İngiliz halkı yalnızlığı seçti

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN aleventalkan@gmail.com

Brexit oylamasından radikal bir dönüşüm kararı çıktı. Sonuç ayrılmak isteyen bir İngiltere oldu. Avrupa’nın ilk tepkisi “bir an önce ayrılın” şeklindeydi. Burada 3 farklı taraf ortaya çıkıyor. İngiltere, Avrupa Birliği ve dünyanın geri kalanları. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, burası kesin; ama yeni sistemde bakın neler artı, neler eksi yönde gelişecek. 

Halkın tepkisi neden ayrılmak yönünde oldu derseniz, iki temel analitik parametre çıkacaktır ortaya. 

• Serbest dolaşım haklarından yararlanmakta olan diğer Avrupa Birliği ülkesi vatandaşlar, İngiliz halkını rahatsız ettiler. İngiltere’de artacak olan Ortadoğulu göçmen varlığından duyulan tedirginlik, çok önemli bir tercih dönüşümünü de beraberinde getirmiş oldu. Bir ölçüde korumacılığın ve milli sınırların yükseltilmesi talebinin Brexit sandığına yansımasını görmüş olduk. Küresel göçün sebeplerinin kısa vadede değişmeyeceğini gören seçmen, siyasi, askeri, kültürel dengesizlikte taraf olmayı doğru buldu. 

• Toplam dünya ekonomisinin %20 en zengininin %20 en fakirine olan oranı 1870 de sadece 7. 1913’te 11, 1960’da 30, 1977’te 74 katıdır. Artış o kadar hızlıdır ki, “nereye gidiyoruz” demeden geçemiyoruz bu hassas dar geçitten. 100 yıl içinde bu eşitsizlik 10 katından fazla büyümüştür artık. İşte İngiliz halkıda kendisine uzatılan sandığa küreselleşmenin karşılıklı bağımlılık tanımının eşitsizliklere dayanan şekline olan tepkisini kusmuş oldu. Halk dünyanın bu en liberal ekonomisine “daha fazla küreselleşme istemiyoruz” mesajını vermiş oldu sandıkta. 

Pratikte şu sonuçlar elde edilmiş oldu 

İngiliz bonolarında enflasyona ve risk primine olan hassasiyet artmıştır. Bu durum İngiliz bono faizlerinin artışını, fiyatlarının da çöküşünü getirmiştir. Bu etkileşim yeni bir denge bulana kadar yüksek volatiliteyle devam edecektir şüphesiz. Ama beraberinde bazı sonuçları da getirmiştir elbette. İşte bunların birkaçı: 

• AB kanunlarıyla İngiliz kanunları arasındaki uçurum boyutundaki fark gizlenemiyordu. İngiliz regülasyonları çok daha serbest bir finansal sistemi çağırırken, AB’de entegrasyonun getirdiği yüksek bürokrasi dahil çok daha sıkı bir finansal sistem regülasyonu gizlenemeyen bir gerçektir. 

• Sterlin zayıflamıştırt. “Bir işe yarar mı” derseniz, bence yaramaz. Çünkü, sadece kura bağımlı ihracat artışı, Büyük Durgunluk koşullarındaki küresel ekonomi için mümkün değildir artık. 

• İngiltere’de büyümenin sekteye uğraması kaçınılmazdır. En son milli gelirin %5.6’sına kadar yükselmiş bir cari açık söz konusuydu. Dış finansmana bağımlı bir İngiltere’nin borçlanma maliyetleri de artacaktır. Ekonomisini kırılganlığı da… 

• Londra eski gücünü Frankfurt ve Paris ile paylaşmak zorunda kalacaktır. 

• Avrupa Birliği kendi içinde daha homojen bir yapıya kavuşmuştur. Ancak bunun bedeli, Birlik içindeki en liberal ülkeyi kaybetmek gibi ağır olmuştur onun için. Avrupa Birliği’nin bundan sonrasında küresel sistemle daha zayıf bir finansal uyum göstermesi kaçınılmaz olacaktır. 

• Avrupa Birliği toplam milli geliriyle, ABD ekonomisinin karşısında bir ekonomik denge değildir artık. İngiltere de dahil edildiğinde 15 trilyon dolar düzeyindeki ABD ekonomisinden fazla bir ekonomik güce ulaşılmaktaydı. 

Sonuç olarak İngiltere, Avrupa Birliği ve dünyanın tüm geri kalanı yeni oluşumdan kendi paylarında etkileneceklerdir. Rusya, ABD ve Çin ile olan siyasi ilişkiler, serbest ticaret anlaşmaları ve göç dalgaları İngiltere’yi adım adım yalnızlığa doğru itekleyecektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar