İddianamede Rahmi Koç Müzesi eylem planı var

Kafes Eylem Planı soruşturması iddianamesinde Rahmi Koç Müzesi'nde planlanan eyleme ilişkin bilgi verildi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - 'Kafes Eylem Planı' soruşturması kapsamında 33 şüpheli hakkında hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede, Rahmi Koç Müzesi'ndeki denizaltıda bulunan patlayıcı madde ve burada yapılması planlanan eyleme ilişkin bilgiler verildi.

İddianamenin giriş bölümünde, 'Ergenekon silahlı terör örgütü'ne yönelik bugüne kadar yapılan soruşturma sonucunda üç ayrı dava açıldığı hatırlatıldı.

Soruşturmayı başlatan ihbar ve olayların, soruşturmanın geçirdiği aşamaların kronolojik olarak anlatıldığı iddianamede, Rahmi Koç Müzesi'ndeki denizaltıda bulunan patlayıcı madde ve burada yapılması planlanan eyleme ilişkin bilgi de yer aldı.

İddianamede, 15 Aralık 2008 tarihinde M. Ahmet Demir isimli kişi tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen ihbar mektubunda '16 Kasım 2008 tarihinde Haliç sahilinde bulunan Rahmi Koç Müzesi'nde sergilenen askeri denizaltı içerisinde patlayıcı madde bulunduğu, görevliler tarafından olayın bildirilmesi üzerine Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kuzey Deniz Saha Komutanlığında görevli bir ekip tarafından patlayıcıların alınarak personel eğitim alanında imha edildiği, olayla ilgili adli mercilere bilgi verilmediği, sorumlularının araştırılmadığı' yönünde bilgiler bulunduğu belirtildi.

Mektup içerisinde bulunan CD'de kayıtlı patlayıcı maddelere ait olduğu iddia edilen görüntülerden yola çıkılarak olayla ilgili ayrıntılı çalışma başlatıldığı kaydedilen iddianamede, denizaltının rehberi ve müze görevlisi emekli astsubay Hasan Oğuz İşleyenel'in ifadesine yer verildi.

"Naylon poşette TNT kalıpları, fitil ve fünye vardı"

İddianamede, İşleyenel'in 24 Mart 2008 tarihinde Rahmi Koç Müzesi'nde denizaltı uzmanı olarak göreve başladığını, 16 Kasım 2008'de denizaltının santral dairesinde iskandil cihazı (derinlik ölçme cihazı) önünde bulunan florasan lambanın yanıp söndüğünü, lambayı değiştirmek üzereyken iskandilin üzerinde naylon bir poşet gördüğünü, poşeti açtığında içerisinde TNT kalıpları, 1,5 metre kadar fitil, 5-6 fünye olduğunu gördüğünü ifade ettiği kaydedildi.

İşleyenel'in, bunları müze müdürü Ertuğrul Duru'ya götürdüğünü, Duru'nun da Kuzey Deniz Saha Komutanlığı ile irtibata geçtiğini, komutanlığın bir ekip göndereceğini ve beklemelerini söylediklerini anlattığı belirtilen iddianamede, İşleyenel'in aynı gün saat 18.45 sıralarında Kurtarma Sualtı Grup Komutanlığından bir binbaşı ve iki astsubayın denizaltıya geldiklerini, gelen ekibin patlayıcı maddelerin yerini ve resimlerini çektiklerini, daha sonra da bağlı bulundukları komutanlıkla irtibata geçtiklerini ve patlayıcı maddeleri almaya karar verdiklerini, kendisinin de patlayıcı malzemeyi tutanak karşılığında teslim ettiğini, bu tutanakları müze müdürü Ertuğrul Duru'ya verdiğini beyan ettiği anlatıldı.

Müze Müdürü Ertuğrul Duru'nun benzer ifadesine de yer verilen iddianamede, Rahmi Koç Müzesi'nde bulunan Uluç Ali Reis denizaltısının 10 yıllığına Deniz Kuvvetleri Komutanlığından kiralandığı, müzede sergilendiği ve belirli ücret mukabilinde ziyarete açık olduğunun belirlendiği kaydedildi.

Ele geçen patlayıcı maddelerin Deniz Kuvvetleri Komutanlığının bilgisi doğrultusunda imha edildiği, ancak olay nedeniyle herhangi bir soruşturma açılmadığının tespit edildiği bildirilen iddianamede, Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Savcılığının, Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında bu olayın da soruşturulduğunun bildirilmesi üzerine konuyu soruşturmaya başladığı ve 'takipsizlik kararı' verdiği anlatıldı.

