Enerjide 2.7 trilyon dolarlık kaya petrolü devrimi

PwC tarafından hazırlanan 'Kaya Petrolü–Bir Sonraki Enerji Devrimi' başlıklı rapora göre, küresel kaya petrolü üretimi, dünyadaki enerji dengelerini değiştirecek.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Kaya petrolü üretimi artış potansiyeli günde yaklaşık 14 milyon varile denk geliyor. Bu arz, küresel petrol fiyatlarını 2035'te yüzde 25-40 oranlarına kadar aşağı çekebilir. Küresel GSYİH seviyesi ise yüzde 2.3 ile 3.7 oranlarında artabilir.

 

 
Evrim KÜÇÜK 
 
İSTANBUL - 1973'teki petrol krizi, dünyada alternatif enerji arayışını arttırdı. Bu arayışların sonucunda ise en önemli alternatif olarak kabul edilen kaya gazı ve petrolü ortaya çıktı. Son yıllarda uzmanlar tarafından petrolün tahtını sarsabilecek bu yeni kaynakların, enerji piyasasını yeniden şekillendireceği ve küresel ekonomi üzerinde büyük etkiler yaratacağı belirtiliyor. PwC tarafından hazırlanan 'Kaya petrolü – bir sonraki enerji devrimi' başlıklı raporuna göre, küresel kaya petrolü (shale oil) üretimi, dünyadaki enerji dengelerini değiştirecek.
 
Şu an dünyanın en büyük petrol üreticisi olan ilk 5 ülke sırasıyla Suudi Arabistan, Rusya, ABD, Çin ve İran. En büyük petrol üreticiler olan Suudi Arabistan ve Rusya aynı zamanda en büyük petrol ihracatçıları konumunda. Yine verilere göre dünyanın en büyük petrol tüketicileri ise ABD, Çin, Japonya, Hindistan ve Rusya olarak yer alıyor. Peki en fazla petrol rezervine sahip olan ülkeler hangileri? ABD Enerji Bakanlığına bağlı Enerji Enformasyon İdaresinin (EIA) ve İngiliz Petrol devi BP'nin istatistikler ve diğer verilerden derlediği bilgilere göre, kanıtlanmış petrol rezervine en fazla sahip olan ülkeler yüzdesel olarak şöyle sıralanıyor: Suudi Arabistan (19.7), Venezuela (18.9), Kanada (12.94), İran(10.16), Irak (8.5) , Kuveyt (7.5) ve Birleşik Arap Emirlikleri (7.30). Yani çoğunluğu Ortadoğu'da yer alan bu 5 ülke, dünyanın en fazla petrol rezervlerine sahip durumda. Bu ülkelere ek olarak Libya, Nijerya, Katar, Cezayir gibi Ortadoğu ve Afrika ülkeleri de önemli petrol üreticileri arasında yer alıyor. Petrolün yerine ikame edilebilecek bir enerji kaynağının bulunması durumunda da ekonomik yönden bundan en fazla etkilenecek olan ülkeler de bu Ortadoğu ülkeleri olacak. 
 
Tüm dünyada denetim, vergi ve danışmanlık hizmetleri sunan PwC tarafından yayımlanan yeni bir analize göre kaya petrolünün küresel etkisi, gelecek 20 yılda dünya enerji piyasalarında köklü değişiklikler yaratabilir. Kaya petrolü üretimi küresel petrol üretiminin yüzde 12'sine kadar ulaşma potansiyeline sahip, bu da günde yaklaşık 14 milyon varile denk geliyor. Bu fazladan arz, küresel petrol fiyatlarını 2035'te yüzde 25-40 oranlarına kadar aşağı çekebilir. Küresel GSYİH seviyesi ise yüzde 2.3 ile 3.7 oranlarında (bugünün GSYİH değerleri üzerinden 1.7 ile 2.7 trilyon dolar) artabilir.
 
PwC rapora göre, kaya petrolü üretimindeki artışın beraberinde getirdiği değişiklikler, önemli ölçüde azalan petrol fiyatları, artan küresel GSYİH, değişen jeopolitik konumlar ve petrol ve doğalgaz şirketleri için değişen iş modelleri anlamına gelecek. 'Kaya Petrolü– bir sonraki enerji devrimi' başlıklı rapor, kaya petrolü üretiminin gelecekteki artışının küresel petrol fiyatları üzerindeki muhtemel etkisini inceleyen senaryolar sunuyor ve bu değişikliklerin 2035 yılına kadar daha geniş ölçekte ekonomiyi ve petrol ve doğalgaz sektörünü nasıl etkileyebileceği değerlendiriyor. 
 
[PAGE]
 
PwC Baş Ekonomisti ve raporu hazırlayan ekipte görev alan John Hawksworth konu hakkında şunları söyledi: "Artan kaya petrolü arzı sonucu gerileyen küresel petrol fiyatları, aynı maliyet ile daha fazla çıktı üretilmesine imkan vererek dünya ekonomisinin gelecekteki evrimi üzerinde önemli bir etki yaratabilir. Kaya petrolü üretimi tüm dünyada yayıldıkça bu etkiler küresel GSYH'de 2035'te yaklaşık yüzde 2.3 ile 3.7 oranında tahmini bir artışı yavaş yavaş oluşturacak. Bu da hemen hemen o yılda toplam küresel GSYH'ye İngiltere ekonomisi ölçeğinde bir ilavenin olması anlamına geliyor.
 
Bununla birlikte, petrol fiyatındaki gerilemenin ekonomik faydaları ülkelere göre önemli farklılık gösterecek. Hindistan ve Japonya gibi büyük net petrol ithalatçıları alternatif senaryolarımızda 2035 yılına kadar GSYİH'lerinin yüzde 4 ile 7 seviyelerinde arttığına tanıklık edebilir, öte yandan ABD, Çin, Almanya ve İngiltere ise yüzde 2 ile 5 seviyelerinde GSYİH artışı kaydedebilir. Rusya ve Ortadoğu gibi büyük petrol ihracatçıları ise, büyük miktarda kendi kaya petrolü kaynaklarını geliştiremedikleri sürece uzun vadede bu süreçten ciddi zararlarla çıkacaklar."
 
Kazananlar ve kaybedenler
 
Rapora göre, kaya petrolü üretimindeki artışın ulusal bazda açıkça kazananları ve kaybedenleri olacak. Kaya petrolü üretimindeki artışın küresel ekonomiye nasıl yansıyacağına dair projeksiyonlara bakıldığında, Hindistan ve Japonya'nın GSYH'sinin yüzde 4 ile 7 arasında artacağı öngörülüyor. ABD, Çin, Almanya ve İngiltere gibi diğer net petrol ithalatçıları, petrol fiyatlarında meydana gelebilecek gerileme sayesinde uzun vadede yüzde 2-5 civarında GSYH artışı yaşabilir. Rusya ve Ortadoğu ülkeleri gibi büyük petrol ihracatçılarının cari dengelerinde ise büyük bir bozulma olabilir. Ancak burada kullanılan NIGEM (Küresel Econometrik Model Ulusal Enstitüsü) hangi ülkelerin kaya petrolü üreticisi olacağını hesaba katmıyor. Mesela Rusya, dünyanın en büyüğü olduğu tahmin edilen kaynaklarını kullanması halinde kayıplarını sınırlandırabilir. Düşük petrol fiyatları tüketici geliri üzerinde dolaylı vergi kesintileri etkisi yaparak, hane halkı harcamaları üzerinde pozitif sonuçlar doğuracaktır. Örnek vermek gerekirse, Japonya'da reel petrol fiyatlarının 50 dolar gerilemesi halinde kişi başına özel tüketim harcamalarının projeksiyon döneminin sonunda 3000 dolara denk gelecek şekilde artması beklenebilir. ABD ve Euro Bölgesi'nde de ciddi bir artış meydana geleceği tahmin ediliyor. İngiltere'deki tüketici harcamalarındaki net artışın ise daha sınırlı olacağı tahminleri yapılıyor çünkü küresel enerji fiyatlarının düşmesiyle İngiltere'nin Kuzey Denizi petrol ve doğalgazından elde ettiği gelir de azalacak. Ülkelere göre GSYİH üzerindeki tahmini etki ve bunun küresel ölçekteki yansıması aşağıdaki tabloda yer alıyor. Buna göre, kaya petrolü nedeniyle yüzde 25-40 oranında gerileyen küresel petrol fiyatlarındaki 2035 yılındaki tahmini GSYİH değişimi şöyle (EIA'nın temel petrol fiyatı senaryosu karşısında yüzdelik değişim): 
 
petrol_fiyat1.jpg
 
[PAGE]
 
Bu hesaplamada, İngiltere Küresel Ekonometrik Modeli'ni (NiGEM) esas alındı. PWC, raporda Ortadoğu bölgesi için GSYİH etki tahminlerine sahip olmadığının altını çizdi ancak model tahminlerinin bu ülkeler bloğunun cari işlemler dengesinin alternatif kaya petrolü senaryolarındaki petrol fiyatı düşüşleri nedeniyle 2035 yılında GSYİH seviyesinde yaklaşık yüzde 4 ile 7 arasında gerileme yaşayabileceğini gösterdiğini ifade etti. 
 
