Halı ve kilimin buluşma noktası 'Kapalıçarşı'

Halı ve kilim dendiğinde akla ilk gelen yerdir Kapalıçarşı. Tarih kokan atmosferi ile turistlerin de uğrak mekanıdır burası. Kapalıçarşı'nın halıcılarını ve kilimcilerini tanımak için oradaydık…

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Başar Babataş

Fotoğraf: Coşkun Çeler

Kapalıçarşı… Dört bir yanı tarih kokan yüzlerce yıllık bir çınar. Bugün mimarisi ve tarihiyle İstanbul'un en önemli simgelerinden biri. Kapalıçarşı dendiğinde ise akıllara altın piyasasından sonra halıcıları ve kilimcileri gelir. Biz de bir günümüzü Kapalıçarşı'ya ayırdık ve oradaki halıcı ve kilimcileri gezdik.

Kapalıçarşı'nın temeli 1461 yılında atılmış. Bu dev labirent 30 bin 700 metrekarelik bir alana 65'in üstünde sokağa ve 4 bin kadar da dükkâna sahip. 15. yüzyıl'dan kalan duvarlar zamanla örtülerek bir alışveriş merkezi haline getirilmiş. Her türlü değerli kumaş, antika eşya, mücevher burada alıcı bulmuş. Şimdi ise çarşının en önemli sakinleri arasında kilimciler ve halıcılar yer alıyor. Özellikle yurt dışından gelen turistler buraya uğramadan ülkelerine dönmüyorlar. Hatta daha İstanbul'a gelmeden çeşitli kitaplardan Kapalıçarşı'yı araştırarak nerelere gitmeleri gerektiğini, hangi ürünü hangi dükkanda bulabileceğini ve nasıl pazarlık yapması gerektiğini öğrenerek buraya geliyor pek çok turist. Zaten neredeyse tüm esnaf ağız birliği yapmış gibi satışların yüzde 95'ini yabancı turistlere yaptıklarını söylüyor. Hatta bazılarına göre yabancılar Türk halısını ve kilimini yerli müşterilerden çok daha iyi tanıyor.

Yüzde 95'ini yabancı turistler alıyor

Kapalıçarşı'nın dar yollarında yürürken ilk durağımız EthniCon mağazası oluyor. Şirketin ortaklarından Mustafa Güneli 20 yıldır Kapalıçarşı'da. EthniCon'un en önemli özelliği klasik tarzdaki ürünlerden ziyade modern imzalı ürünleri satmaları. Mustafa bey bu durumu şöyle özetliyor; "Eskiden dekorasyonlarda halı ve kilim daha fazlaydı. Gitgide bu durum azaldı. Çünkü halı ve kilim eskiden ısınma ya da yatırım amaçlıydı. Günümüzde ise gelişen teknolojiyle beraber ısınma amacını kaybetti. Bizim ürünlerimizin tamamı bu yüzden dekorasyon amaçlı kullanılıyor."

EthniCon modaya ve çağa uygun tasarımlara imza atıyor. Bu dönüşüme geçmelerinin başlıca nedenlerinden biri ise talebin modern tasarımlara kayması. Yeni ürünlere karşı verilen tepkilerden müşterilerin daha mutlu olduğunu ifade ediyor Güneli. En önemli etken ise klasik bir ürünün modern mobilyalar ile kullanılamıyor olması. Bazı mimarların modern tasarımlarda küçük parçalarla klasik kilim ve halıyı da tercih edebildiğini söyleyen Mustafa Güneli, bunun şimdilerde güncelliğini yitirdiğini ekliyor.

Mustafa bey, müşterinin rengini, modelini ve desenini beğenerek bir sonuca varabileceğini, kalite açısından ise bunu anlamanın biraz zor olacağını kaydediyor. Eskiden sentetik ürünler çok fazla kullanılmadığından 30-40 yıllık kilimlerin daha kaliteli olduğunu belirtelim.

Dükkanda sattıkları kilimleri toplamak için ise Anadolu'da evlerin kapılarını tek tek çalıyorlar. Toplanan bu kilimler önce yıkama işleminden geçiriliyor, ardından da sağlam bölümleri değerlendirip, birleştiriliyor. Dizaynırlar desenleri çizdikten sonra da ürünler bu dükkana getiriliyor. Kısacası kilimler 18-20 değişik işlemden geçiyor. EthniCon'da kilimlerin metrekare fiyatı ise 300 TL.

Değerini belirleyen el işçiliği, eskiliği ve renkleri

Kapalıçarşı'daki ikinci durağımız Carpet Inn adlı dükkan oluyor. Burası 1955 yılından beri hizmet veriyor. Çarşının en eski markalarından biri. Genelde Anadolu halıları ve kilimleri satılıyor içeride. Tamamı el yapımı. Makine halısı ise yok denecek kadar az. Yüzde yüz Anadolu'da dokunan, kullanım amaçlı ürünler bulunuyor.

Mağazanın satış danışmanı Abdullah Kaya, eski her halının değerli olmadığını belirterek, umulmadık halı

ve kilimlerin bazen çok daha yüksek değerlerden satılabileceğini vurguluyor. Bunların değeri ise el işçiliğine, eskiliğine ve kullanılan renklere göre belirleniyor.

Bir halının antika sayılabilmesi için 100 - 150 sene geçmesi gerekiyor. Çarşıda antika halı bulmak neredeyse imkansız. Bunlar genellikle denetim altında ve müzayedelerle alıcı buluyor. Bir halının ya da kilimin değerli olup olmadığını anlamak için ise doğru yönlendirmenin önemli olduğu vurgulanıyor.

İçerideki halılar 150 dolardan başlayarak (el halıları) binlerce dolara kadar yükseliyor. Avrupalı ve Asyalı turistler Carpet Inn'in en önemli alıcılar arasında.

Yeni neslin ilgisini modern tasarımlar çekiyor

Carpet Inn'den çıkıp Samarcanda isimli dükkanın yolunu tutuyoruz. Samarcanda'nın sahibi Mustafa Kabak karşılıyor bizi. Dört yıldır burayı işlettiğini öğreniyoruz. Ama aslen o da işin mutfağından yetişmiş. Yani küçük yaşlardan beri Kapalıçarşı piyasasında. Samarcanda'da eski-yeni halı ve kilimleri bulmak mümkün. Anadolu'dan İran'a, Kafkas'lardan Türkmen ürünlerine kadar geniş bir yelpaze var. Buranın da müşteri profilini ağırlıklı olarak yabancı turistler oluşturuyor. Yerli müşteriler ise yüzde 5'lik bir dilimde kalıyor.

Ürünlerin metrekare fiyatları burada 150-200 dolar civarında. Halı yelpazesi de oldukça geniş. Halıların fiyatları 350-400 dolar civarında. "Patchwork" stili ile de eski klasik modellerden uzaklaşılarak yeni neslin ilgisini çekecek modern tasarımlar müşterilerin dikkatine sunuluyor. Mustafa beye Türk halılarının ve kilimlerinin dünyadaki yerini soruyoruz. "İran'ın yüz ölçümü Türkiye'ye göre daha büyük olduğundan

halı üretimi orada daha fazla. Ancak bu İran halısının Türkiye halısından daha iyi olduğu anlamına gelmiyor. Dünyanın dört bir yanında halı olan müzelere gidildiğinde hem İran hem de Türk halılarını görmek mümkün. Bunlar da genellikle İç Anadolu ve Konya yöresine ait halılar. Kilimde ise Türkiye açık ara önde" diyor.

Her yörenin kilimi farklı

Kapalıçarşı'nın bilindik dükkanlarından bir diğeri de Recep Karaduman. Sizi yanıltmasın hem sahibinin hem de dükkanın adı bu. Recep Karaduman 1985'ten beri çarşıda yer alıyor. İçeride hem halı hem de kilim bulmak mümkün ama yüzde 80'i Anadolu kilimlerinden oluşuyor. Her yöreden gelen kilimlerin dokusu ise birbirinden farklılık gösteriyor.

Mağaza sorumlusu Erkan Tüfekçi her kilimin ayrı bir şiir olduğunu ifade ederek her ilmikte başka bir duygunun yattığını söylüyor. Yaşları 30'dan 70'e kadar uzanan kilimleri bu mağazada bulabilmek mümkün.

İyi kondisyonlu ürünler daha değerli. Ortalama fiyatlar ise 400 TL'den başlayıp 5 bin TL'ye kadar çıkıyor. Fiyatta daha önce de belirttiğimiz gibi ipliğin kalitesi, hasarın ve tamiratın boyutu ile renk belirleyici oluyor.

Bir konuyu daha vurgulamakta fayda var. Köylü kilimlerinde yeni imalatlar olmadığı için fiyatları metrekare olarak değil de birim fiyat olarak satılıyor. Hepsinde aynı işçilik ve yün kullanılmadığı için cinsine göre değişkenlik gösteriyor. Dükkanda daha çok Batı Anadolu kilimleri dikkat çekiyor.

99 depremi ve ikiz kulelere saldırı etkiledi

Sıradaki durağımız Adnan&Hasan. Kapalıçarşı'ya 1968 yazında giren Hasan bey İngiliz filolojisinde okumuş. Bir dönem öğretmenlik de yapmış. Ardından da halı ve kilim işine girmiş. 1978 yılından bu yana da piyasanın içinde. Oldukça ‘hoşsohbet' biri. "Kapalıçarşı'da 40 yılı devirdik" diyor hasan bey. Peki 40 yılda neler değişti diye soruyoruz? Başlıyor anlatmaya; "99 depremi ve ikiz kulelere saldırı büyük düşüşün başlangıcı oldu. ABD'li turistlerin uzun yıllar tatile çıkmaması ve Avrupa'daki kriz de Kapalıçarşı'daki ticareti baltaladı".

Batılıların el halıları ve kilimlerine bu ilgisi ise Batıda bu türde el yapımı halıların olmamasınından kaynaklanıyor. İçeride dikkatimizi çeken en önemli şey ise halıların ve kilimlerin üstünde fiyat etiketinin bulunması. Açıkçası bu Kapalıçarşı'da pek de alışılageldik bir durum değil. Çünkü pazarlık esas burada.  Ama bu yöntemleri sayesinde müşteri direkt fiyat etiketini görerek bütçesine uygun halı veya kilimi seçebiliyor. Hint ve Çin halıları bu mağazada satılmıyor. Zaman zaman Kafkas halılarını bulmak mümkün ama ağırlıklı olarak Anadolu halıları göze çarpıyor. Adana, Gaziantep ve Uşak halıları bunlar. Çeşit fazla olduğundan her keseye ve zevke uygun halıları, kilimleri temin etmek de mümkün.

Eski halılar özel koleksiyonlarda

Kapalıçarşı'dan çıkıp son durağımız olan Zincirlihan'a geçiyoruz. Oranın simgesi ise Şişko Osman. Şişko Osman beş kuşaktır bu işin içinde. Şişko Osman adını ise şişmanlığından alıyor. Kapalıçarşı'da o dönemler iki tane Osman varmış. Bu yüzden de birine şişko, diğerine ise şişman lakabını takmışlar.

1970'lerden beri de Şişko Osman halı ve kilim satışını sürdürmekte. Burada ‘Cicim' türü de mevcut. Cicim, kilimin üstüne işleme tekniğiyle yapılıyor.

Buradaki halı ve kilimler Orta Anadolu, Ege, Doğu ve Akdeniz Bölgelerinden topluyorlar. Dükkanda yeni, orta yaş ve eski halılar bulunuyor. Şişko Osman'da 100 yaşından eski ürünler de var ama özel koleksiyonlarında olduğu için satmıyorlar. Zaman zaman sergilere de ürün veriyorlar. Hemen arkamızdaki panoda 120 yaşında bir kilim görüyoruz, hasarlı olmasına rağmen orijinalliği bozulmasın diye her hangi bir işlemden geçirmemişler. Şişko Osman'da ise fiyat gamı 500 ila 1000 TL aralığında.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir