Yeni vergi usul kanunu yeniden yazılıyor

PROF. DR. Ersan Öz - PAÜ İİBF Maliye Bölümü Öğretim Üyesi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Neden ihtiyaç var? 

Vergi kanunlarından beklenen en temel özellik basit ve anlaşılabilir olmasıdır. Eski tarihlerde yazılan kanunların dili zamanla toplumun konuşma dilinden uzaklaşarak anlaşılmaz hale gelmektedir. Vergi usul kanunu yazıldığından bu yana aradan geçen 50 yılı aşkın zamanda dil açısından belirli bir erozyona uğramıştır. Yine kanun hükümleri de sürekli değişiklik yapılarak düzeltilmeye çalışıldığından birbiri ile çelişkiler içeren net olmayan bir hale gelmiştir. Bu anlamda vergi usul kanununun yeniden yazılması çabası elzem ve olumludur. Anayasa tartışmalarında olduğu gibi yıllarca sürüncemede kalmaksızın kanunun olgunlaştırılarak yasalaşması, yayınlanması ve bir an evvel uygulamaya konulması vergi hukuku uygulamalarındaki istikrarın temini açısından faydalı olacaktır. 

Yeni VUK’ta ne düzenlemeler var? 

Vergi Usul Kanunu yeniden yazma çalışmaları başlamış ve taslak metin ortaya çıkmıştır. Taslak metinde dikkatimizi çeken bazı hususlar şunlardır; 

1. Eski kanunun maddeleri esas alınmış maddeler birleştirilmiş (sadeleştirilerek) veya daha düzenli bir hale getirilmiştir. Kanun taze ve yaşayan Türkçe ile yazılmış. 470 maddeden 290 maddeye düşmüş. 

2. Yasanın içerisinde idare, mükellef bulunmakla beraber aradaki bağlantıyı sağlayan serbest muhasebeci mali müşavirlerin çok az yer aldığı eleştirisi yapılmaktadır. Fakat, sadece 3568 sayılı Yasa’ya göre yetki alan meslek mensupları için mücbir sebep tanımı yapılması yasanın en olumlu yönlerinden biri olarak göze çarpmaktadır. 

3. Vergilendirmede normal ve mutad olmayan bir olayın ispat yükü mükellefe aittir demek yerine eski kanundaki gibi durumu iddia edene aittir demek daha yerinde olacaktır. 

4. Elektronik defter, elektronik fatura gibi modern uygulamalarla yasa maddelerinin uyumunun sağlanması şarttır. Bu uyumu gerçekleştirecek şekilde maddelerin revize edilmesi gerekmektedir. Elektronik tebligat ile ilgili hüküm eklenmesi olumludur. 

5. Vergi cezaları netleştirilmiştir. Bu olumlu bir adımdır. Ancak hapis cezası ile ilgili sınırların çok iyi çizilmediği görülmektedir. Vergisel suçlardan dolayı hapis cezası uygulaması mükellefleri zor durumda bırakabilir. Olumlu bir adım olarak, pişmanlık ve uzlaşmanın da kapsamının genişletildiği görülüyor. 

6. Müzakere, arabuluculuk, tahkim, tarafsız ön değerlendirme, vaka incelemesi, kısa yargılama gibi modern uygulamaların kanunda yer bulması gibi vergi uyuşmazlıkların alternatif çözüm yollarına ilişkin düzenlemelerin kanunda yer alması önerilebilir. 

7. Uzlaşma müessesesinin kapsamı genişletilip mükellefl e sorunların diyalogla çözümlenmesi uygulamasının sınırları daraltılırken mükellefl er dava açmaya yöneltilmektedir.

8. Vergi incelemelerinin daha sıkı kurallara bağlanması gerekmektedir. Vergi inceleme elemanlarının resen takdir yapmasına izin verilmemeli bu yetki sadece takdir komisyonlarına ait olmalıdır. 

9. Tasarının 43’ncü maddesinde beyannameler düzenlenmiştir. Vergi beyannamelerinin tek bir beyan haline getirilmesi sürekli ayrı beyanlar verilmesi yerine tek bir formatta ve tek bir beyan ile mükellefin bilgi vermesi sağlanmalıdır. 

10. Tasarının 76’ncı maddesinde mükellefe iade edilmesi gereken vergilerin geciktirilmesinde devletin faiz ödemesine ilişkin hüküm yer almaktadır. Eski kanunda yer alan hüküm biraz revize edilmiştir. Son fıkradaki 3 aylık süre bütünüyle kaldırılması mükellef odaklı bir yaklaşım olabilir. 

11. Tasarının 85’nci maddesinde hataların tespitinde “e) 3568 Sayılı Yasaya göre yetki almış meslek mensubunun tespiti ile hükmü kanuna eklenmelidir” unutulmaması gereken bir söz “Yanlış hesap Bağdat’tan bile döner” olmalıdır. 

Bizde şimdiden uyaralım “VUKTasarısı” na kanunlaştıktan sonra değil, kanunlaşmadan önce dikkat edelim.