ABD dışındaki miktar bilinmiyor
 
ABD dışındaki kaya petrolünün kaynağının niteliği ve miktarı yeterince bilinmiyor ve bu da kaya petrolündeki gelişiminin potansiyeli konusunda belirsizliğe yol açan  en önemli unsur. PwC çalışmasında bu önemli yeni kaynağa ilişkin anlayışın geliştirilmesi için yapılacak destekleyici yatırımın değerinin altı çiziliyor. 
 
PwC çalışmasında kaya petrolü üretiminin ABD'deki mevcut kaynaklardan yavaş yavaş başka bölgelere yayılma potansiyeline sahip olmasının yanı sıra bu üretimin 2035 yılına kadar dünyadaki toplam petrol arzının neredeyse yüzde 12'sine kadar artabileceği belirtiliyor. Petrol talebinin fiyat değişiklikleri karşısında göreceli olarak duyarsız kalması gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, PwC senaryo analizi, talebin bu ilave arzı içine alacak kadar artırılabilmesi için 2035 yılına kadar yüzde 40 civarında petrol fiyatı gerilemesinin gerekebileceği söylüyor. Ancak, kaya petrolü çıktı artışının etkisine cevap olarak OPEC çıktısını azaltmaya karar verirse, petrol fiyatı gerilemesi (EIA temel tahminine kıyasla) yüzde 25 ile sınırlı kalabilir.
 
Fırsatlar ve zorluklar 
 
Rapor aynı zamanda aşağıdaki hususlar da dahil olmak üzere enerji sektöründeki paydaşların karşı karşıya oldukları fırsatları ve zorlukları da ele alıyor. Rapora göre, kaya gazı üretimindeki artış olasılığı ve bunun beraberinde getirebileceği makroekonomik gelişmeler enerji endüstrisindeki herkesi yakından ilgilendiriyor. 
Şu an net ithalatçı olan fakat kaya petrolü kaynaklarına sahip olan ülkeler, kaya petrolünün araştırılmasını teşvik edecek politikalar yaratmalarının ekonomik geri dönüşünün önemini anlamak zorunda. 
 
[PAGE]
 
* Potansiyel kaya petrolü kaynakları bulunan petrol ithalatı yapan mevcut ülkelerin hükümetlerinin kaya petrolünden faydalanılmasının teşvikine yönelik politikalar oluşturulmasının ve bu politikaların alternatif yerel ve ulusal çevresel hedefler (örneğin karbonsuzlaştırma) ile dengelenmesinin olası ekonomik getirilerini anlamaları gerekecek. Eğer kaya petrolüne bağlı olarak fiyatlar gerilerse, hükümetler fosil akaryakıttaki vergileri kabul edilebilir düzeyin üzerinde tutup, buradan elde ettiği geliri düşük karbon teknolojilerine yönelik Ar-ge harcamalarını fonlamak için kullanabilir. Diğer yandan kaya petrolü çevresel maliyeti daha yüksek olabilecek Kuzey Kutbu Petrolü ya da Kanada'nın katranlı kumdan çıkardığı petrol gibi diğer yeni kaynakların yerini alabilir. Kaya petrolünün çeyreğe potansiyel etkisi biraz karmaşık ve düzenlemeler, mali ya da diğer politika kararlarında bazı zorluklar yaşanabilir. 
* Geleneksel petrol ihracatına dayanan ülkelerdeki hükümetlerin uzun vadede daha düşük gelir akışlarına geçmeleri ve/veya kaya petrolü, kaya gazı da dahil olmak üzere kendilerine ait geleneksel olmayan kaynaklar geliştirmeleri gerekecek. OPEC ülkeleriyle diğer büyük net petrol ihracatçıları, kaya gazının küresel petrol fiyatları ve kendi gelirleri, bütçeleri ve ekonomileri üzerindeki etkisini iyi değerlendirmeli. Bu ülkeler kendi üretimlerindeki artışın sınırlanmasına karşın OPEC dışında artan üretimin fiyatlar üzerindeki potansiyel etkilerinin kendi üretimlerindeki artışa en iyi cevabı nasıl vereceklerini düşünmek zorundalar. Bir sonraki öncelik, şu anki projeksiyonların altına gerileyecek fiyatların hükümetlerin gelirleri üzerindeki uzun vadedeki etkilerini azaltmak olmalı. Ayrıca bu ülkeler, kendi kaya petrolü araştırma ve üretim opsiyonlarını değerlendirmeye çalışmalı. 
* Kaya petrolü (kaya gazı ile birlikte) ABD ve Çin gibi ülkeler açısından enerji bağımsızlığını artırdığı ve OPEC'in etkisini azalttığı için jeopolitik dinamikleri etkileyebilir. 
* Petrol şirketleri bir yandan mevcut portföylerini ve planlanmış projelerini düşük petrol fiyatı senaryoları ışığında yeniden değerlendirirken, diğer yandan da iş modellerini kaya petrolü için gerekli olan daha düşük ölçekli fakat daha standart hale getirilmiş üretim süreçleri ile uyumlu olacak şekilde değiştirmeli. Ulusal ve uluslararası petrol şirketlere hizmet ve ekipman desteği sunan şirketler, müşterilerinin kıyı operasyonlarından kara operasyonlarını doğru kaymasının yaratacağı etkileri göz önünde bulundurarak, tüm bunların stratejilerini nasıl etkileyeceğini doğru tespit etmeli.
* Beklenilenden daha düşük olan reel petrol fiyatları büyük ölçüde petrol ve ilişkili diğer ürünlere dayanan şirketler için uzun vadeli faydalar da yaratabilir (örneğin; petrokimyasallar ve plastik,  havayolları, karayolu taşımacıları, otomotiv şirketleri ve fiyatlarının genellikle petrole bağlı olması nedeniyle sıvılaştırılmış doğal gaz sektörü).
 
