'Mega Kriz'de 3. perde senaryosu

Bekir Kavruk, kriz sonrasında Türkiye'yi bekleyen risklere ve fırsatlara dikkat çekiyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İstanbul'da Eylül başı baş gösterip, ihracat ve yan sanayi ile birlikte Türk ekonomisine verdiği zararın 1 milyar TL olduğu tahmin edilen sel felaketi sonrası bölgedeki üretim ve ticaretin tam kapasite ile tekrar ekonomiye kazandırılması için alt yapı gibi kamunun sağlayacağı desteklerin yanı sıra banka ve sigortaların göstereceği hız ve performans da çok önem arz etmektedir. Yaşanan felaket aynı zamanda olası bir deprem felaketi için de alınan önlemler üzerinde tekrar titizlikle durulması gerekliliğine işaret etmektedir.

Bir kısım otoritelerin çok önceden tutarlı öngörü ve ısrarlı ikazlarına rağmen yeteri kadar ciddiye alınmayan Mega Kriz maalesef 2008 Ekim ayında tüm dünyada patlak vermiş, yaptığı tahribat itibariyle tam bir felaket olarak ortaya çıkmıştır.

Kriz sonrası ortaya çıkan en önemli oluşumlar şu şekilde özetlenebilir:

- G 20 zirvelerinde krizin sorumlusu olarak 'Kontrolsüz Kapitalizm' gösterilmiş ve kamuoyunda 80'li yıllarda ortaya çıkan Neo Liberal politikalar ve Anglosakson modeli ciddi şekilde sorgulanmıştır.

- Ortaya çıkan ciddi resesyon ve işsizlik süreci sonrası devletler hiç alışılmadık ölçülerde piyasalara müdahale etmişler ve başta ABD olmak üzere faiz indirimleri yanı sıra yangınları söndürmek için piyasalara 7,5 trilyon doları bulduğu tahmin edilen mega ölçülerde para enjekte edilmiştir.

- Dünyada özellikle bankacılık sisteminde bizde 2001 krizi örneği yeniden yapılanma süreci yanı sıra bankalarda gizlilik kurallarının kaldırılması ve vergi cenneti olarak adlandırılan ülkelere sert yaptırımların uygulanması gibi konular gündeme gelmiştir.

- Piyasalara sürülen ve sürülecek olan paraların gerçekten piyasalara aktarılıp aktarılmayacağını denetleyecek olan IMF'ye daha etkin işlev kazandırılmış ve ayrıca NATO'nun bu süreçte yeni rolü tartışılmıştır.

- ABD ve AB eksenleri yanında geleceğe yönelik olarak Çin – Hindistan ekseninde ve diğer yandan dünya enerji piyasalarında kilit özellikler taşıması itibariyle Rusya – İran ekseninde yoğunlaşmalar yaşanmıştır.

Bu oluşumlar ışığında krizin '3. perdesini' belirleyecek en önemli hususları şunlar teşkil etmektedir :

- Fed'in yangının söndürülmesi için piyasalara enjekte etmek zorunda kaldığı 'mega' ölçülerdeki paranın hangi yöntemler ile geri çekileceği ve geri çekilecek paranın nasıl tekrar kullanılacağı…

- Artık kendi dinamikleri ile daha fazla yukarı gitme olasılığı bulunmayan DOW ve Petrol fiyatlarının geleceğine ilişkin ortaya çıkacak spekülasyonlar…

SONUÇ:

Dünya da patlak veren Mega Kriz öncesi gibi tekrar şişen varlık fiyatlarında (hisse senetleri) bir düzeltme ve dolar da zayıflama söz konusu olursa ciddi bir enflasyon ve stagflasyon riskinin ortaya çıkması söz konusu olacaktır. Çıkarılan dersler ışığında yeni bir kriz sürecinin başlamaması için piyasaların kaldıracağı ölçülerde tekrar faizlerin artırılarak fazla (karşılıksız) paraların geri çekilmesi ve geri çekilecek paraların ise bu kez borç kredi olarak:

- zaten faiz artırımlarından ilk kar realizasyonunu sağlayacak olan büyük bankalara oradan küçük bankalara, fonlara vs… ve zincirin son halkası olan tüketicilere;

- daha etkin işlev kazandırılmış olan IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar aracılığı ile de ülkelere ve özellikle yeni talepler yaratılma stratejilerinde ön plana çıkan Afrika'ya;

aktarılma olasılığı en yakın görünmektedir. Türkiye için yeni fırsatlar yaratabilmesi söz konusu olabilecek Afrika'ya aktarılacak kaynakların finansal piyasalara dönüşümü kısa vadede, reel sektörlere ise dönüşümü orta - uzun vadede olması düşünülebilinir.

DOW ve petrol fiyatlarına ilişkin olarak ortaya çıkan spekülasyonlarda ise özellikle olası bir İran krizi ve burada Rusya'nın izleyeceği yol merak konusudur.

Bekir Kavruk Hakkında Bilgi ve Eski Yazıları