"Hedef Avrupa ailesine bütün değerleriyle tam üyelik"

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

TEPAV tarafından dün düzenlenen "Türkiye-AB yüksek düzeyli Ekonomik Diyalog ve Türkiye'deki Doğrudan Yabancı Yatırımlar ve Yatırım Ortamı" konferansında konuşan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, AB ile karşılıklı olarak birbirimize ihtiyacımız olduğunu belirterek,"Hedef Avrupa ailesine bütün değerleriyle tam üyelik" diyerek, bunun Türkiye'nin en kapsamlı reform süreci olduğunu belirtiyor. TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes'de "Türkiye'nin AB üyeliği mutlak bir öncelik. AB üyeliği hedefi ilerici bir gündemin seferberlik gücüdür " diyerek, bunun üç temel boyutunun, "Demokrasi, sosyal kalkınma ve küresel ekonomik rekabet gücü" olduğunun altını çiziyor.

Ülkemizin 1951 yılında 6 üye tarafından kurulan Avrupa Kömür Birliği'nin 1958 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğuna AET  dönmesinin ardından, 1959 yılında  76 yıl önce üyelik başvurusu yapıp 1963 yılında Ankara Anlaşmasıyla AET  ilişkimizde yeni adımı attık. 1973 yılında Gümrük tarifelerini düzenleyen   AET ile Katma Protokol imzaladık. 1987'de üyelik başvurusu yaptık. Avrupa Birliği üyelik maceramızın en önemli adımlarından biri 10. yılına giren 1996 yılındaki  Gümrük Birliği anlaşması oldu. Başlangıçta önemli imkanlar elde etmemize yol açan Gümrük Birliği işlerliğinde "Malların serbest dolaşımı"gibi alanlarda belli engellerle karşılaştık. Tır geçiş belge sayılarında kısıtlamalar ve Tır şöförlerine vize engeli gibi konular, "Malların serbest dolaşımı" ilkesinin işlerliğine engeller getirdi.

1999 yılında Helsinki'de adaylığımız onaylandı. 3 Ekim 2005'te tam üyelik  müzakerelerine başladık. Bugüne kadar 35 fasıldan 15'i açılıp ancak biri kapanabildi. Başta bizim tanımadığımız Kıbrıs Rum Cumhuriyeti ollmak üzere, Fransa gibi ülkelerin bazı fasılların açılmaları konularında sürekli ve önemli engelleri vetolarıyla karşılaştık. Avrupa Birliği raporlarında da sürekli olarak siyasal konularda uyarılar aldık, demokrasi adımlarımızdaki aksaklıklarımız  eleştirildi/eleştiriliyor. 

Bu tür eleştiriler siyasilerimizin AB üyeliği konusunda inişli çıkışlı tutumlar alması sonucunu getirdi. Son dönemlerde hem iş dünyamız Gümrük Birliğine rağmen kendilerine getirilen engellerden şikayet ettiler. Hem de siyasilerimiz  bu konuda eleştirilerini "Gümrük Birliği anlaşması yenilenmeli" söylemiyle dile getirmeye başladılar.

İşte bu nedenden iş dünyası temsilcisi TÜSİAD başkanı Cansen Başaran'ın dünkü toplantıdaki hem "Tam üyelik amacını" kuvvetli bir vurguyla tekrarlayan konuşmasını, hem de Başbakan Yardımcısı Şimşek'in bana göre son dönemlerde Hükümet sözcülerinin söylemlerindeki olumsuzluğu taşımayan, "AB'ye tam üyeliği bütün değerleriyle talep ettiğini" belirten konuşması, bana göre  çok önemli oldu.

Bu yeni dönemde, kendi özeleştirimizi de yaparak AB'ye tam üyelik yolundaki adımları kararlılıkla atmalıyız. Amacımız tam üyelik olduğu kadar, demokrasi, hukuk ve sağlam kurumsal yapı yolunda Avrupa değerlerine ulaşmak için atacağımız adımlar, uygulayacağımız reformlar olmalıdır...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar