“İnsan sevdiği işte asla yorulmaz”

Uzman doktor Servet Terziler, herkesin hayatta kendine rol modeller belirlemesi gerektiğini söylüyor. Terziler “Kendimi her zaman bir arı gibi hissettim. Değerli üstatlarımı dünyanın en eşsiz çiçekleri olarak gördüm. Her birinden almam gerekenleri alıp kendime bir model çizdim” diyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

EMRE ALKİN

Bugünkü konuğumuz medikal estetik hekimi Uzm. Dr. Servet Terziler. 25 yıllık azim ve başarıyla dolu hekimlik tecrübesine sahip olan Terziler, plastik cerrahi hastanesi Esteworld’ün medikal direktörü. Bu alanda önemli bir isim. Kendisiyle geçmişi, bugünü ve gelecek hedefl erine dair samimi bir röportaj gerçekleştirdik. Paylaşmasak olmazdı…

- Okuyucuların tanıması için tam olarak bugüne kadar ne yaptığınızı kısaca anlatır mısınız?

1991 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun oldum ve şu anda çeyrek asrın üzerinde hekimlik tecrübem var. 25 yıllık hekimlik hayatımda hep insanları mutlu etmek istedim. İnsanların tedaviden sonra gözlerindeki minnet duygusunu görebilmek ve onlara şifaya vesile olmak her zaman en büyük mutluluğum olmuştur. 2004 yılında, ortağımla birlikte Esteworld Sağlık Grubu’nun temellerini attık. 2004’te Bahçelievler’deki şubemizden sonra, 2007’de Altunizade’deki köşkümüzü, 2011 yılında Etiler’deki hastanemizi, 2015 yılında da Altunizade’deki hastanemizi açarak sağlık grubunu büyüttük. Türkiye'nin plastik cerrahi hastanesini açtık, artık Avrupa’nın yanı sıra Amerika, Avustralya, Japonya ve birçok ülkeden insanlar bize saç ekimi ve estetik cerrahi operasyonlar için geliyorlar. 600’e yakın çalışanımızla Esteworld Sağlık Grubu, dünya insanının estetiğini yapmaya, onları güzelleştirmeye devam ediyor.

- İşinizi seçmenizde yaşadıklarınız mı etkili oldu, yoksa çocuklukta gelen bir motivasyon mu?

Hekimliğimin en başından beri dünyada var olma amacımın doktorluk yapmak olduğunu gayet iyi bir şekilde biliyorum. Hatta çocukken bana ne olmak istediğimi sorduklarında, ilk ve tek söylediğim şey doktorluktu. Bunu annemin duasına bağlıyorum.

Biraz zor bir doğumla dünyaya gelmişim. Annem hep doğumumda çok zorlandığından fakat doğduğum anda yüreğine müthiş bir sevgi dolduğundan bahseder. O sırada “Allah’ım doğan evladımın doktor olmasını nasip et” diye dua etmiş ve duası kabul olmuş. Anneciğime çok teşekkür ediyor, ellerinden öpüyorum, çünkü hekim olduğum için çok mutluyum.

“MESLEĞİMDE SON KARARI BABAM VERDİ, İYİ Kİ DE VERMİŞ”

- Anne ve babanızın, hayattaki seçimlerinize etkisi oldu mu?

Anneciğimin doğuştan etkisi olduğunu söyledim. Babama gelince, az konuşan bir adamdı fakat iyi bir liderdi. Lise son sınıfta; matematik, fizik ve kimyam çok iyi olduğu için, aklım fikrim mühendislik mesleğindeydi. Orta sınıf bir ailemiz vardı. Orta sondayken Kabataş Erkek Lisesi’ni parasız yatılı olarak kazandım. Annemin tüm endişelerine rağmen içimdeki inat ve hedefe yürüme isteğiyle onu ikna ettim. Babacığım ben üniversiteye hazırlanırken hangi bölümü yazdığımı sordu. Boğaziçi Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nü yazacağımı söyledim. Bana bu bölümü okuduktan sonra ne olacağımı sordu. Bir şirkete girebileceğimi söyledim. Büyük şirkete girdikten sonra ne olacağını sordu. “Büyük mühendis olacağım” dedim. Büyük mühendis olunca ne olacağını sordu. “Projeler yapacağım” dedim. “Projeler yapınca ne olacak” dedi; kime sunacağımı sordu. “Patrona” diye yanıtladım. “Peki patron projeyi beğenmezse ne yapacaksın” dedi. Yüzüm düştü. Böyle bir şeyi inanın beklemiyordum, cevap da veremedim. Arkasından “Peki çok iyi bir doktor olsan, muayenehanene başbakan gelse, ne hissedersin?” diye sordu. Çok mutlu olacağımı söyledim. “O halde git, istediğin tercihi yap” dedi. Nurlar içinde yatsın, gittim tüm tercihlerimi silip yeniden tercih yaptım ve tıp seçtim. İstanbul Çapa Tıp Fakültesi’ne girdim, hem de ilk 50’ye girerek. Yani, mantık dolu bir anne; cesaret ve yürek dolu, lider bir baba ile büyüdüm.

- Bu işi yapmaya ne zaman karar verdiniz? Bugün istediğiniz yere geldiğinizi düşünüyor musunuz?

Esteworld’ün şubelerini dünyanın popüler şehirlerinde açıp markayı büyüttüğümüzde, o zaman Esteworld’ün hak ettiği yere geldiğini söyleyebileceğim. Yine de İstanbul’da gerçekleşen yapılanma ve marka oluşumunda güzel bir noktaya geldi. Şu an için hayal ettiğim yerin yüzde 30’unda diyebilirim.

- Sosyal medya yaptığınız işte ne kadar etkili?

