Hayatı kolaylaştırmak
GSYH’ye oranı yüzde 2-3 olması gereken Ar-Ge harcamalarını nihayet yüzde 1’e (Yüzde 0.83) yaklaştırabildik…
2014 bütçesinde de Ar-Ge’ye vergi teşvikleri dahil 3.8 milyar lira kaynak ayırdık…
Büyüklerimizden sıkça duyduğumuz, “Kendi kendine icat çıkartma!”, “Akşam akşam icat çıkartma!”, “Durduk yerde icat çıkartma!” telkinlerini, içimiz burkularak hatırlıyoruz artık…
Dünyanın icatçılar sayesinde geliştiğini / gelişeceğini geç de olsa anladık…
Şu da var ki yenilikçiliğe / farklılığa kapalı olmayı, sadece ailelerimizin bilinçsiz telkinleriyle öğrenmedik…
Yönetimde ve eğitimde korku eksenli, baskıcı bir anlayış sergileyerek, yeniliğe ve risk almaya kapalı olanlarımızın sayısını artırdık…
Ve Ar-Ge kültürünü geliştiremedik…
Sonuçta, toplum olarak yenilikleri üretmeye değil, tüketmeye ve kullanmaya daha yatkın hale geldik…
İnsanoğlu, hayatını kolaylaştıracak yeniliklere ihtiyaç duyuyor…
Bu nedenle dünyayenilikçilerin etrafında dönüyor…
Yenilik yapmak için ise risk almak ve adım atmak gerekiyor…
Mesela gazetemizdeki değişim…
İhtiyaçtan kaynaklı yeniliğe örnek oluşturuyor.
Çoğunluğun dilindedir:
“Kısa yazabilen yazar, iyi yazardır!”
Bildiğini uzatmadan / laf kalabalığı yapmadan / kafa karıştırmadan anlatabilen…
Bilgiyi derleyen, kavrayan ve özetleyerek aktarabilen…
Zamanla yarıştığımız bir çağdayız… Birçok şeye vakit ayıramadığımız…
Okumayı, yazmayı, gezmeyi, sohbet etmeyi, çocuklarımızla ilgilenmeyi özlediğimiz…
Her şeyin azıyla kanaat ettiğimiz…
Bu verileri sentezledik…
Yanı sıra zamandarlığı nedeniyle bilgiyi ve haberi daha anlaşılır bir dilde okumak / daha anlaşılır bir tasarımla görmek isteyen okurlarımızı dinledik…
Gazetemizde değişime gittik…
Zor olan yolu seçtik…
Olumlu, olumsuz tepkiler aldık.
Bilinmesinde fayda var:
Yeniliği geleneklerimize bağlı kalarakyaptık…
Zıtlar arasındaki keskinliğin arttığı günümüzde, geleneği korurken yenilik üretmeye çalışmanın riskli olduğu açıktır…
Yenilik üretme çabalarının, benim gibi ‘gelenekçi kültüre’ bağlı çoğunluk tarafından şüpheyle, tereddütle karşılanacağı ve geleneği bozucubir tehdit olarak algılanacağı da doğrudur…
Ama unutmamak gerekir, “Değişerek geleneği devam ettirmek…” ve “Geleneği koruyarak değişmek…”, gelenekle yenilik arasındaki kopmaz bağı anlatan bilimsel bir gerçektir.
Bu nedenle “hayatı kolaylaştıran yeniliğe” tereddütle bakmak yerine, onun getirilerini ve geleneğe katkılarını iyi okumak gerekir.