KPSS soruları hediye olarak gelmiş

KPSS sorularının sızdırılması davasının sanıklarından Saçı, "Soruları, ortaokul ve liseden sınıf arkadaşım Berat Koşucu, 'hediye göndereceğim' diyerek yollamıştı." dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

KPSS Eğitim Bilimleri, Genel Kültür ve Genel Yetenek alanlarında gerçekleştirilen 3 sınavın sorularının sızdırılmasına ilişkin ilk davanın görülmesine devam ediliyor.

Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanık Baki Saçı savunmasını yaptı.

"Önceki ifadelerini tekrarladığını" bildiren Saçı, mahkeme heyetinin soruları üzerine, bilgisayarından alınan imajlarda, sınav sorularının bulunduğunu kabul etti ve şunları söyledi:

"Daha önce ifade ettiğim gibi soruları, ortaokul ve liseden sınıf arkadaşım Berat Koşucu, 'hediye göndereceğim' diyerek yollamıştı. O an, 'soruların çıkıp çıkmayacağını bilmiyorum. Açsam, belki deneme olur ama sınavda çıkarsa kul hakkıdır' diye düşündüm. Bu sorulara hiçbir şekilde bakmadım. Berat soruları nereden temin etmiş, tam bilmiyorum. Çalıştığı kurumlardan olabilir. Bunu daha önce savcıya da ifade ettim. Berat bu olaydan bir hafta sonra memlekete gelmişti. Bana, 'sorulara baktın mı, kullandın mı' dedi. 'Kullanmadım' dedim. Nereden temin ettiğini sormadım. Tasvip etmediğim bir şey olduğu için konuyu kapatmak istedim."

Saçı, iptal edilenden bir önce girdiği sınavda atanmayı 0.1 puanla kaçırdığını anlatarak, "6 yıldır davanın açılmasını ve karara çıkmasını hep bekledim. Sanki soruları ben çalmış, dağıtmış, onlarla menfaat elde etmişim gibi gazetelerde boy boy resmim, boy boy ifadelerim çıktı. Berat keşke firarda olmasaydı da açıklasaydı." diye konuştu.

"2008'de bu yapıdan ayrıldım"

Başka soru üzerine Saçı, çiftçi çocuğu olduğunu, 2008'e kadar FETÖ evlerinde kaldığını, 2008'de bu yapıdan ayrıldığını söyledi.

"Dönemin savcısı bunu hep savsakladı"

Saçı'nın avukatı Mustafa Derin de duruşmada herkesin "pirüpak" gibi göründüğünü ancak bir "organizasyon" olduğunu ifade etti.

Adil bir yargılama için 2010'dan beri uğraştıklarını kaydeden Derin, şöyle devam etti:

"2010'da savcıya 'Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneğine gidilsin' dedik. Fakat o dönemin savcısı bunu hep savsakladı, hep erteledi. Bizim dosyayla ilgilenmemizi, delil almamızı, tavır almamızı engelledi.

'ÖSYM'ye operasyon yapılsın' diye dilekçe verdik. 'Bu sınav kitapçıklarının üzerinde işlem olmalı, işlemsiz kitapçıklar mevcut olabilir' dedik. 3 bin 227 kitapçıkta hiçbir işaret yoktu. Süper zeka olan arkadaşlar, matematik, genel kültür sorularını işlemsiz yapmıştı. Bu kitapçıklar dosyaya alındıktan sonra, maalesef, teker teker, yıllar geçtikte yok edildi. Sayısı en son 280'e düştü. Dedik ki 'bu iş müvekkile yıkılmak isteniyor. Bu bir organizasyon işi'. Bu örgütün soru çaldığını, hırsızlık yaptığını, organizasyon içinde olduğunu belirttik. Hem müvekkilim hem ben bunun ceremesini de çektik. 3 gün Fuat Avni şahsımı yazdı. Madem herkes ayrı, hiçbir kimse birbirini tanımıyor, o zaman Fuat Avni bizi niye yazdı? O dönemki gazeteler bunu niye yazdı? Müvekkilime sorular gelmiş. Ama sadece Baki Saçı'ya gelmiş değil ki, bir organizasyonla yıllarca yayılmış. 6 yıldır bu dosyanın peşindeyiz. Deliller karartılmaya, dosya bizden gizlenmeye çalışıldı. İnşallah adalet ortaya çıkar. Burada bir organizasyon olduğu kanaatindeyiz. Müvekkilim, adalete yardımcı olduğundan gerekli maddelerden yararlanmasını talep ediyoruz."