Kara mizahtan vazgeçmeyen yönetmen Todd Solondz'un 2011 yapımı "Dark Horse"tan sonra çektiği ilk uzun metrajlı film olan "Wiener-Dog", birbirine bir "sosis" köpek aracılığıyla bağlanan dört kısa hikâyeden oluşuyor. "Wiener-Dog"ta hikâyelerin kesişiminde yer alan köpek, hayatını birbirinden farklı insanlara dostluk ederek geçiriyor. Sundance'te prömiyerini yapan film, aynı zamanda Ellen Burstyn, Danny DeVito, Julie Delpy ve Greta Gerwig'li bir yıldızlar geçidi.

8- SEKİZ GÜN SÜREN HAFTA: BEATLES

Milyonların hayatını etkileyen, bir müzik grubunun yanında bir fenomen olarak da değerlendirilmesi gereken The Beatles'ın ilk yıllarına odaklanan "The Beatles: Eight Days a Week – Turne Yılları", Ron Howard imzalı bir film. 1960'ların başlarında grubun akıl almaz bir başarı elde etmesinin ardından çıktıkları bin günlük dünya turnesini daha önce görülmemiş arşiv görüntüleriyle ele alan belgesel Beatles mucizesinin sırrını çözmeye çalışıyor.

9- ISABELLE HUPPERT'İ ÖZLEDİYSENİZ: O

İki iddialı isim: Kamera arkasında "Temel İçgüdü", "Show Girls", "RoboCop" gibi çekildikleri dönemde ses getiren yapıtların Hollandalı rejisörü Paul Verhoeven, önündeyse Fransa'nın en iyi aktrislerinden Isabelle Huppert. "O", orta yaşlı iş kadını Michèle'in tecavüze uğradıktan sonra yaşadıklarını anlatıyor. Ustaları buluşturan film, Philippe Dijan'ın romanından uyarlama ki kendisi "Betty Blue"nun da yazarı.

10- YETENEKSİZ BAYAN STREEP: FLORENCE

Meryl Streep'in oynamadığı bir şey kaldı mı: Evet, yeteneksiz bir kadın... İşte onu da oynadı "Florence"ta. Bir dönemin New York'unun en ünlü ve en yeteneksiz sopranosu Florence Foster Jenkins'i canlandıran Meryl Streep'in adı, bu performansla şimdiden Oscar'lar için anılmaya başladı. Gerçekleşirse bu, filmdeki tüm şarkıları kendi seslendiren Streep'in 20. Oscar adaylığı olacak. Hugh Grant'in performansı ise İngiliz oyuncunun "muhteşem dönüşü" sözleriyle övülüyor.

11- JULIET BINOCHE'TAN ABSÜRD POLİSİYE: MA LOUTE

İşte Filmekimi'nin en iddialılarından biri... 1910'da Fransa'nın kuzeyinde bir balıkçı kasabasında geçen ve bir dizi cinayet ile bir aşk öyküsü etrafında iki düşman aileyi izleyen "Ma Loute", aynı dönemin kartpostallarından esinleniyor. Başrollerinde Juliette Binoche, Valeria Bruni Tedeschi ve Fabrice Luchini'nin yer aldığı filmin diğer oyuncuları ise köyün yerlileri.

12- VE BİR ANİMASYON: KABAKÇIĞIN HAYATI

"Kabakçığın Hayatı", annesinin ölümüyle yetimhaneye gönderilen 9 yaşında bir çocuğun, burada kendi gibi zor bir çocukluk geçirmekte olan yaşıtlarıyla arkadaş olmasıyla başlıyor. İzleyiciyi hem kahkaha, hem hüzün vaat eden animasyon, İsviçre'nin Oscar adayıydı.