23 Mayıs 2009'da yapılan ihbar maili

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü hizmetlerinde kullanılmakta olan 155 mail ihbar hattına 23 Mayıs 2009 tarihinde saat 15.06'da yapılan ihbar mailine de yer verilen iddianamede, mailde olaya ilişkin "...Kafes eylem planının amacı, ülke içerisinde çeşitli eylemler yaparak ülkede Ergenekon örgütünün hedefleri doğrultusunda kargaşa çıkarılması, Cumhuriyet mitingleri tarzında çeşitli yürüyüş ve mitinglerin organize edilmesi, basın kuruluşları aracılığıyla Ergenekon'a destek verilmesi, hükümetin yıpratılması ve gayrimüslim vatandaşlarımızın tehdit edilerek can güvenliklerinin olmadığı duygusunu aşılayarak hükümetin içeriden ve dışarıdan baskı altına alınması ve ülke gündemini değiştirerek Ergenekon davasının boşa çıkarılmasıdır. Bugüne kadar bu eylem planı dahilinde hayata geçirilen bazı eylemlerden de örnek vermek istiyorum. Kasımpaşa postanesinden Ermeni kiliselerine, gazetelere gayrimüslim vatandaşlarımızın evlerine tehdit içerikli mektupların gönderilmesi bu plan dahilinde yapılmıştır. Burada da amaç, kargaşa ve kaos çıkarmaktır. Kasımpaşa postanesinde güvenlik kameralarının olmaması burayı tercih etmelerindeki en büyük etkendir.

Ayrıca yine Kasımpaşa'da bulunan Koç Müzesi'ndeki denizaltına patlayıcılar yerleştirilmesi de yine aynı plan dahilinde yapılmış bir eylemdir. Bu plana göre 200-300 kişilik bir öğrenci grubunun müzeyi ziyaretleri esnasında patlayıcılar patlatılacak ve ortalık kan gölüne dönecekti. Tabii bunun sonunda sorumlu hükümet tutulacak, faillerin yakalanmaması insanlarımızı gerecek, bir kargaşa ortamının yaratılması sağlanacaktı. Ancak grup içerisinden bir kişinin görevini tam yapmaması ve müze görevlilerinin durumu fark etmesi bu planlarını sekteye uğrattı" ifadelerinin yer aldığı belirtildi.

İddianamede, hakkında kamu davası açılan sanık Levent Bektaş'ta bulunan dosyalarda "...Koç Müzesi'nde ziyaretçi patlaması olmalı, sıkıntı çıkmasın Bşk takip ediyor'' ve ''Koç Müzesi ile ilgili malzemeler yerine konulmak üzere operatöre ulaştırıldı. Müzenin ziyaretçilerini artıralım, okullarda tanıtım reklam ve organizasyon faaliyetleri yapılarak ziyaretçi yoğunluğunun en fazla olduğu zamanın belirlenmesini Cihan Bey söyleyecek, öğrenciler projenin en önemli parçası. Operasyon tarihini teyit edelim" şeklinde ifadeler bulunduğu anlatıldı.

@page@

İddianamede, Beykoz Poyrazköy Keçilik mevkisinde ele geçirilen silah ve mühimmat sıralanarak, 'Mühimmatın MKE tarafından imal edilerek ilgili kuvvete (Jandarma Genel Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı) teslim edildiği MKE kurumunun yazısıyla sabittir' denildi.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü hizmetlerinde kullanılmakta olan 155 mail ihbar hattına 23 Mayıs 2009 tarihinde saat 15.06'da gönderilen ihbar mailindeki şu ifadelere yer verildi:

"Bugüne kadar bu eylem planı dahilinde hayata geçirilen bazı eylemlerden de örnek vermek istiyorum. Kasımpaşa postanesinden Ermeni kiliselerine, gazetelere gayrimüslim vatandaşlarımızın evlerine tehdit içerikli mektupların gönderilmesi bu plan dahilinde yapılmıştır. Burada da amaç kargaşa ve kaos çıkarmaktır. Kasımpaşa postanesinde güvenlik kameralarının olmaması burayı tercih etmelerindeki en büyük etkendir"

Bunun üzerine Kasımpaşa postanesinden tehdit mektubu gönderilip gönderilmediği yönünde çalışmalar yapıldığı belirtilen iddianamede, 3 Mayıs 2007'de Kasımpaşa postanesinden İstanbul'da bulunan bazı Ermeni okullarına 'Temel Malatyalı Karadeniz Mahallesi Trabzon Sokak No.3/1 Avcılar İstanbul' isim ve adresi ile 2 sayfalık 'Son uyarı ve ikaz' başlıklı mektup gönderildiği anlatıldı.

