Futbola kurumsal yönetim neden gerekli?

Tuğrul AKŞAR
Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR taksar@gmail.com

Dünyanın en sevilen sporu futbolun peşinden bugün yaklaşık beş milyar insan delicesine koşuyor. Yeryüzünün en çok izlenen, oynanan ve sevilen sporlarının başında gelen futbolun bu gelişiminde, şüphesiz ki en büyük pay 1990’lı yılların sonundan itibaren gelişen digital platformlar…

Digital platformlar ve ınternet futbolu görsel endüstriye dönüştürdü

Digital platformlar bir yandan statlarda oynanan maçları yüksek ses ve görüntü kalitesiyle, dünyanın dört bir yerine ulaştırıp onu bir gösteri endüstrisine dönüştürürken, diğer taraftan da futbolun temel yakıtı olan naklen yayın gelirlerinin doğmasına ve geometrik olarak büyümesine olanak sağladı. Digital yayın platformları futbolun gelir yapısını değiştirdi. Televizyonun internetle olan evliliğinden doğan sosyal medyayı da arkasına alan bu endüstriyel dönüşüm süreci, adeta tüm dünyayı küresel bir stadyuma çevirip futbolu tam anlamıyla küreselleştirip metalaştırdı. Yani, futbol sadece bir eğlence ve boş zamanları değerlendirme etkinliğinden daha çok pazar için, “iş” olsun diye oynanan, yıllık gelirleri yüz milyar dolarlara ulaşan devasa bir sektör haline geldi.

Kulüpler birer eko-sport örgüt haline geldiler 

Hal böyle olunca, futbolun temel aktörlerinden olan kulüpler de, süreç içinde yıllık yüz milyon dolarlara varan gelirleri, milyar dolarlara ulaşan piyasa ve marka değerleriyle birer ekonomik örgüte, eko-sport örgütlere dönüştüler. Nitekim, aşağıdaki tablodan da görülebileceği üzere Real Madrid ve Manchester United yıllık beş yüz milyon euronun üzerinde gelir yaratır hale geldiler. 
İşte geçen hafta, parasallaşan ve giderek ticarileşen futbolun içinde bulunduğu yönetsel sorunların tartışıldığı, Türkiye İç Denetim Enstitüsü ve Spor Yazarları Derneği tarafından düzenlenen, “Sporda Kurumsallaşmanın Tam saha Güvencesi: İç Denetim” panelinde bu konularda düşüncelerimi izleyicilere aktarmıştım. Bu konuları bu kez de sizlerle paylaşmak istiyorum. 

Futbol bugün dışsal etkileriyle birlikte yıllık 150 milyar dolar gelir yaratıyor. Sadece futbol kulüplerinin tüm dünyada geliri 30 milyar dolara ulaşıyor… Bu gelirin yaklaşık 2/3’ü, yani 19.5 milyar euroluk kısmı Kara Avrupa’sında yaratılırken, Türk futbol pastasının büyüklüğü ise 700 milyon euro civarında… Buna göre, Türk futbol pastası Avrupa futbol gelirlerinin yaklaşık %3.6’sını oluşturuyor. 
Liglerin bonservis bedelleri üzerinden takım değerleri toplamı, milyar eurolara ulaşıyor. Avrupa’nın en değerli ligi Premier Lig’in değeri 3.7 milyar euroya ulaşırken, Süper Ligi'mizin değeri 951.7 milyon euroya ulaşmış durumda…

Kısacası, digital yayın platformları futbolun gelir yapısını değiştirdi. Değişen gelir kaynakları ticarileşme-endüstrileşmeye neden oldu. Futboldaki bu hızlı değişim ve aşırı gelir artışına karşın, kulüpler yönetsel anlamda kendilerini parasal gelişimle koşut olarak re-organize edemediler. Aşırı gelir artışının, liglerde toplulaşma/yoğunlaşmaya da neden olması, yönetsel yetersizlikle birleşince futbol kulüpleri de krize girmeye başladılar. 

Türk futboluna ilişkin temel saptamalar

1990’lardan sonra giderek parasallaşıp ticarileşen ve bunun sonucunda da endüstriyel bir karaktere bürünen futbol doğal olarak, Türk futbolunda da yapısal dönüşümlere yol açtı. Bu, doğal olarak bazı sorunları da zaman içinde beraberinde getirdi. 
Türk futbolunun endüstriyel dönüşüm sürecinde temel olarak aşağıdaki temel dönüşüm ve gelişimleri tam olarak sağlayamadığını düşünüyorum. Bunlar:
- Türk Futbolunda yönetsel gelişim, parasal gelişimin gerisinde kaldı (Dernek statüsü ve kurumsal yönetim yetersizliği),
- Konvansiyonel yönetim anlayışından endüstriyel gelişimin gerektirdiği örgütsel ve kurumsal yönetim yapısına geçilemedi. (Kulüplerimizde kurumsal yönetim, egemen örgüt modeli haline getirilemedi.)
- Kaynaklar etkin kullanılamadı. 
- Parasal büyümenin getirdiği servet artışından kaynaklanan varlıklarda risk yönetimi sağlanamadı. 
- Avrupalı kulüplerle rekabet edebilecek bir futbol yapılanmasına geçilemedi. (Kulüpler arasındaki haksız rekabet minimize edip futbol kalitesini artıracak, Türk futbolunu uluslar arası sportif arenada konvertibl kılabilecek bir yapı oluşturulamadı.)

