Solarizasyon biberde ilacı azalttı, verimi artırdı

Mersin’de Tarım Bakanlığı ile Ticaret ve Sanayi Odası’nın hayata geçirdiği nematod ve toprak kökenli hastalıklarla mücadele projesi ile biber üretiminde hem kalıntı sorunu çözüldü hem de verim artışı yakalandı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

BELMA BAĞRIK

MERSİN - Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Adana Biyolojik Mücadele Araştırma İstasyonu, Mersin Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü işbirliği ile Mersin’in Kazanlı, Adanalıoğlu ve Yenitaşkent bölgesinde yapılan biber üretiminde nematod ve toprak kökenli hastalıklarla mücadele için 2013’te başlatılan projenin sonuçları ve uygulanan yöntemler sektör paydaşlarının bir araya geldiği toplantı ile masaya yatırıldı. Toplantıda biber üretiminde erken dönemde solarizasyon sistemi uygulanarak ve daha önce yasaklanan ancak proje kapsamında kullanımına yalnızca bu bölgede kısıtlı olarak izin verilen 1-3 dichloropropene aktif maddeli ilaçlar ile verim artışı sağlandığı ifade edildi. 

Bölgede yapılan çalışmalarda biber üretiminde nematod ve toprak kökenli hastalıklar nedeni ile kaybolan ürün miktarının yaklaşık 160 bin tona ulaştığı belirtilirken, bu nedenle oluşan ekonomik kaybın 200 milyon TL’yi bulduğu ifade ediliyor. Bu kayıp hastalık ve zararlı artışına neden olurken ayrıca bu zararlılarla mücadele etmek için çok sayıda kimyasal kullanıldığı ve bunun da yetiştirilen ürünlerde kalıntı bulunmasına neden olduğu belirtiliyor. MTSO, 2 yıl önce bu sorunu çözmek için Ankara’ya giderek bakanlık yetkilileri ile görüştü ve çiftçilerin sorunlarını iletti. Bu bağlamda 2013’ün eylül ayında Mersin’de Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlık yetkililerinin de katıldığı bir çalıştay düzenlendi. Bu çalıştayın sonucunda ise Bakanlık daha önce yasakladığı 1-3 dichloropropene aktif maddeli ilaçlara kısıtlı kullanım iznini ilk kez sadece Mersin için verdi. Ayrıca solarizasyona erken dönemde başlanması ve etkinliğinin artırılması kararı alındı. 

İlaçlara kısıtlı izin verildi 

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Dr. Nevzat Birişik, toplantıda yaptığı konuşmada, kısıtlı olarak izin verdikleri ilaçlar sayesinde üretilen ürünlerde artık hiçbir kalıntı riskinin olmadığı yö- Solarizasyon biberde ilacı azalttı, verimi artırdı nünde veriler elde ettiklerini dile getirdi. “Eğer bu şekilde olmasaydı bu ilacı yeniden yasaklayacaktık ve muhtemelen hasat yarı yarıya düşecekti. Bu ilacı kullanmak isteyen her çiftçi tek tek sözleşme yapacak. İlacı satan firma da hangi bayiye sattıysa antlaşma yapacak ve yetkili bayiler dışında kimse satamayacak. Belirlenen uzman kullanıcılar dışında kimse bu ilacı toprağa atmayacak diye konuştu. 

Her türlü analizi yaptık 

Bu ürünleri piyasaya arz etmeden önce her türlü analizi yaptıklarını belirten Birişik, "Proje kapsamında Mersin’e 200 milyon TL ilave kaynak sağlandı. Çiftçimiz ilave 200 milyon TL’lik ürün elde etti ve bu ürün satıldı. Bu bölgede seracılıktan elde edilen hasıla 800 milyon TL- 1 milyar TL arasında. Bu rakam Malatya’nın kayısıdan kazandığının 2 katı. Burada 30 bin çiftçinin cebine giren parayı Malatya’da 100 bin çiftçi, Konya’da ise 110 bin çiftçi paylaşıyor” dedi. Projede sınırlı kullanımla izin verdikleri ilaç miktarının 310 ton yani 310 milyon cc olduğunu aktaran Birişik, “1cc bir insanı öldürmeye yeter. Kullanılan bu ilaç Türkiye nüfusunun 4 katını öldürmeye yetecek kadar. Bu yönünü çok iyi yönetmek gerekiyor” diye konuştu. Solarizasyon gibi basit bir tekniğin zamanında yapılmadığında ilaç kullanımının artacağına dikkat çeken Birişik, ilacın doğru yöntem ile kullanılmasının çok önemli olduğunu anlattı. Birişik, artık dünyada çok üretim yapmanın önemli olmadığını vurgulayarak, “Eğer ürettiğinizi satamıyorsanız, sattıktan sonra da arkasında duramıyorsanız, bu ürünü üretmeye de devam edemiyorsanız hiç kimse sizin ürününüzü almaz, bir kez alan da bir daha almaz. Türkiye artık 3. dünya devletleri gibi yarını belli olmayan, dününden bir haber bir toplum değil, tarım sektörü de böyle olamaz. Çiftçinin sattığı biber Brüksel’deki 2 aylık çocuğun gıdası veya Moskova’daki hastanedekilerin yemeği oluyor. Ancak insanları beslerken zehirleme hakkına sahip değiliz. Biz 50-100 yıl sonra da Türkiye’deki topraklarda tarım yapılabiliyor olması için çalışmalıyız” açıklamasını yaptı.

İlaç firmalarının bayilik mekanizması değiştirilmeli 

Dr. Nevzat Birişik, kimyasallarla mücadele etmenin her geçen gün zorlaştığını aktarırken, yeni bir aktif geliştirmek için 40-50 milyon dolarlık yatırım ve 10-15 yıllık bütçe oluşturulması gerektiğini ve karlı bir iş olmadığını vurguladı. Kimya firmalarının bir ilacı üretmesinden 5 yıl sonra kalıntı geliştiğini vurgulayan Birişik, “Direnç değişiyor. Biz bakanlık olarak sektörden çekildikçe ilaç bayilerine alan açılmış oldu. İlaç bayileri de bunu geçim korkusuyla yapıyor. Bu durumda bunlara alternatif geçim kaynakları oluyor. Daha çok ilaç satarak daha çok para kazanan bir mekanizmayı kırmamız lazım. Yetkili bitki koruma ofisleriyle biz bunu amaçlıyoruz. Bu düzenlemeyi yeni yaptık. Diyoruz ki çok tehlikeli olan ilaçları çiftçi kullanmasın, bunları sadece yetkili bitki koruma ofislerinde kullandıralım ve uygulamadan kaynaklı bir gelirleri olsun. Tek dertleri ilaç satmak olmasın ve riski paylaşsınlar. Bayilik mekanizmasını değiştirmemiz gerekiyor. Çiftçi ürününde kalıntı çıktığında onun hesabının sorulacağını biliyor olması lazım. Piyasada yaklaşık 6 bin ruhsatlı tarım ürünü var ama bunun 2 bin 500’ü piyasada bulunuyor. 30 bin civarında gübre ruhsatı var. Devlet gübre ruhsatı almayı kolaylaştırdığı için firmalar da bu yolu seçti”diye konuştu.

Mersin, Türkiye’nin ikinci büyük üretim merkezi 

Mersin Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Kadir Çiftepala ise zengin tarımsal çeşitliliğe sahip Mersin’in Türkiye’nin en büyük ikinci üretim merkezi olduğunu ifade ederek, “Mersin Türkiye’nin toplam tarımsal üretiminin yüzde 6’sını gerçekleştiriyor. Türkiye’nin toplam yaş meyve sebze üretiminin ise yüzde 11’ini.Mersin sahip olduğu örtü alanı ve üretimi bakımından ikinci sırada yer alıyor. Türkiye’nin seralarının yüzde 28’i Mersin’de. Mersin 1.2 milyon ton üretimi ile Türkiye’nin sera üretiminin yüzde 20’sini karşılıyor. Bu projenin uygulandığı Kazanlı, Adanalıoğlu ve Yenitaşkent bölgesinde ise yaklaşık 4 bin 500 sera üreticisi bulunuyor ve bu projenin sonuçları bölgede yaşayan yaklaşık 25 bin kişiyi etkiliyor” dedi.


Yeşil biberde pestisit sorunu nasıl çözüldü?

İZLENİM /TALİP AKTAŞ 

Sera üretimi yeşil biber, tarım ürünleri içinde belki en fazla tartışma gündemine gelen ürün… İhraç edilen yeşilbiberlerin sınır kapılarından geri çevrildiği sıklıkla rastlanan haberler arasındaydı. Geçmiş dönemlerdeki kadar yoğun olmasa da bu benzeri haberlere yine de zaman zaman rastlayabiliyoruz. Nedeni, önemli ölçüde nematodlara, yani toprak kökenli parazitlere karşı kullanılan ilaçların yarattığı kalıntı (pestisit) sorunu… Kontrollü de olsa kullanılan ilaçların zehir olduğu bir gerçek; ancak zararlılarla mücadele için kullanılan bu ilaçların dozu ve hasat öncesi kullanım süresi önemli… Hemen söyleyelim; pestisit sorununda önemli bir gelişme kaydedildi… Biberdeki kalıntı miktarı, Mersin’de başarıyla uygulanan bir proje ile üçte iki oranında azaltıldı. Proje, asıl olarak sera toprağının yaz mevsiminde solarizasyon uygulamasıyla, yani toprağın güneş enerjisi ile ısıtılarak toprak kökenli hastalık, zararlı ve yabancı otlardan dezenfekte edilmesi ve böylelikle ilaç kullanımının azaltılması esasına dayanıyor. Projenin uygulama sonuçlarıyla ilgili Mersin Kozanlı’da hafta sonunda düzenlenen etkinlikte, bir sera üreticisine, toksik madde kullanımını ne oranda azalttığını soruyoruz. Yanıtı çok net: “Dönüme 6.2 litre kullanıyordum, bu proje ile hiç kullanmadım…” Ve devam ediyor: “İki gün önce ihracatçı geldi, ‘işte malım, işte fiyatım’ dedim. ‘Beğenmiyorsan yarın gelecek alıcıyı arayayım…’ Daha önce bunu söyleyemiyordum. Açık söylüyorum; şimdi ürettiğim ürüne güveniyorum.” İlaç ihtiyacını çok büyük oranda ortadan kaldıran solarizasyon ile daha önce yasaklanan bir ilacın sınırlı ölçüde ve kontrollü şekilde kullanımına izin verilmiş. Projede, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Dr. Nevzat Birişik, MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Enis Hekimoğlu, Adana Biyolojik Mücadele Araştırma İstasyonu’ndan Doç.Dr. Seral Yücel ile Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Kadir Çiftepala’nın başarılı çalışmalarını özellikle vurgulamak gerek… Nevzat Birişik, uygulama sonuçlarından memnun; “2014 sonu ve 2015’in başı itibariyle elimizdeki veriler hiçbir kalıntı riski olmadığı yönünde. Bu iyi haber” diyor ve ikinci cümlede ciddi uyarısını tekrarlıyor: “Ama hemen söyleyeyim; ürettiğimiz bu çözüm eğer sabote edilirse kalıcı değildir. Devlet topraklarını, toprakta yaşayan canlıları, bu ürünleri tüketen çocuklar ve yetişkinleri korumak için bu ilacı tekrar yasaklar. Hiç tereddüt etmeyiz…” Birişik, tablonun ciddiyetini ise şu sözlerle vurguluyor: “Sınırlı kullanımla izin verdiğimiz bu projede kullanılan ilacın damardan alındığında, 1 cc’si bir insanı öldürmeye yeter… Eğer solarizasyon gibi basit bir tekniği, ekmek kapımız olan bu işte yapmamız gerekeni zamanında yapmaz isek bunun ciddi sonuçları olur.” Etkinlik kapsamındaki toplantıda üreticiler, ürünlerdeki kalıntı düzeyinin fiyatlara yeterince yansımadığından şikayetlerini dile getirdiler. Bir üretici yakınıyor: “İyi tarım ürünü sattığını söyleyen bir zincir, benim pestisit içermeyen ürünümü de piyasa fiyatından almak istiyor, kabul etmeyince de almaktan vazgeçiyor. O ürünü aldığı kişi 10 ton iyi tarım üretim ruhsatı almış, 30 ton üretiyor…” Nevzat Birişik, bu yakınmanın ardından “kamuoyunun doğru bilgilenmesi bakımından” açıklama gereği duyuyor: “Bütün bu tartışmalarımız yüzde 2-3 oranındaki kalıntı riski ile ilgili. Yüzde 97’si güvenli gıdadır…” Peki bu oran dünya ölçeğinde ne anlama geliyor? Devam ediyor Birişik, “Riskli oran, her ürün partisi için Avrupa’da yüzde 3’tür. Hindistan’da yüzde 16…” Tarımın tartışma gündemi yoğun.. Ancak Mersin’de başlatılan ve olumlu sonuçları alınan uygulamanın yaygınlaşması, üretici için de tüketici için de ihracat için de gerçekten iyi haber…

Bu konularda ilginizi çekebilir