Herkes kaybediyorsa, siyaset kazanır!

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

2003-2007 yılları arasında tüm ülke ekonomilerinde yaşanan yükseliş trendi, gelişmekte olan ülke paralarının değer kazanmasını sağlamıştı…

Bu kazanım dolar kuruyla alınan hammadde ve son ürün fiyatlarını aşağı çekmişti…
Bu gerçekleşmeleri kazanım olarak gören bazı gelişmekte olan ülkeler, ucuz ithalat tuzağına düşerek, üreticisini koruyamamış, üretimden vazgeçme yolunda ilerlemişti…
Döviz kurundaki düşüş nedeniyle ülke halklarının gelirlerinde yaşanan göreceli artış ise tüketim çılgınlığını getirmişti…

*    *    * 
Tüketim alışkanlığı kazanan, üretimden uzaklaşan, başkasının üretimine bel bağlayan ülke halklarını 2007 yılı itibariyle sürprizler bekliyordu… 
2007, gelişmekte olan ülke halkları gelirlerinin döviz cinsinden düşmeye başladığı yıldı…
Kazanılan tüketim alışkanlığı ise sınır tanımayınca, borçlanmalar gelecekti…
*    *    *
Türkiye’ye bakarsak…
2007 yılının Ağustos ayında 585 lira asgari ücret alan bir işçi, bu maaşıyla 456 dolar alabiliyordu…
2012 yılının Ağustos ayında 740 lira asgari ücret alan bir işçi, bu maaşıyla 421 dolar alabiliyordu…
2014 yılının Ağustos ayında 891 lira asgari ücret maaş alan bir işçi, bu maaşıyla 414 dolar alabiliyordu… 
2015 yılının Ağustos ayında 1000 lira asgari ücret alan bir işçi, bu maaşıyla 336 dolar alabiliyor…
*    *    *
2007 yılının Haziran ayında 1.31 liralık dolar kurundan hammadde alan bir sanayici, bir imalatçı, bir tüccar…
2007 yılının Ağustos ayında aynı hammaddeyi 1.30 liralık döviz kurundan alabiliyordu…
Uzun dönemli maliyet/kar hesaplaması yapabiliyordu…
2012 yılının Haziran ayında 1.80 lira ortalamalı dolar kurundan hammadde alan bir sanayici, bir imalatçı, bir tüccar…
2012 yılının Ağustos ayında aynı hammaddeyi 1.84 lira ortalamalı döviz kurundan alabiliyordu…
Uzun dönemli maliyet/kar hesaplaması yapabiliyordu ama zorlanma başlamıştı…
2014 yılının Haziran ayında 2.10 lira ortalamalı dolar kurundan hammadde alan bir sanayici, bir imalatçı, bir tüccar…
2014 yılının Ağustos ayında aynı hammaddeyi 2.17 lira ortalamalı döviz kurundan alabiliyordu…
Uzun dönemli maliyet/kar hesaplaması yapabiliyordu ama zorlanma ilerliyordu…
2015 yılının Mart ayında 2.58 lira, haziran ayında 2.68 lira ortalamalı dolar kurundan hammadde alan bir sanayici, bir imalatçı, bir tüccar…
2015 yılının Ağustos ayında aynı hammaddeyi 2.95 lira ortalamalı döviz kurundan alabiliyor…
Ve artık uzun dönemli maliyet/kar hesaplaması yapamıyor…
Çekler dönüyor…
Ödemeler dengesi şaşıyor…
Mecburiyetten, fahiş vade farkı faizlerini kabul ederek ödemelerde vade uzatma isteği artıyor…
Bu işsizliğe, ihracata, büyümeye kısacası tüm ekonomiye yansıyor…
*    *    *
Sorun farklı yani…
Ne terör…
Ne iç siyaset…
Sorun, sistemsizliğin getirdiği alışkanlıklarımızda…
Sorun, plansızlığımızda…
Sorun, kısa yoldan ‘kurtarma’ hevesimizde…
Yani sorun beceriye, sorguya, analize değil de havaya, boşluğa dayanan ve bizi bu hale getiren eğitim sistemimizde…
*    *    *
Sorun üretmeyen sistemlerde, sorun çözücülere (siyasilere) gerek kalmaz, onlara fazla anlam yüklenmez…
Sorun üreten, herkesin kaybettiği sistemlerde ise sürekli kurtarıcı aranır…
Ve kurtarıcılar kazanır!
2 üniversite bitirmiş eğitimli halkın payına ise kurtarıcısının peşinden sürüklenmek düşer!
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vesile… 04 Mart 2024