Gelişen ekonomiler için yeni dönem (2)

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Küresel kriz yeni gelişen ekonomilerin performansını önemli ölçüde etkiledi. Kriz sonrası dönemde bu etkinin daha da belirgin hale geleceğini düşünüyorum. Krizin tam anlamıyla ABD’nin para politikasını değiştireceğini ilan ettiği 2013 yılında sonlandığını düşünebiliriz. Bu durumda kriz sonrası dönem olarak tanımlayacağımız periyodun başlama noktası 2013 yılıdır. Yeni dönem bundan sonrası olarak düşünülmelidir. 

Kriz sonrasındaki iktisadi iklimin öncesine kıyasla farklı olacağı kanısındayım. Değişen iktisadi iklimin yeni gelişen ekonomileri iki kanaldan etkileyeceğini düşünüyorum. Bunlardan birisi kriz sonrası dönemde bu ülkelerin kullanabilecekleri kaynaklar üzerindeki etkidir. İkinci etki kanalı bununla bağlantılı olacaktır. Kaynak imkanları daralan yeni gelişen ekonomiler çeyrek yüzyılı aşan bir süredir benimseyip uyguladıkları politikaları değiştirmeye, yeni stratejiler ve önlemler geliştirmeye zorlanacaktır. İkinci etki budur. 

Önce şu iktisadi iklim ve çeyrek yüzyıl meselelerine açıklık getireyim. İktisadi iklimden kastım dünya ekonomisinde gittikçe artan ölçüde egemen olan liberal ekonomi ve serbest piyasa düzenidir. Yeni gelişen ekonomilerin, küresel krize kadar bu iktisadi iklimden fazlasıyla etkilendiklerini, temel strateji ve politikalarını bu iklim içinde belirleyip uyguladıklarını düşünüyorum. Çeyrek yüzyıl deyimi ise 1980’lerin ortasında başlayan ve günümüze kadar gelen, özellikle küresel sermaye hareketlerinde somutlaşan ultra liberal uygulamaları içeren bir zaman dilimine referans olarak kullanılmaktadır. 

Bu ultra liberal dönemin ana karakterini ve yeni gelişen ekonomilerle ilgisini geçen yazımda tartıştım. Serbestleşme özellikle sermaye hareketleri üzerinde etkili olmuştur. Kazanç fırsatlarını serbestçe arayan sermaye yeni gelişen ekonomilere yığılmalı biçimde akamaya başlamıştır. Bu oluşum yeni gelişen ekonomilerin kullanabilecekleri kaynak imkanlarını artırıp, büyümelerini hızlandırmıştır. Yeni gelişen ekonomilerin ileriye dönük strateji ve politikaları bu etken etrafında belirlenmiştir. Bu yaklaşımın özürlü olduğu, sıkça kriz ürettiği de bilinmektedir. 

Çeyrek yüzyılı aşan sürenin özeti budur. Şimdi değişmeye zorlanacak olan da bu gelişme desenidir. Yeni dönem bu gelişme deseninin değişeceği dönem olarak algılanmalıdır. 

Yeni gelişen ekonomilere dönük sermaye girişinin yoğunlaşması gelişmiş ülkelerdeki büyüme sıkıntılarının yansıması olarak biçimlenmiş bir süreçtir. Kendi durgunluk eğilimlerini aşmak için genişleyici politikalar uygulayan ve bunu neredeyse sürekli hale getiren gelişmiş ülkeler dünya ekonomisini aşırı likiditeye boğmuştur. Bol para düşük- faiz, yani ucuz kaynak anlamına gelir bu. Söz konusu dönemde yeni gelişen ekonomilerin kaynak imkanlarını artıran, gelişme süreçlerini de bu etken etrafında biçimlendiren belirleyen temel gelişme budur.

Küresel kriz sonrasında bu imkan değişecek ve iktisadi iklimi de değiştirecektir. Burada iki noktanın altını çizmek gerekir. Kriz sürecindeki güçlü daralma liberal yaklaşımları bir yana koyup, ekonomilere ağır dozda müdahale edilmesini gerektirmiştir. Bu ultra liberalizmin en azından yara aldığı anlamına gelir. Kriz sonrası dönemin bir özelliği bu olacaktır. İkinci özellik ise kriz sürecinde yapılan ağır doz müdahaleler sonucunda en uç noktaya taşınmış olan küresel likidite genişlemesinin kriz sonrasında daralacak olmasıdır. Likidite genişlemesinin ana aktörü olan ABD Merkez Bankası bu daraltma işlemine başlamıştır.

Yeni gelişen ekonomiler çeyrek yüzyılı aşan bir süredir (ki bu bayağı uzun bir süredir) iktisadi büyüme ve gelişmelerini gelişmiş ülkelerin gevşek politikalarla biçimlendirdiği bir dünya ikliminde formatlayıp, uygulamıştır. Değişen koşullar şimdi bunları yeni bir büyüme formatı tanımlamaya, yeni gelişme biçimleri aramaya ve bütün bunları da büyük ölçüde kendi kaynak imkanlarının çizdiği bir çerçeveye oturtmaya zorlayacaktır.

Başlayan yeni dönemin temel koordinatlarının, en azından bir süre için, etkisini sürdüreceği kanısındayım. Gelişmiş ekonomiler yeni bir durgunluk çukuruna düşene kadar dünya ekonomisi bol para-düşük faiz düzenine ara verecektir. Yeni gelişen ekonomiler açısından önümüzdeki dönemin kaynak kısıtı altında geçeceği anlamına gelir bu. Kısıt altındaki bu dönemin ne kadar süreceğini kestirmek zor. Ama geleceğini daha doğru stratejiler ve daha sağlıklı bir ekonomi temeli üzerine inşa etmek isteyenler için yeterli zamanın olabileceğini düşünüyorum. 
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018