Vergide mükellef tartışması

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com




Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, geçtiğimiz günlerde "Memleketin yarısı vergi ödemiyor" şeklinde bir açıklama yapınca Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in yanıtı gecikmedi. Şimşek Koç'u yanıtlarken, "Türkiye'de 65 milyon kişi cep telefonu kullanıyor. 20 milyona yakın kişi de sabit telefon kullanıyor. Motorlu araç sahibi olanların sayısı 16 milyon kişi. Bunların hepsi vergi mükellefi. Dolayısıyla herkes az ya da çok vergi ödüyor. 'Memleketin yarısı vergi ödemiyor' şeklindeki sözler gerçeği yansıtmıyor" diye konuştu.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in görüşlerine katkıda bulunalım! Bırakınız cep telefonu ya da sabit telefon kullananları ve araç sahiplerini; artık kundakta değiller, olmamalılar, ama klasik söylemle belirtelim, kundaktaki bebekler bile vergi ödüyorlar. Hazır bebek bezindeki KDV de bir anlamda ebeveynleri aracılığıyla bebekleri vergi mükellefi yapmış olmuyor mu?

Rahmi Koç'un ne demek istediği tartışmaya hiç yer vermeyecek kadar açık. Koç, gelir üzerinden ödenmesi gereken doğrudan vergiden söz ediyor. Yılların işadamı Koç'un dolaylı yoldan neredeyse herkesin vergi ödemekte olduğunu bilmemesi mümkün mü...

Dolaylı-dolaysız dengesi

Türkiye'de toplanan her 3 liralık verginin yaklaşık 2 lirası dolaylı, 1 lirası dolaysız vergi. Sıkıntı yaratan da, eleştirilen de bu zaten. Ağırlıklı olarak gelirden değil de, harcamadan vergi alınıyor. Tüm dünyada kabul edildiği gibi bu, adil bir vergilendirme değil.

Bu yapı dünden bugüne oluşmadı kuşkusuz. Yıllar içinde değişe değişe bu duruma gelindi. Yıllar önce Türkiye'de vergi gelirinde dolaylı-dolaysız payı şimdikinin tam tersiydi. Yani toplam vergi gelirlerinin üçte biri dolaylı, üçte ikisi dolaysız vergilerden oluşuyordu. Ne zaman ki KDV'yi "keşfettik", sonra ona ÖTV ve diğer dolaylı vergileri ekledik, denge adeta düzelmeyecek ölçüde bozuldu.

Son rakamları aktaralım. Bu yılın ilk çeyreğindeki toplam vergi geliri 64.5 milyar lira oldu. Bu tutarın 41.2 milyar lirası dolaylı, 23.3 milyarı dolaysız vergilerden oluşuyor. Yani toplamda dolaylı vergiler yüzde 64, dolaysız vergiler yüzde 36 pay alıyor. İşte kabaca 2'ye 1 gibi bir denge söz konusu...
Hiç kimse dolaylı vergi oranlarının hızla aşağı çekilmesini beklemiyor. Son yıllarda ancak dengeye gelmeye başlayan bütçe için bu kesinlikle başvurulmayacak bir yöntem. Başka bir yönetim gelse de bu yapıyı birden değiştirmesi söz konusu bile olamaz.

Zaman içinde gelir üzerinden alınan vergilerin artırılması umuluyor. Ancak bu artış, vergi oranlarının artırılması değil. Çünkü sorun oranın düşüklüğü değil; vergi kaçakları sorunu. Zaten Rahmi Koç'un dikkat çektiği durum da bu. Gelirin bir şekilde gizlenmesi ve vergiye konu olmaması.

Bu sorunun bugünden yarına aşılamayacağını da herkes görüyor, kabul ediyor. Ama bu yönde daha ciddi çabaya gereksinim duyulduğu da aşikar.

Yönetimleri dolaysız vergiye ağırlık vermekten alıkoyan bir gerçek var. Dolaylı bir şekilde harcaması üzerinden vergi ödemek kimseyi pek rahatsız etmiyor da, geliri üzerinden vergi alınması söz konusu olduğunda herkes irkiliveriyor.     

Çaba gösterilmiyor değil

Maliye Bakanlığı Türkiye'nin bir dolaylı-dolaysız vergi dengesizliği yaşadığını bilmiyor mu, elbette biliyor, görüyor ve bu dengesizliği hafifletebilmek için adımlar da atıyor. Bu adımlar yeterlidir, değildir; tartışılır elbette.

Özünde vergi gelirlerini artırmak gerek; bunun için çabalar sürdürülüyor. Detayda da dolaysız vergilerdeki görece düşüklüğü önlemek gerek, bunun için adımlar atılıyor. Son kira beyannamesi uygulaması, yıllık geliri 88 bin lirayı aşanlara dönük muafiyetlerin kaldırılması, birkaç örnek. Ama bunların yeterli olduğunu kim söyleyebilir ki? 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar