Hata ve yumuşama

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Haftanın ikinci yazısına birincisinde yaptığım bir hatayı düzelterek başlayacağım. Geçen yazıdaki hata öyle böyle bir hata değil. Mutlaka fark etmişsinizdir. Hafta içinde yapılacağı bilinen FED ve TCMB toplantılarının tarihlerini birbirine karıştırmışım. Bu öyle tek satırlık, önemi az bir hata olsa belki dönüp üzerinde durmak gerekmez. Ancak hafta başında yapılacak olan TCMB toplantısının tarihini hafta ortasına, hafta ortasında yapılacak olan FED toplantısını da hafta başına almışım. Bu bir. Yazının önemli bir eksenini de iki toplantı arasındaki bu tarih farkı üzerine kurmuşum. Bu da iki. Böylece yapılan hata ufak bir hata olmaktan çıkmış neredeyse vahim boyutlara gelmiş. Benim açımdan mesele günün yoğunluğu içinde iki tarihi algılamamdaki zafiyetten kaynaklanmış. Bu zafiyet için özür diliyorum. 

Toplantı tarihlerini karıştırmış olmam iki toplantı arasında kurmaya çalıştığım bağ açısından önemli. Toplantısını daha önce yapacağını düşündüğüm FED’in alacağı olası kararın toplantısını daha sonra yapacağını sandığım Merkez Bankası’nı faiz indirimi meselesinde rahatlatabileceğine işaret ettim. FED beklemeye karar verirse Merkez’in de faiz kararını rahatça erteleyebileceğini söyledim. Tarihleri karıştırdım ama fiilen buna benzer bir gelişme yaşandı. FED toplantısında bir faiz kararı almaktan çok yapacağı açıklamada ünlü “sabırlı olmak” sözcüğüne yer verip vermeyeceği merak ediliyordu. Eğer FED sabırlı olmaktan vaz geçerse ABD’de faiz yükseltilmesinin vadesinin kısaltılacağı öngörülüyor, bu da önemli bir risk unsuru olarak değerlendiriliyordu. Toplantı sonrasında FED’den yapılan açıklamada “sabırlı olma” sözcüğü yer almadı. Ama “sabırsız davranmayacağız” da denilerek ne şişin ne de kebabın yanmasına imkan tanınmadı. Her zaman olduğu gibi piyasalar acil bir faiz yükselmesinin gündemde olamadığını düşünerek rahatladı. FED önümüzdeki Nisan toplantısında da faizin yükseltilmesinin düşünülmediğini de açıklayınca, rahatlama daha da arttı. Toplantı öncesinde faiz yükselmesi olasılığı için Haziran ayı işaret ediliyordu. Bu olasılığın ağırlığı devam etti ama Eylül-Ekim olasılığı da bir hayli güçlendi. 

Sabır meselesindeki duruşun değiştirilmesi FED’in şahinleştiği şeklinde yorumlanabilirdi. Ancak açıklamalar soğukkanlılıkla değerlendirilince FED’in yumuşadığı, görece daha güvercin bir konuma kaydığı yönünde bir algı oluştu. FED’in önümüzdeki dönemdeki olası gelişmelere dönük olarak yaptığı öngörüler böyle bir algının biçimlenmesinde etkili oldu. Örneğin, FED 2015-2017 dönemi için faiz tahminlerini aşağıya yönde güncelledi. Faiz tahminlerinin aşağıya çekilmesi öngörülen faiz yükseltilmesinin görece düşük dozlarda yapılacağı şeklinde yorumlandı. Önümüzdeki döneme dönük enfl asyon tahminleri de düşürüldü. Daha da önemlisi, faizin yükseltilmesine başlamak için enfl asyonun yüzde 2 hedefine yaklaştığına makul ölçüde emin olunması gerektiği de açıklamaya eklendi. Hem faiz öngörülerini düşürüp, hem yüzde 2 hedefine vurgu yapılması aceleye gerek olmadığı, FED’in hala alacak yolu olduğu izlenimi verdi. Bu algı piyasaları iyice yumuşattı. 

FED toplantısının en önemli noktalarından birisi ABD dolarının son günlerdeki agresif tırmanmasından duyulan memnuniyetsizliğe yapılan vurgu bana oldu. Vurgu iki noktaya dikkat çekti. Birisi dolardaki değer kazanma eğiliminin ekonominin rekabet gücünü olumsuz yönde etkilediğine işaret edilmesiydi. İkincisi ise değerlenen doların ihracat üzerindeki yavaşlatıcı etkisi yoluyla büyüme performansını olumsuz etkilemesiydi. Nitekim FED bu son etki üzerinden hareket ederek 2015 yılına ilişkin büyüme tahminlerini aşağıya doğru revize etti. 

Sonuçta, FED’in Mart toplantısında sabrı bir kenara koymasına karşılık ekonominin performansına ilişkin değerlendirmelerini daha gerçekçi boyutlara çektiğini söylemek mümkün. Bu, piyasa aktörlerini de beklentilerinde daha gerçekçi olmaya itecek ve küresel piyasalarda bir rahatlama ve yumuşama sağlayacaktır. 

Toplantı tarihlerine ilişkin olarak yaptığımız takdim-tehir hatasına rağmen gelinen noktadan uzağa savrulmuş sayılmayız diye düşünüyorum. FED değerlendirmelerinin dünya ekonomisindeki aşırı volatiliteyi düşürdüğü, yüksek risk algısının beslediği finansal fiyatları daha makul düzeylere indirdiği gözleniyor. Buna benzer gelişmeler bizde de oldu. Söz konusu yumuşama Merkez Bankası’na daha rahat nefes alma ortamı sağlayacaktır. Siyasetçi-para otoritesi arasındaki gerilimi gevşeyecek, para otoritesinin değerlendirme ufk u genişleyecek ve TCMB kararları daha rasyonel bir karakter kazanacaktır. Geçen yazımda benim söylediğim de zaten böyle bir şeydi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018