Fed faiz artırımı yaklaşıyor; piyasalara volatilite hakim

Fatma MELEK
Fatma MELEK PİYASA GÖZÜYLE fatma.melek@akbank.com

Fed faiz artırımına yaklaşıyor, gelişmekte olan ülkelerin finansal aktiflerinde volatilite sürüyor. Perşembe günü Fed faiz kararı var; İşsizlik oranı %5.1 ile Fed’in uzun vadeli hedefinde. ikinci çeyrek büyümesi %3.7 ile güçlü geldi. Verilerde önemli bir sorun projeksiyonların altında seyreden enflasyon; ancak Fed para politikası üyeleri bu durumun “geçici” olmasını bekliyor. İkinci sorun ise piyasada Çin kaynaklı yaşanan volatilite; bu yüzden piyasa oyuncuları Eylül’de ilk faiz artırımını düşük ihtimalle fiyatlıyor.  Ancak, diğer bazı görüşler de; ABD ekonomisinin, 25 baz puan gibi makul faiz artışlarını kaldırabileceği yönünde. Burada amaç, artık sıfır faiz politikasından çıkarak politika normalizasyon sürecine geçmek. Fakat bu adım, %2+ gibi bir politika faiz seviyelerine kademeli geçiş taahhüdü taşımayacak; politika çerçevesinde veri bağımlı yapı devam edecek.

ABD’de büyüme toparlanıyor; ancak genel olarak değerlendirildiğinde global büyüme beklentileri kriz sonrası dönemde aşağı yönlü kalıcı kırıldı. Artık gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkeler için, 2007 döneminde yapılan  büyüme projeksiyonlarına göre,  daha düşük bir potansiyel büyüme söz konusu olacak. Gelişmekte olan ülkeler özelinde ise IMF projeksiyonlarına göre, potansiyel büyümenin gerilemeye devam etmesi bekleniyor. Bunda da sebep; zayıf yatırımlar, düşük verimlilik. 

Büyümedeki daha zayıf seyir global ticaretin de zayıf seyrini getiriyor. Kriz öncesi dönemde yıllık %7 büyüyen, 2010’da tekrar ivmelenen dünya dış ticaret hacmindeki yıllık artış, 2012-2013 yıllarında %3’e geriledi. 2015  Mayıs’ına geldiğimizde söz konusu yıllık artış ise sadece %1.5 oldu. Ayrıca dış ticarete konu olan imalat sanayi fiyatlarındaki ortalama değişim, 2014 sonundan itibaren negatifte. Mayıs ayında yıllık fiyat düşüşü ise, 2009’a benzer nitelikte sert.  Dünya ticareti verilerindeki bu zayıflığın temel nedenlerden bir tanesi, global ölçekte yatırımların zayıf seyri ve buna bağlı olarak yatırım malları ticaretinin düşük oluşu.  

Emtia fiyatlarındaki zayıf seyir de zayıf global talebin de bir göstergesi: Emtia fiyatları genel endeksi 2009 yılı seviyelerinde. Endüstriyel metallerde, üretim ve tüketim tarafında en büyük oyuncu Çin.

Talep tarafında Çin’de beklentilerin üzerinde yavaşlayan imalat sanayi ve genel olarak azalan yatırımlar (konut, altyapı vb) talebi düşürüyor. Arz tarafında; yeni teknolojilerle daha verimli, uygun maliyetli üretim yapma olanağı  arz kapasitesini artırıyor. Bu da fiyatlar üzerinde ek baskı yaratıyor. Global talep koşulları anlamlı derecede iyileşmeden kısa vadede fiyatlarda yukarı yönlü kalıcı bir hareket zor.

Değerli metallere baktığımız zaman ise büyük ölçüde saklama amacıyla kullanıldığından global faiz oranlarına ve doların değerine duyarlı. Fed faiz artırımı süreci ve bu sürecin neden olduğu dolar değerlenmesi  değerli metallerin fiyatlarında kısa vadede baskı yaratıyor. 

Tüm bu nedenlerle gelişmekte olan ülkelerde (GOÜ) ihracat zayıflıyor. 2012 ihracat performasını 100’e eşitlediğimiz bir endekste; 2015’e geldiğimizde  ihracatın seviyesinin durağan kaldığını görüyoruz. Bu dinamik de GOÜ büyüme potansiyelini olumsuz etkiliyor.  IMF’nin 2020’ye kadar yaptığı projeksiyonlarda; kriz öncesinde GOÜ’lerin hızla büyüdüğü; ve GOÜ ile GÜ arasında büyüme farklarının çok yüksek olduğu dönemin artık sonuna gelindiğini gösteriyor. Şu anda gelişmiş ülke büyümeleri ABD öncülüğünde daha hızlı gerçekleşiyor. 

Buradan çıkartabileceğimiz bir sonuç, doların güçlü trendinin süreceği yönünde; bu da gelişmekte olan ülke finansal aktifleri için negatif olabilir.  Gelinen süreçte tüm GOÜ’lerin, Türkiye’nin de izlediği konu GOÜ’lere giden fon akımlarının çok oynak olması. Fed tapering sürecine baktığımızda Mayıs 2013’ten itibaren 10 ay süreyle gelişmekte olan ülkelere giden fon akımları negatif seyretmiş. Sonrasında 2014’ün önemli bir kısmında pozitif. 2014 Ekim ile birlikte ilk negatife döndüğü andan itibaren, ara sıra pozitif olmasına rağmen, geçen 10 ay sürecinde GOÜ’lerin para birimleri değer kaybetmeye devam etmiş. 2014 sonundan itibaren GOÜ para birimlerinin dolara karşı değer kayıpları ortalamada %16.2 TL’nin ise %30.5.

TL’de yurt içi belirsizliklerin de etkisiyle devlet iç borçlanma senetlerine ve hisse senedine gelen yabancı yatırımların toplamı 2015 başından beri zayıf veya negatifte.  Fed politika normalizasyonu sürecinde de bu akımlar oynak seyretmesi önemli bir olasılık. Bu bağlamda piyasada 1 aylık ima edilen dolar volatilitesine baktığımızda; Fed tapering sürecinden daha yüksek bir volatilite görmekteyiz. Piyasalar daha kararsız, bu da daha yüksek volatiliteyi getiriyor.  
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
2016 Beklentiler 07 Ocak 2016