Galatasaray ucuz kurtuldu

Cem TOP
Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Sezona Sivas deplasmanında başlayan Galatasaray, 2-0 geriye düştüğü karşılaşmayı 2-2’lik beraberlikle noktaladı ve ilk haftayı bir puanla kapattı. Maça dair tartışma ve analizleri maç öncesinden başlatmak zorundayız çünkü teknik direktör Hamza Hamzaoğlu, yaptığı ilk on bir seçimiyle bu tartışmaların fitilini kendisi ateşledi. Podolski’nin santrfor pozisyonunda oynadığı Galatasaray’da, bu oyuncunun arkasındaki üçlü Yasin, Sneijder ve Olcan’dan kurulmuş, orta alanın ortasında ise Selçuk–Bilal ikilisine görev verilmişti. Bu konuda lafı hiç uzatmadan şunu söylemek lazım, sarı-kırmızılı takımın göbeği Selçuk–Bilal ikilisine emanet edilemez ve edilmemeli. Bu ikilinin önündeki futbolcuların etkili pres yapma meziyetleri olmadığı gibi belki de bireysel disiplini ile bu işi başarabilecek tek futbolcu olan Podolski de santrfor pozisyonuna kayınca, Sivasspor özellikle ilk 45 dakikada Galatasaray yarı alanında istediği gibi at oynattı. Sarı-kırmızılıların yumuşak kalan orta sahasına karşı göbeği üç isimle kapatan Sergen Yalçın (Mehdi Taouil, Adem Koçak ve Hakan Özmert) kanatlardaki iki meziyetli futbolcusuyla da (Aatif ile Burhan) içe kat ederek rakibinin savunma yerleşimini epey bozdu. Bence tüm bu taktik çıkarımın vardığı nokta Felipe Melo’nun Galatasaray takımındaki vazgeçilmez konumudur. Belki de bu yüzden Brezilyalı futbolcu her sezon arkadaşlarıyla alay edercesine tatilini uzatıp, takımdan ayrılma numarası yapıyor ama her defasında dönüşü sevinç dalgası yaratıyor. Bu durumun sebebini anlamak çok kolay. Bence Melo da Galatasaray’daki vazgeçilmez konumunu biliyor.

Peki, ilk devrede rakibini sürklase eden kırmızı-beyazlı takımın ikinci 45 dakikada 2 gol yiyerek Galatasaray’ı puanlara ortak etmesini nasıl açıklayacağız? Şahsi kanaatim bahsettiğimiz bu düşüşün saha içinde ve kulübede iki nedeni olduğu yönünde. Birinci husus saha içindeki Sivasspor takımının, sıklıkla gördüğümüz üzere skoru koruma telaşına düşerek savunmasını kendi kalesine yaklaştırması ki, ikinci yarıda Burak oyuna girip devamlı surette savunma arkasına koşular yapınca biraz da Sivasspor’u buna zorlamış oldu. İkinci konu ise, Sivasspor teknik direktörü Sergen Yalçın’ın yaptığı hatalı müdahaleler. Skor avantajına sahip bir takımın oyunu tutmak için ön liberoları değiştirmekten başka formülleri de olmalı. Bunlardan en akla yatkını da dripling kabiliyeti yüksek forvetlerle kontratak fırsatlarını değerlendirmek. Özellikle oyunun son bölümlerinde Batuhan fiziken tükenmişken, kenardan gelecek doğru hamleler Sivasspor’un tazelenmesini sağlayabilirdi. Bu noktada yeri gelmişken, Sivasspor’un maçın genelindeki fizik kondisyon durumunu da pek beğenmediğimi eklemeliyim. Sezonun ilk haftasında 65-70’ten sonra bu denli düşmek ya kamp dönemi yüklemelerinin iyi programlanmadığını ya da takımın iyi çalışmadığını gösterir.

Şahsi kanaatim, Galatasaray’da Melo’nun dönüşüyle birlikte Burak ve Podolski’ye de asli görevleri iade edildiğinde taşların biraz daha yerine oturacağı yönünde. Bu durumda Bilal ve Olcan büyük ihtimalle yedek kulübesine çekileceklerdir. Sarı-kırmızılı takımın stoper bölgesindeki rotasyon darlığı da göze çarpıyor ama sanıyorum sezonu bu şekilde götürmeye çalışacaklar. İşin doğrusu, “Geçtiğimiz yıl Şampiyonlar Ligi’nde hayal kırıklığı yaratan Galatasaray o tarihten bugüne ne kadar yol kat etti?” diye soracak olsak, kimseden tatmin edici bir cevap alamayacağız. Zaten bu soruya çok müspet bir cevap vereni görürseniz, anlayın ki hayal tacirliği yapıyor. Maalesef durum bu!

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Derbi kadar zor 03 Mart 2016
Düğüm çözülecek mi? 25 Şubat 2016
Skandalın daniskası 23 Şubat 2016
Maçın şifresi: Savunma 18 Şubat 2016
Öp Quaresma’nın elini 16 Şubat 2016
Taktik savaşı 11 Şubat 2016
Maça geç kaldılar 09 Şubat 2016
Ciddiyet şart 02 Şubat 2016