Yukarıdaki söylediklerimizin ışığında, bu dönüşüm sürecinde Futbol Otoritesinin Türk Futbolunu iktisadi, mali ve sportif anlamda rekabet gücünü artıracak yeni ve endüstriyel gelişime uygun yeniden yapılanmayı sağlayamadığını, 

Avrupa futbolunda rekabet gücü yüksek kulüplere karşı, kulüplerimizin endüstriyel dinamiklere uygun niteliksel dönüşümünü sağlayacak ve rekabet gücünü artıracak yeniden yapılanmaya yönelemediğini ifade edebiliriz. Bu dönüşüm ve değişimi sağlayamadığımız için de, Türk futbolu içinden çıkmakta zorlandığı aşağıdaki temel ve genel sorunlarla boğuşmak zorunda kaldı.

Parasal gelirimiz arttı, sportif performansımız düştü!

1990’lı yıllardan itibaren Avrupa futbolu hızlı bir şekilde parasal büyüme sürecine girdi. Türk futbolu da 1990’nın sonundan itibaren bu sürece ortak oldu ve parasal geliri geometrik olarak artmaya başladı. Nitekim, 2000-2014 arası Türk futbolunun parasal gelirleri %356’lık bir artışla, 150 milyon eurodan 685 milyon euroya kadar yükseldi. Ne var ki, bu büyüme beraberinde sportif performans getirmedi. Türk futbolunda parasal gelir artışı yaşanmasına karşın, sportif performansta geriledik, irtifa kaybettik. 2000 yılında UEFA’da 7. sıraya, 2002’de FIFA’da 9. sıraya kadar yükselmemize rağmen, 2014 sonu itibariyle UEFA’da 12. sıraya, FIFA’da 49. sıraya kadar geriledik… 

Kulüplerde kurumsal yönetişim sağlanmalıdır

Ülkemizde kulüplerimiz genel olarak, dernek statüsünde örgütlenmiş durumundalar. Bu organizasyon yapısı, kurumsal yönetişimin sağlanmasında önemli bir engel olarak karşımıza çıkıyor. Bununla birlikte, şirket şeklinde örgütlenip aynı sorunları yaşayan kulüpler de söz konusu. 

Yönetsel yetersizlik, finansal yetersizliği getiriyor 

Kulüp yapılanmasındaki yönetsel sorunlar ve yetersizlikler, doğal olarak finansal yetersizliği de beraberinde getiriyor. Mevcut finansal ve yönetsel yapılar, yukarıda belirttiğimiz makro ekonomik riskleri göğüslemek için yetersiz kalıyor. Tüm bu sorunlarımızın çözümü, öncelikle kurumsal yönetim ve yönetişimin kulüplerimizde egemen örgüt modeli olmasından geçiyor.

Türk futbolunun temel sorunları
1. Sportif Performans Sorunu
2. Mali sorunlar
3. Yönetsel sorunlar
4. Tesis-altyapı sorunları 
Yukarıda ana başlıklar itibariyle saptadığımız sorunları açacak olursak, aşağıdaki genel sıkıntılarla karşı karşıya kaldığımızı gözlemleriz.
Bu sorunları ana başlıklarıyla ele alırsak; 
- Kontrolsüz transfer/personel harcamaları, 
- Yetersiz kulüp tesisleri, 
- Kulüplerin artan borçları, 
- Stadyumlarımızın eksiklikleri, 
- Kurumsal yönetim yetersizliği, 
- Sportif altyapıların eksiklikleri, 
- Yanlış şirketleşme ve halka arzın yarattığı sorunlar, 
- Örgütlenme sorunları (yetersiz kalan Dernekler Kanunu) 

Endüstriyel futbol etkin varlık ve risk yönetimi gerektiriyor
Günümüzde futbol kulüplerinin yüz milyon euroluk büyüklüklere ulaşan gelir yapısı, başarıya giden süreçte karşımıza temel olarak iki başarı faktörünü çıkartıyor. Bunlar; Varlık ve Risk Yönetimi ile Sportif Performans Yönetimidir.

Varlık yönetimi

Değeri yüz milyonlara ulaşan varlıklarıyla, futbol kulüplerimiz günümüzde bir yandan asıl faaliyet konusu olan sportif performans yönetimine odaklanırken, diğer taraftan da, varlıklarını sportif ve mali performansı maksimize edecek ve sürdürülebilir başarıya ulaşacak şekilde etkin yönetmek zorundalar. Bunu yaparken, aynı zamanda varlıklarını önemli risklere karşı koruyacak, risk yönetimini de yaşama geçirmek durumundalar. Ticarileşip finansallaşan günümüz futbolunda risk yönetimi, varlık yönetiminin ayrılmaz bir parçası ve tamamlayanı olarak karşımıza çıkıyor.

Risk yönetimi

Futbol kulüplerimizin önemli varlıklarının daha baştan olası risklere karşı korunması, sportif performansta başarıya ulaşmak için kaçınılmaz bir zorunluluk olarak önümüzde duruyor. 3 Temmuz örneğinde yaşadığımız üzere, futbol kulüpleri çok önemli risklere maruz kalabilirler. Bu risklerin karşısında; 
- Önemli futbolcularını yitirebilir,
- Şampiyonluktan olabilir,
- Taraftar kaybedebilir,
- Önemli yasal ve yönetsel yaptırımlara muhatap kalabilirler…
- Tüm bunların sonucunda da; 
- Önemli gelirlerden mahrum kalabilir,
- Piyasa değerlerinde önemli kayıplara uğrayabilirler…
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar