FED’in laf ebeliği

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Dünya ekonomisi oldukça oynak (volatile) bir dönemden geçiyor. Günü gününe uymuyor, hali belli olmuyor. Geçen birkaç haftaya bakın mesela. Peş peşe gelen iyi veriler, petrol fiyatındaki gerileme falan derken bir süre sıkı bir iyimserlik yüklemesi oldu. Son bir iki haftada ise bu iklimin değişmeye başladığını, yeni bir kaygı ortamına doğru kayıldığını gözledik. İlk darbe Rusya’dan geldi. Rus ekonomisi dibe doğru kayarken rublede de aşırı değer kaybı oldu. Herkesin aklına 1998 krizi geldi. Rusya ekonomisi netameli. Ayağı kayınca sert bir krize sürükleniyor. Krizini de, öncelik yakın çevresine olmak üzere, her yere bulaştırıyor. Bu defa da böyle olacağı korkusu yayılıverdi ortalığa. Kaygılar arttı. 

Petrol fiyatındaki düşme iyimserlik yaratan ana etkendi. Geçen hafta petroldeki fiyat düşüşünün talep yetersizliğinden kaynaklandığı, bunun da dünya ekonomisine resesyon eğilimlerinin hakim olmaya başladığına işaret ettiği görüşü çıktı ortaya. İyi gidiyor falan derken dünyanın tam tersi yönde hareket ettiğin, durgunluğa doğru yol alındığını söylüyor bu görüş. Herkesi bir deflasyon korkusu sardı. Piyasalarda volatilite tavan yaptı. 

Bütün bunların üzerine bir de FED bulutu çöktü. Aralık ayı içinde Amerikan Merkez Bankası’nın temel para politikası kararlarını alan FOMC komitesinin olağan toplantısı vardı. Önümüzdeki döneme ilişkin kararlar alınacaktı. FED uygulamakta olduğu bol para-düşük faiz politikasını bir süre önce yavaşlatmaya başladı, sonuçta likidite yaratma hızı sıfırlandı. Bundan sonraki aşama genişlemiş olan para arzının daraltılmasıydı. Daralan para arzının faizi yükselteceği biliniyordu. İş geldi FED’in ne zaman faizi yükselteceği noktasına takıldı. FED son birkaç toplantısında bunu “kayda değer bir zaman” sonra yapmaya niyetli olduğunu açıklıyordu. Kayda değer zamanın nasıl bir süre olduğu bilinmediği için her FOMC toplantısının öncesinde yatırımcılar kederlere bürünüyordu. 

Aslında FED’in yaptığı Merkez Bankalarının sıklıkla başvurduğu yol gösterme (forward guidance) çabasından başka bir şey değil. Bu genellikle sözel olarak yapılıyor. Merkez Bankaları kendi parasal büyüklüklerini ya da fiyatları değiştirerek sinyal vermek yerine sözel olarak niyetlerini belli edip, aktörlerin bu değişiklikler hazır hale gelmelerini sağlamaya çalışıyor. FED de bir süredir, likiditeyi kayda değer bir süre sonra daraltmaya başlayacağını söyleyerek hazırlıkların buna göre yapılmasını sağlamaya çalışıyordu. Tabiri mazur görürseniz, Merkez Bankası laf ebeliği yaparak durumu idare etmeye çalışıyordu. 

FED laf ebeliğini sevdi. Bir süredir işi laf ebeliği ile sürdürüyor. Yapılan açıklamalarda faiz yükseltilmesinin “kayda değer bir süre” sonra yapılacağı ifadesine yer veriyor. Çok bir şey söylemeden çok şey söylemiş oluyor. Aktörler de bu “kayda değer zaman” yönlendirmesinin açıklamadan ne zaman çıkartılacağını, yerine ne konulacağını, yol göstermenin yine sözel olarak mı devam edeceğini, yoksa fiilen faizi yükseltip doğrudan piyasa sinyali ile mi yönlendirme yapılacağını merak ediyorlar. 
Geçtiğimiz gün yapılan FOMC toplantısı bu sorulara bazı cevaplar getirdi. Sözel yönlendirme devam ediyordu. Bunun ne kadar süreceği ise belirsizliğini koruyordu. Açıklamadan “kayda değer süre” ifadesi çıkartılmıştı. Yerine bir sabır denklemi ikame edilmişti. FED belki kayda değer bir süre beklemeyecekti ama sabırlı davranacak, parayı daraltmak, faizi yükseltmek için koşulların olgunlaşmasını bekleyecekti. Koşullardan kastı istihdamda daha ileri bir iyileşme olması ve çekirdek enfl asyonun yüzde 2 düzeyindeki orta vadeli hedefe yaklaşmasıydı. FED bunu sabırla bekleyecekti. Bu süre içinde de FED’in politika niyetlerinde, duruşunda bir değişiklik olmayacaktı. Sabrın ne kadar süreceği FOMC açıklamasında belirsiz kalmıştı. FED başkanı toplantı sonrasında basına yaptığı açıklamada sabrın birkaç FOMC toplantısı daha sürebileceğini ifade ederek meseleye kısmi bir açıklık getirdi. 

Şimdi piyasa profesyonelleri para otoritesinin sabrının FOMC’nin hangi toplantısında tükeneceğini, sözel yönlendirmenin hangi toplantıda sonlandırılıp, piyasa sinyalleri ile yönlendirmenin başlatılacağını kestirmeye çalışıyorlar. Hesaplar bunun iki toplantı sonrasında olabileceğini gösteriyor. Yani Ocak ve Mart toplantılarının geçileceği, fiili yönlendirmenin (faizin yükseltilmesinin) Nisan ya da Haziran toplantılarının birisinde başlatılacağı tahmin ediliyor. Lafın kısası, FED’in laf ebeliğinin gelecek yılın ortasına kadar devam edeceği anlaşılıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018