Çevremizdeki sorunlara rağmen iyi görünüyoruz

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

 

Etrafımızda nereye baksak problem var. Güneyimizde adeta bir siyasi cehennem yaşanıyor.  Her an bizi  içine çekebilecek, en azından  kenarından köşesinden  gerilime bulaştıracak  olaylar yaşanıyor. Üstelik biz de bu bölgede yaşananlara karşı ilgisiz ve tepkisiz değiliz. Tersine, baş rol oynamak için adeta gayret gösteriyormuş gibi bir izlenim veriyoruz. Bu gelişmelerin bize dönük risk algısını arttırması, ekonomi üzerinde  olumsuz yansımalar yaratması olasılığı var. Ama bu henüz olasılık boyutunun ötesine geçmiş değil.  Fiili bir bulaşma yok.

Güneyimiz böyleyken batı yanımız epeydir hasta. Burada da sürüp giden bir ekonomik cehennem var. Avrupa Birliği küresel krizle birlikte içine sürüklendiği olumsuz koşullardan bir türlü sıyrılamıyor. Her geçen gün bir başka üye ülkenin uçurumun kıyısına geldiğine söylentileri  koca kıtaya nefes aldırmıyor. Küçük üyeler gündemden düşüyor derken bu kez en büyüklerden birisinin, Fransa'nın sorunları gündeme geldi.

Aramızdaki güçlü ekonomik bağlara ve bağımlılıklara bakılacak olursa Avrupa'nın yarattığı sürekli bunalım halinin Türkiye ekonomisinde ciddi yansımalar yaratması olasığı yüksek.  Epeydir sürüyor olmasına karşılık bu da henüz tam anlamıyla olasılık düzeyini aşmış değil. Avrupa'dan bir bulaşma etkisi geldiğini söylemek zor. 

Kısacası, yılın sonuna yaklaşırken, çevremizdeki olumsuz gelişmelerin Türkiye ekonomisinde  önemli bir yansıma yarattığını söylemek güç. Tersine,  çevrede yaşanan siyasi ve ekonomik olumsuzluklara rağmen,  ekonomimiz görece iyi bir görüntü veriyor. Türkiye ekonomisi adeta yakın çevresinden izole olmuş, başka bir ligde koşturuyor  gibi görünüyor.

Yanılıyor olabilirim. Abartıyor da olabilirim. Ama ben tabloyu böyle görüyorum.
                                                          *                *                *
Her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söylemiyorum tabii. Böyle olmadığını biliyoruz.  Sadece çevremizde gelişen olumsuz olaylardan beklenen ölçüde negatif enerji almadığımızı vurguluyorum.

Ekonomide yavaşlama var. Büyüme hızımız uzun dönemli ortalamanın altına indi. Yılı böyle kapatacağımız  anlaşılıyor. Ama bu bize has bir durum değil. Çevremizdeki olayların belirlediği bir durum olduğu da söylenemez. Herkes yavaşlarken biz de yavaşladık. Hatırlarsanız yıl başında özellikle  Avrupa'daki sorunlara referans verilerek Türkiye ekonomisinde  sert bir yavaşlama olacağı öngörülüyordu. Bunun üstüne güneyimizdeki gerilim ve çatışmalar geldi. Büyümenin daha da yavaşlaması gerekiyordu. Böyle olmadı.  Yıl biterken büyümedeki yavaşlamanın görece yumuşak olacağı, bizi yere çakacak ölçüye gelmeyeceği görülüyor.

Ekonominin zaten bozuk olan temel dengelerinde daha büyük büyük bozulmalar olmadı.  Kriz nedeniyle büyüyen kamu açığının daraltılacağına ilişkin siyasi tercih sonuç verecek gibi görünüyor. Yılı yüzde 2.5 düzeyinde bir açıkla kapatacağımız anlaşılıyor. Yanı başımızdaki Avrupa'ya kıyasla  bu kadar açık kadı kızında da olur diyebilecek durumda olduğumuzu söyleyebiliriz. 

En ilginci de Avrupa pazarındaki daralmanın bizim dış dengemizi daha da bozacağı  yönündeki beklentinin başına geldi. Öngörülenin tersine  cari açık önemli ölçüde geriledi. Gerilemenin  ekonomideki yavaşlamadan kaynaklandığını biliyoruz. Çevremizdeki gelişmelerin bunu tersine çevirmeye yetmediğini söylemek mümkün.

Çevremizde ülke riskimize  tavan yaptıracak koşullar var. Bunlar etkili olsa daha ilk adımda ülkeden ciddi para kaçışı olurdu. Risk algısının sürüklediği bir para çıkışı olmadı. Tersine, kredi notunun yükselmesinden sonra,  para girişi hızlandı.  Merkez Bankası olası döviz bolluğu için önlemler alıyor.  Bu durumun Türkiye ekonomisinin yakın çevresindeki risklerden izole olmuş gibi bir görüntü verdiği şeklindeki gözlemimin  en önemli kanıtı olduğunu düşünüyorum.
 

Türkiye ekonomisinin  tarihsel gelişme çizgisiyle de uyumlu olmayan bir durum bu. Nedenlerini ve sürdürülebilir olup olmadığını merak ediyorum doğrusu.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018