Etkileri petrol sektörünün sınırlarını aşacak
 
[PAGE]
 
Etkileri petrol sektörünün sınırlarını aşacak 
PwC petrol ve gaz ekibi direktörü ve bu raporun yazarlarından Adam Lyons konuyu şöyle değerlendirdi;  "Önemli kaya petrolü kaynaklarının potansiyel kullanılabilirliği ve erişilebilirliği ve artan üretimin küresel petrol fiyatlarının sınırlandırılması üzerindeki tahmini etkisi petrol sektörünün çok daha ötesine geçen birtakım etkilere sahip. Kaya petrolünün uzun vadede küresel ekonomiyi yeniden şekillendirme ve enerji güvenliğini, bağımsızlığını ve ekonomik olarak karşılanabilirliğini artırma potansiyeli bulunuyor. Fakat bu faydalar hem yerel hem de küresel düzeydeki daha geniş çevresel hedefler ile dengelenmeli ve bunun sonucunda politika ve düzenleyici rejimlerde ortaya çıkan değişikliklerin şüphesiz petrol üreticileri ve tüketicileri üzerinde zincirleme bir etkisi olacak. Kaya petrolünde gözlemlenen büyümenin etkileri değer zincirinde de hissedilecek. Reel petrol fiyatlarına ilişkin uzun vadeli istikrarlı artış tahminlerine dayalı yatırım tercihlerinin ve petrol sahası hizmetleri sektörlerinde yeniden değerlendirilmesi gerekebilir.”
 
Kaya petrolü, kaya gazı gibi yatay sondaj ve hidrolik kırılma yoluyla üretilen bir kaynak. Bugüne kadar elde edilmiş mevcut kanıtlara dayalı olarak kaya petrolü kaynakları raporda daha ayrıntılı bir biçimde ele alındığı şekilde dünya geneline yayılmış durumda. PwC senaryo analizi Uluslararası Enerji Ajansı'nın (EIA) reel petrol fiyatlarının 2035'e kadar varil başına 133 dolara (ABD fiyat enflasyonuna göre düzeltilen reel değerler ile) ulaşmasını öngören temel referans durum tahmini ile başlıyor. EIA'nın bu tahmini minimal düzeyde kaya petrolü üretimini ve de Çin ve gelişmekte olan diğer ülkelerin büyük oranda artış gösteren talebini öngörüyor. PwC senaryo analizi ise artan kaya petrolü üretiminin 2035'e kadar reel petrol varil fiyatlarının 83-100 dolar düzeyine ulaşabileceğini gösteriyor (EIA'nın tahminine kıyasla 33-50 dolar civarında daha düşük varil fiyatı, yani nispeten yüzde 25-40 oranında bir fiyat düşüşüne eşit).