İddianamede, mektubu gönderen isim ve adres üzerinde yapılan çalışmalarda ise böyle bir adresin bulunmadığı, isim ile ilgili çalışmalarda herhangi bir kaydın olmadığının anlaşıldığı bildirildi.

İddianamede, ihbarda belirtilen Kasımpaşa postanesinden Ermeni kiliselerine, okullarına, gazetelere, gayrimüslim vatandaşların evlerine tehdit içerikli mektupların gönderilmesi eyleminin bu şekilde gerçekleştirildiği, ihbar içeriğinin, sanık Levent Bektaş'tan ele geçen DVD'deki kayıtların birbiriyle örtüştüğünün anlaşıldığı kaydedildi.

Hocaoğlu bölgesinde yapılan arama

İddianamede, 2 Şubat 2009 akşam saatlerinde Beykoz Jandarma Komutanlığını arayan vatandaşların yaptığı ihbarda, Beykoz Kaynarca Köyü Hocaoğlu mevkisinde yol kenarındaki ormanlık alanda bulunan şüpheli şahısların bir otomobille uzaklaştıklarının bildirildiği anlatıldı.

Bunun üzerine jandarma tarafından yapılan incelemede, olay yerinde tornavida ile işaretlenmiş ağaçların olduğu, bu ağaçlar takip edilerek ulaşılan alanda yumuşak zeminde toprağa gömülü halde bir kısmı yüzeyde görülen siyah poşet parçalarının bulunduğu belirtilen iddianamede, şöyle devam edildi:

"Yapılan araştırmada toprağın 20 santimetre altında gömülü bulunan siyah poşet içerisindeki 50x30x20 santimetre ebatlarındaki plastik termosta her biri 550 gram ağırlığında 27 TNT kalıbı, 155 santimetre boyunda infilaklı fitil, 3 fünye, 1 adaptör, 100 gram C-4 plastik patlayıcı madde ele geçirildiği, olaya ilişkin soruşturma evrakının Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığınca Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderildiği anlaşılmıştır"

İddianamede, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü hizmetlerinde kullanılmakta olan 155 mail ihbar hattına 23 Şubat 2009'da ulaşan mail ihbarında özetle '20-25 gün önce Beykoz'da ormanlık alanda yüklü miktarda patlayıcı bulunduğu, emekli Albay Levent Göktaş'a bağlı bir ekip tarafından bu patlayıcı maddelerin eylemde kullanılmak üzere gömüldüğü, bu ekibin özel eğitim almış askerlerden oluştuğu ve Ergenekon adına eylem yapmak için Levent Göktaş'tan talimat beklediği, Levent Göktaş'tan bir emir geldiğinde ekibin harekete geçeceği, ayrıca ekibin içerisinde Levent Bektaş, Ercan Kireçtepe, Turhan Ecevit, Eren Günay ve Erme Onat isimli şahısların olduğu, Beykoz'daki ormanlık araziye patlayıcıları gömerken vatandaşların fark etmesi üzerine kaçtıkları, bunların Ergenekon'a bağlı hareket ettiği ve şahıslardan cezaevinde bulunan Levent Göktaş'ın sorumlu olduğu' ifadelerinin yer aldığı belirtildi.

Sanıkların fotoğraflarının olayı ihbar eden kişilere gösterildiği belirtilen iddianamede, ''Tanıklardan Cevdet Yılmaz, fotoğrafları gösterilen sanıkları daha önce hiç görmediğini beyan etmiştir. Tanıklardan Güniz Takmaz'ın fotoğrafları gösterilen Halil Cura hakkında 'olay günü gördüğü şüpheli gri renkli araç içerisindeki saçı kısa, bıyıklı veya top sakallı şahsa benzemektedir, ancak bu şahıs olduğu konusunda emin değilim' şeklinde beyanda bulunduğu, yapılan araştırmada Halil Cura'nın Opel marka gri renkli bir otomobilinin bulunduğu tespit edilmiştir'' denildi.

