Enerji ve çevre

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

Bayramda sahilde olanın da, olmayanın da konuştuğu iki konu vardı, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve sıcak hava. Seçimi bir kenara bırakıyorum. Çünkü seçim konusu havadan da sıcak. 

Güneş tepemizde ancak Türkiye ondan çok az yararlanıyor. Şu ana değin güneş enerjisi için yaptığımız, sahil bölgelerinde çatılara koyduğumuz sıcak su sistemleri kurmaktan ibaret. 

Sıcak hava ile birlikte susuzluktan kavruluyoruz, bunun nedenini de güneşe bağlıyoruz. Halbuki bu güneşin suçu değil. Türkiye doğanın bir nimeti olan güneşle, daha doğrusu çevre ile dost değil, tam aksine doğaya düşman gibi davranıyor. 

Bu tavırda olanlar son yıllarda çevrecileri, doğa yanlılarını, ülkeye ihanetle suçlayacak noktaya kadar götürdüler. Allahtan HES’lere karşı verilen mücadele tabana yayıldı da, bu suçlama (en azında HES’in kurulacağı bölgelerde) geniş kitlelerce benimsenmedi. 

Gösteriş amaçlı tüketimi, bundan 125 yıl önce Thorstein Veblen, The Theory of the Leisure Class (Aylak Sınıfın Teorisi, 1899) adlı kitabında ironik bir biçimde bize anlatmıştı, çoğumuz bu kavrama aşinayız. Ancak gösteriş amaçlı yatırım, özellikle de inşaat yatırımını çok bildikliğimiz yoktu. Onu da son yıllarda öğrendik. Bedeli de ağır oldu. İşte bir örnek: 

15 Nisan 2013 tarihli Milliyet Gazetesinde İstanbul’un 3.Havalimanı için hazırlanan ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) raporunun özeti yayınlanmıştı, haberin kupürünü kesip, saklamışım. Yayınlanan rapora göre, havalimanının yapılması ile bölgede kirlilik artacak, canlı yaşamı yok olacak, 657 bin ağaç zorunlu olarak kesilecek kesildi). 

Ayrıca bölgede heyelan riskine ve derelerin tahrip olma tehlikesi var. Proje alanı toplam 7 bin 650 hektar. Alanının 6 bin 172 hektarı orman. Alandaki 1 milyon 855 bin 391 ağaç ise taşınabilecek durumda (daha önceki uygulamaları bildiğimden, bu ağaçların taşınacağı hiç sanmam). Proje alanında 70 adet göl, gölet ve gölcük bulunuyor. Proje inşaat aşamasında göl ve gölet suları kullanma ve sulama suyu olarak kullanılacak, daha sonra hafriyat ve dolgu malzemesi ile doldurulacak. Yani bu bölge sulak alan vasfını yitirecek. Dolayısıyla İstanbul’un susuz ve daha fazla susuz kalacak olması sürpriz değil. 

Tartışmalar sürecinde İstanbul 3.Havalimanının dünyanın en büyük havalimanı olacağı haberler yapılmıştı. Sıralamalar verilmişti. Ben de inceledim bu sıralamaları. Büyük havaalanlarına baktığımda yeşil alana kurulmuş, ya da yeşil alanlar kurutularak yapılmış olanı yok. Çölken, çöl havaalanı kimliği alanlar var, Dubai gibi. 

Yazıyı bağlarken, yine bir haberle bitirelim. Türklerin en çok ilişkide olduğu ülke Almanya. Almanya’da doğalgaz yok, petrol yok. Almanya buna rağmen 2035 yılına kadar nükleer santrallerini kapatıyor. Çünkü Almanya 2014 yılının ilk çeyreğinde elektrik üretimin yüzde 27’sini yenilebilir enerjiden sağladı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019