Hızlı modada 'marka yaratma' yolculuğu

Moda tasarımları için 400 kişi çalışıyor. Yılda 30 bin, haftalık 600, günlük 80 modeli mağazaya indiriyor. Fast-fashion’ın Türkiye’den çıkan firmalarından Koton, bu süreçte global marka olma yolunda ilerliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Volkan Akı

Modelin adına fast fashion- hızlı moda dendi... Öncülerinden biri İspanyol Zara markasıydı... Bir sezonda pek çok modeli, sınırlı adetlerle, mağazalara hızla ulaştırmak önemliydi. Tabii moda ve trend tasarımlarla birlikte... Lojistik başarı ve moda trendlerini yakalamak ve sürekli yeni model üretmek burada kilitti... Türkiye’nin üretim biçimi ve coğrafi konumuna bu model çok uygundu, ama bir türlü başarılı olamıyorduk. Şimdi bu konuda iyi markalarımız var. Bence dünyadaki rakiplerini geçmeleri hiç de zor değil. Dünya trendlerini yakalamış durumdalar. Bunlardan biri Koton... Kurdukları “design lab” düşüncesi bile başlı başına önemli... Koton’da bu sürecin başında Kurucu Ortak ve Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Yılmaz var. Biraz bu konularda sohbet ettik... Moda ve marka yolculuğunu konuştuk... 

Gülden Yılmaz, bu süreci şöyle anlatıyor:

“Biz, ‘Moda Koton’da diyerek aslında bu alandaki iddiamızı ortaya koymuş olduk. Bu uzun yıllardır moda dünyasına yaptığımız yatırımın bir ifadesi gibi... Zengin ve beğenilen koleksiyonlarla 2023’te 5 kıtada en beğenilen hızlı moda markası olmak hedefimiz var. Bu mottoyla bunu anlattığımızı düşünüyorum. Hem bol çeşit, hem moda olmayı, hem beğenilmeyi anlatıyor. Moda ve trend kavramlarının yere ayağını sağlam basması için, aslında tüm bunların arasında biz, şirkette kültür anlamında özgürlükçü bir ortam hazırlamaya çalışıyoruz.
Ne demek bu? Moda, cesaret isteyen bir şey... 400 kişi sadece moda ve marka dizaynı için çalışıyor Koton’da... Bütün bu koleksiyonlar, bütün bu ticaret, aslında bu insanlar tarafından yapılıyor. Yeniliklere açık, cesaret edebilen bir kültür yaratmak için uğraşıyoruz ve artık bunun karşılığını alıyoruz. Öyle bir ekosistem kurduk ki aslında, yenilikler karşısında cesaretli olanı denemekten korkmayan en yeni akımları bile ‘Gelin bunu deneyelim’ diyebilen çalışan kültürü oluşturduk.”

Farklı coğrafyalarda farklı karşılıklar

Her şeyde olduğu gibi, bir konudaki başarının sürdürülebilir olması, bir “kültür” haline getirilmesi gerekiyor. Aynı girişimcilikte ya da inovasyonda olduğu gibi... Gülden Yılmaz’ın anlattıkları bu nedenle önemli... Buradan modaya geçelim: “Moda evrensel bir dil aslında ve farklı coğrafyalarda çok farklı karşılıkları da olabiliyor. Farklı bölgelerde farklı müşteri ihtiyaçlarını anlamak çok önemli...

Geniş bir coğrafyada iş yapıyoruz. Moskova’dan Riyad’a, Hamburg’dan Astana’ya bütün bu coğrafyalardaki müşteriler için modayı anlamak ve yorumlamak gerekiyor. Bir yandan eksi 20 derecedeki müşterilere hitap ederken, diğer taraftan artı 30 derecedeki müşterilere hitap ediyorsunuz. Bu farklı noktalardaki müşteri ihtiyaçlarını anlamaya çalışıyorsunuz. Bu müthiş çeşitlilikte bir koleksiyon ve bunları yapabilmek gerçekten büyük bir operasyon gerektiriyor.”

“Hız, modada çok önemli bir unsur”

Hızlı modanın en önemli kavramlarından biri adı üstünde: Hız... Gülden Yılmaz şöyle anlatıyor: “Hız tabii önemli bir konu... 2016’da her anlamda hıza yatırım yaptık, trendleri anlamada, koleksiyonları ortaya çıkarmada, bunları mağazaya yollamada, tabii üretimde, tedarikte çok hızlandık, çünkü moda hız gerektiren bir şey... Giderek de moda dünyasında hızın önemi artıyor. Yılda 30 bin, haftalık 600, günlük 80 modeli mağazalarımıza indiriyoruz. Bu aynı zamanda ‘Gel kaçırma, bir daha yok’ duygusunu da besliyor. Sadece 400’ün üzerinde kişi bizde marka ve tasarım ekiplerinde çalışıyor.”

“Desing Lab'i kurduk" 

Gülden Yılmaz, kurdukları Design Lab’i ve işlevini şöyle anlatıyor: “Koton’daki 400 kişilik tasarım ekibini, 2016 'da WGSN’nin kreatiften sorumlu başkan yardımcılığı pozisyonunu bırakarak Koton’a gelen ve tasarım direktörümüz olan İsham Sardouk yönetiyor. İsham liderliğinde Koton Design Lab’i kurduk. Koton Design Lab bir tasarım laboratuvarı, bir kuluçka merkezi gibi çalışıyor. Dünyadaki trendleri her anlamda inceleyen ve onları yorumlayan merkez... Bizim markalarımız açısından trendleri daha anlaşılabilir kılmak için çalışıyor. Adı üstünde tam bir laboratuvar gibi işliyor. Bütün trend bilgileri burada analiz ediliyor ve ‘hap’ gibi marka ekiplerine sunuluyor. Design Lab’in içinde trend ekipleri var. Kumaş Ar-Ge uzmanları var. Kumaştaki trendleri takip edip yorumluyorlar. Grafik tasarımcılar var. Desinatörler var. Desen çiziyorlar ve yorumluyorlar. Renk analisti var. Gerçekten hayatımıza yeni giren bir kişi oldu ve hayatımıza renk getirdi. Çünkü modada renk çok önemli bir şey... Bütün bu ekip 15 kişiden oluşuyor şu anda... Tüm bu yatırımlar bu yıl yaptığımız yatırımların yüzde 30’unu kapsıyor. Tasarıma yaptığımız yatırım çok önemli bizim için...”