 

petrol_fiyat2.jpg

 

[PAGE]

 

petrol_fiyat3.jpg

 

 

Nasıl çıkarılıyor? 
Petrol ve doğalgazın alternatifi olarak gündeme gelen kaya gazı ve kaya petrolü, yerin yüzlerce metre altında yer alan küçük taneli tortul kayaçların (şist) gözeneklerinde yer alan petrol veya doğalgazı tanımlıyor. Yerin yüzlerce metre altına sondaj yapılıyor. Yerin 4-5 bin metre altına inilip kaya gazı veya kaya petrolü rezervlerine ulaşıldığında sondaj yanlara doğru kilometrelerce ilerliyor. Daha sonra binlerce ton su, kum ve kimyasal karışımı, basınçla kayaların içine enjekte edilerek kayalar parçalanıyor. Böylelikle kayaların gözenekleri içinde bulunan gaz veya petrol taneciklerinin açığa çıkarak yeryüzüne ulaşması sağlanıyor. Uzmanlar bir ton "petrollü şist” kayasından 60 litre petrol elde edilebileceğini belirtiyorlar. Yani bir otomobilin bir deposunu bile ancak doldurabilecek miktardaki gaz için yerin altında bir ton büyüklüğünde kaya parçalanıyor. Kaya petrolü, hidrolik kırılma adı verilen; yüksek basınçlı bir kum karışımı, su ve kimyasalların pompalanması yöntemiyle yeraltı kayalarından çıkarılıyor. Bazı uzmanlar, hidrolik kırılma metodunun depremlere ve su kaynaklarının kirlenmesine yol açacağını düşünüyor.  Ancak şist petrolü sanayisinin yetkilileri yöntemin güvenli olduğunu söylüyor
Kaya gazı teknolojisi
Dünyada 2010 sonuna kadar kaya gazı bulmak için 15 500 kuyu açıldı. Açılan kuyuların sadece on binde beşi kadarı ABD dışı ülkelerde. ABD'nin ise son on yılda yaptığı çalışmaların sonucunda, Texas'ta 2010 yılında 51 milyar metreküp doğalgaz ürettiği biliniyor. Bu rakam Türkiye'nin bir yılık doğalgaz tüketiminden (43 milyar metreküp) fazla. Teksas'ta kaya gazı çıkarma ve işletmesinde istihdam edilen personel sayısı ise 12 bin kişidir. Petrol ve doğalgazdan nasibini alamamış olan Türkiye'nin her hangi bir yerinde üretilecek kaya gazı, Türkiye'nin bütün ihtiyacını karşılayabilir, ilave istihdam imkanı yaratabilir.
 
Türkiye'de kaya petrolü ve gazı çalışmaları sürüyor 
Türkiye'de de yeni petrol çalışmaları sürüyor. Milli petrol şirketi Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Türkiye'de Diyarbakır, Erzurum ve Trakya'daki üç alanda kaya gazı-petrol baseni olduğunu belirledi. TPAO, bu bölgelerde 20 trilyon metreküp doğalgaz ve 500 milyar varil petrol rezervi taşıyabilecek kaya yapılarının olabileceğini belirledi. İngiliz Shell ve Amerikan enerji devi Exxon Mobil'le yapılan anlaşmalar oturdu. Hızlı bir şekilde kaya gazı ve kaya petrolü üretimine başlanacağı, Trakya, Konya, Ereğli, Niğde ve Diyarbakır havzasının 'şist petrolü' veya bir başka deyişle "kaya petrolü” bakımından zengin olduğu, Shell'in Diyarbakır'daki kaya gazı kuyularını çalıştıracağı, Trakya'daki ruhsatın ise Exxon Mobil'e verildiği belirtiliyor. 
Bu arada geçtiğimiz hafta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, yaptıkları sismiklerde Konya, Ankara ve Kırşehir'de de kaya gazı ile ilgili bir takım bulgulara ulaştıklarını açıkladı. Bakan Yıldız, şunları kaydetti: ''Türkiye, bir yandan enerji kaynakları itibariyle dünyanın normalleşmesini beklerken diğer yandan Doğu ve Güney Doğu Anadolu ile Trakya'daki potansiyellerini değerlendirmeye çalışıyor. TPAO'nun, MTA'nın yaptığı sismiklerde, Konya, Ankara ve Kırşehir'de de kaya gazı ile ilgili bir takım bulgulara ulaştık. İç Anadolu'da da bu çalışmalarımız yoğunlaştırdık. TPAO ile Shell işbirliğinde Diyarbakır'daki Sarıbuğday-1 sahasında kaya gazı çalışmalarına başlandığını anımsatarak, "Burada 3 bin metrelere ulaştık, hedefimiz 4 bin 500 metrelere ulaşmak. Kapasite varsa bunu belirlemek ve yeraltı jeolojisini çıkarmak istiyoruz" dedi.