Tüketicinin güven sorunu büyüyor

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

EKO ANALİZ / Alaattin Aktaş ala.aktas@gmail.com "ABD'de açıklanacak bir veriyi dört gözle bekleyen ve ona göre pozisyon alan piyasalar, Türkiye'nin verilerini adeta yok sayıyor, hiç dikkate bile almıyor" diyordu bir dostum geçenlerde. Gerçekten de ABD'nin; işsizliğiydi, tarım dışı istihdamıydı, tüketici davranışlarıydı; bir dizi verisi büyük bir merakla izleniyor da, Türkiye'nin verileri göz ardı ediliyor, bunların piyasaya etkide bulunacağı neredeyse hiç hesaba katılmıyor. Ancak bizim piyasamızdaki oyuncular da haksız sayılmaz doğrusu, çünkü onların büyük kısmı zaten yabancı ve öncelikle yurt dışını izlemeleri, ona göre pozisyon almaları normal. Mali sistemimizin ne kadarını yerli yatırımcı kontrol edebiliyor ki. Bu yüzden bizim piyasalarımız içerideki ekonomik gelişmelerden, bırakınız tüketici davranışlarını; enflasyondan, dış ticaretten, cari açıktan bile adeta tümden kopmuş durumda. Varsa yoksa, yurt dışı piyasalar, yani ABD'de olup bitenlerÖ Yerli ya da yabancı, Türkiye'de yatırımı olanlar bizdeki verilere baksalardı, özellikle de yurt dışında çok önemsenen tüketimle ilgili verilere bakarak ekonominin gidişatına ilişkin tahminlere girişselerdi, zaten şimdiye kadar çoktan paniğe sürüklenirlerdi. Zaman zaman açıklanan bir dizi olumsuz verinin yatırımcıları paniğe sevk etmemesine de şükretmek gerekiyor belki. Ya bizim verilerimizi çok önemsiyor olsalardı! Merkez Bankası ile Türkiye İstatistik Kurumu'nun ortaklaşa oluşturdukları tüketici güven endeksi örneğinÖ Endekste 100'ün üstündeki değerler tüketicinin ekonomiye güven duyduğunu, iyimser olduğunu; 100'ün altındaki değerler ise ekonomiye kötümser bakıldığını gösteriyor. Peki, bu endeks hangi düzeylerde seyrediyor? Endeks, 2006 yılının mayıs ayında 100.07 düzeyinde, yani iyimserliğin adeta sınırında gerçekleşmiş, sonra bu yılın ocak ayı da dahil aradan geçen yirmi ayda hep 100'ün altında kalmış. Bir başka ifadeyle son yirmi aylık dönemde tüketici ekonomiye güven açısından hep karamsar bakmış. TÜİK ile Merkez Bankası'nın dün yaptığı açıklamada, tüketici güven endeksinin bu yıla da düşüşle başladığını görüyoruz. Endeks, aralık ayına göre yüzde 1.89 gerileyerek yaklaşık 94'ten 92'ye indi. Peki endeksin gerilemesine, bu endeksi hazırlayan kurumlar nasıl bir yorum getiriyor dersiniz: "Güven endeksindeki azalış, tüketicilerin mevcut ve gelecek dönem satın alma güçlerine, gelecek dönem genel ekonomik duruma, gelecek dönem iş bulma olanaklarına ve mevcut dönemin dayanıklı tüketim malı satın almak için uygunluğuna dair değerlendirmelerinin kötüleşmesinden kaynaklanmaktadır." Endeks, son bir yıllık dönemde tepe noktaya 98'lik düzeyle geçen yıl ağustosta ulaşmıştı. Daha sonra bir gerileme dönemine girildi ve aralık ayı hariç olmak üzere bu gerileme eğilimi dün açıklanan ocak ayını da kapsayacak şekilde sürdü. Tüketici güven endeksi kapsamında her ay 7-8 bin arası kişiyle görüşülüyor. Örneğin ocak ayında 7 bin 243 kişiyle görüşülerek bu sonuçlara ulaşılmış. Hiç de azımsanacak bir sayı değil bu. Kimse çıkıp, "çok dar kapsamlı bir çalışma yapılıyor, gerçeği yansıtmaktan uzak" deme durumunda değil. Şu durumda ortada sanki başka bir çelişki var. Tüketici, ekonominin gidişatından memnun değil, ekonomiye güven duyamıyor ve her geçen gün güveni azalıyor. Peki öyleyse kendisine güven vermeyen bir ekonomi yönetimine neden oy desteğini sürdürüyor? Acaba, "kötüler arasında en az kötü bu" diye mi düşünüyor?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar