Fıkradan pokere karar

Ali Argun KARACABEY
Ali Argun KARACABEY VERİDEN BİLGİYE argunkaracabey@arel.edu.tr

Sıcaklardan olsa gerek bugünlerde bilgisayarın başına oturduğum zaman, aklıma yazmak istediğim konuya ilişkin eski, modası geçmiş fıkralar geliyor. Bugün aklıma gelen fıkra, sanırım herkesin bildiği, Afrika’ya safariye giden Amerikalı ve Japon fıkrası. Fıkra Japon’un Amerikalıya verdiği “Aslandan hızlı olmama gerek yok, senden hızlı olayım yeter” cevabıyla bitiyor. Artık sıradanlaştığından olsa gerek, bizi yeterince düşündürtmeyen ve zaten güldürmeyen bu fıkranın bize anlattığını arada bir bile olsa hatırlamakta fayda var. 

Geçen yazılarımda bahsettiğim, ünlü poker oyuncusu Annie Duke kendisiyle yapılan söyleşinin sonlarına doğru, 13 kez poker turnuva şampiyonu olan Phill Helmuth’un “Şans olmasaydı, her seferinde kazanırdım” sözüne atıfta bulunuyor. Arkasından da, Helmuth’un ne demek istediğini şu şekilde açıklıyor: “Demek istediği, poker oyununu yenemeyeceği. Ama kararlarını sonuçtan bağımsız bir şekilde değerlendirerek, açık bir strateji çerçevesinde şekillendirerek, (oyuna ilişkin) anladıklarının yüzdesinin rakiplerine oranla hep daha fazla olmasını sağlıyor.” Yani Helmuth’un iddiası aslında şu, elimdeki kartlara ve oyunda elde ettiğim bilgilere dayanarak ben hep en doğru kararı alırım ama sonucu kontrol edemediğim bir değişken olan şans belirler. 

Gerek fıkradan gerek Duke’un anlattıklarından çıkarılacak ders aslında basit ve net: Başarılı olmak istiyorsanız, rakiplerinizle mücadele etmeniz gerekir. Diğer taraftan her iki durumda da geçerli olan bir diğer nokta, hem Helmuth hem de Japon turist oyunu doğru oynuyorlar. Yani sonucun ne olacağından bağımsız hareket ederek, kendi ellerinde olan kullanabilecekleri ve yönetebilecekleri değişkenlere odaklanıyorlar. Bu yaptıklarının, Helmuth’un oyunu kazanmasını veya Japon turistin aslandan kurtulmasını garanti altına almayacağı kesin. Bununla birlikte, önemli olan aldıkları karardan sonra, yine aynı durumu gözlerinde canlandırdıklarında, mevcut şartlar altında aynı kararı alacaklarını düşünüyorlarsa, aldıkları kararın doğru olduğunu söyleyebiliriz. 

Hangimiz başımıza gelen ve sonucunu beğenmediğimiz bir olaydan sonra oturup keşke şöyle yapsaydım demeyiz ki. Bunu dediğiniz anda oturup bir düşünün. Keşke derken, aslında kararı aldığınızda bilmediğiniz bazı değişkenlerin gerçekleşmiş hallerine bakarak mı keşke diyorsunuz yoksa kararı ilk aldığınız andaki bilgilerinize dayanarak mı? Olacakları önceden görebilme olanağınız yoksa, ki olsaydı zaten keşke diyebileceğiniz bir duruma düşmezdiniz, geçmişi değerlendirirken o an elinizde olan bilgilere göre düşünmeniz gerekir. 

Gerek günlük hayatımız gerek iş hayatı karmaşıktır. Aynı poker oyunundaki şans faktörü gibi kontrol edemediğimiz, buna karşılık sonucu doğrudan belirleyen değişkenler vardır. Siz alacağınız kararları, sizin dışınızda gerçekleşecek olayları veya değerini belirleyemediğiniz değişkenleri düşünerek almaya çalışırsanız doğru karardan uzaklaşırsınız. Yapacağınız en iyi şey, sonucun üzerinde temel belirleyici bile olsa kontrol edemediklerinizi bir kenara bırakarak, elinizde ne var ona bakıp, onları en iyi nasıl kullanabileceğinizi bulmaktır. Günlük hayatımızda mutlu, iş hayatımızda başarılı olabilmek için gerek ancak yeter olmayan şart, her şeyden önce kontrol edebileceğiniz değişkenleri dikkate alarak, bunlarla uyumlu kararlar alabilmektir. Bu yolla, sonucun iyi olmasını garantileyemeseniz bile, pişmanlık duymayacağınızı garantileyebilirsiniz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Abone 13 Mayıs 2019
Paylaşım ekonomisi 29 Nisan 2019
Eğitimde değişim 18 Mart 2019
Sistem bozucular 21 Ocak 2019
Dijitalleşme, ama nasıl? 31 Aralık 2018
Dalgalar ve Atatürk 21 Mayıs 2018