Kazılar mail ihbarları ile başladı

Beykoz Poyrazköy Keçilik mevkisinde patlayıcı madde ve mühimmat bulunması olayına da açıklık getirilen iddianamede, şöyle devam edildi:

"İstanbul Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğüne 16 Nisan 2009 tarihinde ulaşan 3866 nolu ihbarda özetle; 'Ergenekon davasında tutuklu bulunan emekli Albay Levent Göktaş'a bağlı olarak faaliyet gösteren ve eylem yapmak için Levent Göktaş'tan emir bekleyen bu şahısların sırasıyla Levent Bektaş liderliğinde Erme Onat, Turhan Ecevit, Eren Günay ve Ercan Kireçtepe olduğunu, bu şahısların eğitimli birer asker ve patlayıcı uzmanı olduklarını, Levent Göktaş'tan emir alır almaz Ergenekon adına eylem yapacaklarını, Levent Göktaş'ın serbest bırakılmaması durumunda Ergenekon savcılarına yönelik büyük bir eylem yapacaklarını, bu eylem için ellerinde bulunan patlayıcı ve silahları Bedrettin Dalan'a ait araziye gömdüklerini, bu malzemelerden Dalan'ın da haberinin olduğunu, bu malzemeleri Beykoz'da bulunan Kurs Sualtı Komutanlığının arka tarafında bulunan köpek kulübeleri ve su deposundan denizin aksi istikametine, tepeye doğru giden patika yolun etrafına gömdükleri...' şeklinde açıklamalar bulunduğu anlaşılmıştır"

Aynı yerde 24 Nisan 2009'da yapılan aramada 40 santimetre derinlikten siyah renkli poşet içerisinde, siyah naylona sarılı 4 saklama kabı bulunduğu belirtilen iddianamede, kutuların içinde yine silahlar  bulunduğuna dikkat çekildi.

İddianamede, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Bomba İmha ve İnceleme Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan inceleme raporuna göre, ele geçen lav silahlarından dolu olanları, el bombaları, hakem bombaları, diğer patlayıcı ve mühimmatın sağlam ve çalışır vaziyette olduğu, fabrikasyon olarak askeri amaçlar doğrultusunda kullanılmak üzere üretilen, piyasadan rahatlıkla temini mümkün olmayan mühimmatlardan olduğu belirtildi.

@page@

İddianamede, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü hizmetlerinde kullanılan 155 mail ihbar hattına 23 ve 24 Mayıs 2009 tarihlerinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığında görevli bir askerin gönderdiği bildirilen iki ayrı ihbar mailine ayrıntılı olarak yer verildi.

İddianamenin 'Kafes Eylem Planı'nın eki niteliğindeki 'görev bölümü' başlıklı belgede ismi 'Danışma Kurulu Başkanı' şeklinde yer alan Feyyaz Öğütçü'nün, kamuoyu oluşturma safhasında istifade edilecek kanaat önderleri, sanatçı, akademisyen, gazeteci ve yazarlarla diğer 'kilit haberleşmecilerin belirlenmesi ve organize edilmesinde' görevli olduğu ifadesi yer aldı.

Şüphelilerden Levent Bektaş'ın iş yerinde ele geçen 3 nolu DVD'de yer alan örgütsel notta, 'Kafes Eylem Planı tamamlanınca son hali Kasımpaşa'ya onaya gidecek' ibaresinin yer aldığı belirtilen iddianamede, 'Şüphelinin, eylem planının hazırlandığı Mart 2009 ve öncesindeki tarihlerde İstanbul Kasımpaşa'da bulunan Kuzey Deniz Saha Komutanlığı görevini yürüttüğü anlaşılmıştır' cümlesine yer verildi.

İddianamede, soruşturma kapsamında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Kadıköy Şubesinde yapılan aramaya da değinilerek, bu aramada ele geçen bilgisayarda (Türkan SAYLANl.doc) isimli word belgesinde, soruşturma kapsamında işlem yapılan şüpheli Aydın Ortabaşı tarafından Türkan Saylan'a hitaben yazılmış mektubun referanslar kısmında da Feyyaz Öğütçü'nün isminin yer aldığı ifade edildi.

'Ali Aşkın' ismiyle gönderilen ve Koç Müzesi'ndeki denizaltında görevlilerce bulunan TNT kalıplarının ve fünyelerin, bir işlem yapılmaksızın imha edilmesinin Öğütçü'nün talimatıyla gerçekleştirildiği iddia edilerek, Cumhuriyet Savcılığına Serdar Cem adıyla yazılan iki ayrı ihbar mektubunun ekinde gönderilen CD'lerin incelendiği belirtildi. İddianamede, 'Bu belgelerin incelenmesinde, (DZKK'DA ULUSALCI YAPILANMA) başlıklı belgede, şüphelilerden Ahmet Feyyaz Öğütçü'nün TSK bünyesinde faaliyet gösteren Ergenekon örgütünün Deniz Kuvvetleri Komutanlığındaki yapılanması içerisinde yer aldığı, bu yapılanmanın hakkında soruşturma yürütülen Özden Örnek'in liderliğinde faaliyet yürüttüğü, bu yapılanmaya mensup kişilerin kendi aralarında grup halinde internet üzerinden haberleştikleri yönünde bilgiler bulunduğu' kaydedildi.

İddianamede, 'Kafes Operasyonu Eylem Planı'nın eki niteliğindeki 'görev bölümü'  başlıklı belgede, Kadir Sağdıç'ın 'Başkan Yardımcısı' şeklinde yer aldığı, şüpheli Mücahit Erakyol'un da aynı belgede isminin 'Özel Operasyon Komutanı' olarak geçtiği, ayrıca İstanbul Emniyet Müdürlüğüne ulaşan Dursun Çiçek'le ilgili bir ihbar mektubunda, Albay Mücahit Erakyol'dan 'sürekli temas halinde olduğu ve silah arkadaşlığının ötesinde ilişkisi bulunduğu kişi' olarak bahsedildiği bildirildi.

Kocaeli'de Nisan Bülteni bulundu

İddianamede, yine soruşturma kapsamında Kocaeli'nde bir adreste yapılan aramada bulunan flash bellekte 'Nisan Bülteni' başlıklı word belgesinde, 'Doğu Perinçek Başkanımızın Emirleri' adlı bölümde, Levent Bektaş'ın ekiplerinin yerine yeni ekiplerin kurulması, bu timlerin oluşturulmasını da Mücahit Erakyol'un üstlenmesinin istendiği, ayrıca, 'Aydın Ortabaşı, ÇYDD'den gelen parasal kaynakların miktarları Perinçek'in emirleri doğrultusunda artırılacak. Diğer parasal kaynak konusunda yeni satış kanalları (maddeler) oluşturulacak. Aydın Ortabaşı'nın mezun ettiği kız öğrenciler, yapının sivil tabanına, daha hızlı bir şekilde kazandırılması için organizasyonlar yapılacak' ifadelerinin yer aldığı dile getirildi.

Levent Bektaş'ın iş yerinde ele geçirilen 3 No'lu DVD'de, şüpheliler Deniz Erki ve Tanju Veli Aydın'ın sıfatlarının '1. Hücre Elemanı', Şüpheli Emre Sezenler içinse '2'inci Hücre Lideri' sıfatının kullanıldığı belirtilen iddianamede, şüpheliler Hüseyin Doğancı ve Hasan Bak için de '2. Hücre Elemanı', Şüpheli Metin Samancı için 'Ege Bölge Komutanı', şüpheli Levent Gülmen için '1. Hücre Lideri', şüpheliler Aydın Ayhan Saraçoğlu, Emre Tepeli, Süleyman Erharat, Murat Aslan, İbrahim Öztürk, Bora Coşkun  ve Bülent Aydın için '1. Hücre Elemanı' olarak geçtiği kaydedildi.

İddianamede, 3 No'lu DVD'de şüpheli Halil Özsaraç'ın isminin '2. Hücre Lideri', şüpheliler Gürol Yurdunal, Ümit Özbek, Bülent Karaoğlu, Hüseyin Erol, Daylan Muslu, Mehmet İnce, Alpay Belleyici, '2. Hücre Elemanı' olarak tanımlandığı, İsmail Zühtü Tümer'in adının 'Karadeniz Bölge Komutanı', İbrahim Levent Olcaner'in '1. Hücre Lideri', Özgür Erken, Metin Fidan, Metin Keskin, Türker Doğanca ve  Mesut Adanur'un adlarının da '1. Hücre Elemanı' olarak geçtiği bildirildi.

Bu konularda ilginizi çekebilir