Sosyal medya tüm medyanın önüne geçti, ben de bunu gayet iyi görüyorum. Sosyal medyayı etkili ve etkin kullanan markaların öne çıkacağı bir dönemde yaşıyoruz. Medyanın her dönemde popülerliği söz konusu; önce yazılı basın daha sonra görsel basın ön plana çıktı, şu anda da sosyal medya ön planda.

“KALİTE BİLİNCİ OLUŞMUŞ BİR KİTLE VAR”

- Yaptığınız iş dünden bugüne nasıl değişti?

Artık kalite bilinci oluşmuş bir kitle var. Estetik işine ilk girdiğimde, daha çok sosyete denilen, alım gücü yüksek insanların rağbet ettiği bir sektör olarak anlaşılıyordu. Saç ekimi, estetik cerrahi çok pahalıydı. Fakat günümüzde her kesimin faydalanabileceği bir sektör hâline geldi. Dolayısıyla tabana yayıldı, artık herkesin hizmet alabileceği bir alan hâline geldi. Son teknoloji ülkemize çok hızlı geliyor. Özellikle son yıllarda sağlık sektörü çok gelişti. İlk başta sadece Türk insanlarına ülkemizde hizmet verirken, artık dünyanın dört bir yanından insanlara sağlık, estetik, estetik cerrahi ve saç ekimi hizmetleri verebiliyoruz.

- Yakın zamanda yaşadığınız ilginç bir anınız var mıdır?

2 hafta önce başka bir şubemden saç ekimi ve robotik cerrahi için birkaç arkadaşım eğitime geldi. O gün yarım saat içinde üç tane kontrol hastam geldi. Birinci hastam saç ekimi yaptığım, Ankara’dan gelen bir misafirimdi. Altıncı ayındaydı ve o 26 yaşındaki delikanlı neredeyse boynuma sarılıp elimi öpecekti. Tabii bir hekim, imza attığı bir eserde başarılı bir sonuç görünce çok mutlu oluyor, çünkü onun besin kaynağı, karşısındaki insana verdiği faydadan dolayı meydana gelen güzel sonuçla yaşadığı duygulardır. Ekip de hastadaki güzel sonucu görünce çok mutlu oldu. Ardından ikinci hastam geldi. 68 yaşında, Türkiye’nin en ünlü avukatlarından biriydi. O beyefendi de o kadar mutluydu ki… Ardından son kontrol hastam geldi. Dubai’den geliyordu. Onun da altıncı ayıydı. Yani üçte üç sonuç almıştık. Ekip alınan sonuçların başarısı karşısında çok mutluydu, elbette ben de o gün inanılmaz bir mutluluk yaşamıştım.

“KENDİNİZİ GELİŞTİRMEK İÇİN...”

Yaptığınız işte örnek aldığınız kim ya da kimlerdir?

Meslek hayatımın en başında, yani 2001 yılında hekimlik ihtisasına başladığım yıllarda, klinik şefim ve şef yardımcılarım benim idollerimdi. Uzman olduktan sonraki ilk yıllarda her zaman örnek aldığım kişiler olmuştur. İnsanları iletişim, mesleki gelişme, enerjisini çok iyi kullanma, insanlara çok sabırlı olma konularında örnek alıyordum. Kendimi her zaman bir arı gibi hissettim. Örnek almam gereken değerli üstatlarımı, hocalarımı da dünyanın en eşsiz çiçekleri olarak gördüm. Her bir çiçekten, her bir üstattan, her bir hocadan almam gereken özellikleri alarak kendime bir model çizdim. Değişik meslek gruplarındaki arkadaşlarıma en büyük tavsiyem, hayatlarında her zaman kendilerine rol modeller belirlemeleri. Fakat kopyalamaktan değil, modellemekten bahsediyorum. Her zaman insanların üstlerde yaşayan rol modelleri olmalı; insanın kendini geliştirmesine ve kendisini ileriye taşımasına fayda sağlayan rol modellerin önemini gördüm, görmeye de devam ediyorum.

“İNSANLARIN HAYATTA KAPLADIKLARI YER, DİPLOMALARIYLA SINIRLI DEĞİL”

- Bu işte eğitimin, ilişkilerin ve tecrübenin payı size göre yüzde kaçtır? Özellikle sizin mesleğinizde...

Bana göre tecrübe bu işte çok önemli, bir hekim yüzde yüz tecrübeli olmalı. Tecrübe, uygulama yaptıkça da artar. Fakat tecrübeyle bir hekimin yıllanmış olması paralellik göstermez. 20 yıllık hekimler görüyorum ama 20 yıl önce öğrendiği bilgileri, hatalarıyla, üzerine bir şey koymadan devam ettiriyor. Bazı hekimler görüyorum başladığı branşın 5. yılında devleşmiş. Nasıl, diyorum... Çünkü insanlar hayatta diplomaları kadar yer kaplamıyor. Hayatta istekleri, azimleri, heyecanları, coşkuları ve başarılı olmak istedikleri kadar yer kaplıyorlar. Bir kişinin başlangıç noktasında ne kadar istek, heyecan ve coşkusu varsa, o işte ne kadar idealist duyguları varsa, o denli hızla büyür ve gelişir. Kişi her zaman kendini geliştirme imkânına da sahiptir. Kendine sürekli iletişim yönünde yatırım yaparak başarılı bir hekim olunabileceğini de gördüm ve görmeye de devam ediyorum.

- Çocuklarınız sizin yaptığınız işi yapsın ister miydiniz?

Herkesin mutlu olacağı işi yapmasından yanayım. Çocuğum eğer bir işi yaparken mutluysa zaten başarı da peşinden gelir. Dolayısıyla kesinlikle yapmak istediği bir meslek seçmeli ve mutlu olmalı.