Sermaye koyacaksa Halkbank'ta satılabilir diyen genel müdür Aydın: Yabancı sermaye gelmesin demek 'matbaa' gelmesin demekle aynı

Sermaye koyacaksa Halkbank'ta satılabilir diyen genel müdür Aydın: Yabancı sermaye gelmesin demek 'matbaa' gelmesin demekle aynı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

AMASYA - Halkbank'da olsa yabancı sermayeye karşı çıkmanın 'matbaa gelmesin' demekle aynı anlama geldiğini söyleyen Halk Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, bir bankanın kredi verebilmek için ihtiyaç duyduğu en önemli unsurun sermaye olduğunu belirterek, "Yabancı, sermaye koyacaksa ve bankamız bundan ötürü daha iyi hizmet yapacaksa Halkbank da pekala satılabilir" dedi. Halk Bankası Suluova Şubesi'nin açılışı için Amasya'ya gelen Halkbank Genel Müdürü Hüseyin Aydın, DÜNYA'ya yaptığı açıklamada, Halkbank yönetiminde göreve geldikleri 2003 yılından bu yana bankanın kaynaklarını 21 kat büyüttüklerini söyleyerek, Halkbank'ı misyon bankacılığından çıkarıp rekabetçi banka yapmaya hazırlandıklarını vurguladı. Bankanın yönetimini devraldıkları 27 Mart 2003 tarihinde, 153 milyon YTL olan kredi verebilme miktarını bu yıl nisan ayında 3 milyar YTL'ye ulaştırdıklarını söyleyen Aydın, ayrıca 5 yılda esnafın şahıs bazında kredi haddinin de 5 bin YTL'den 35 bin YTL'ye çıkarıldığını ifade etti. Aydın, "5 yıl önce kredi vermeye takati olmayan Halkbank, günümüzde 45 milyar YTL'lik büyüklüğe ulaştı" şeklinde konuştu. Halkbank'ın, Pamukbank'la birleşmesinden çok şey kazandığını belirten Aydın, "Birleşme ile bankamızın teknolojisi en üst düzeye çıktı. Ayrıca çok da nitelikli personel kazandık" dedi. Misyon bankası değil rekabetçi banka olacağız Halkbank'ın, Ziraat Bankası gibi misyon bankası olarak bugüne kadar görev yaptığını söyleyen Aydın, "Halkbank'ı rekabetçi bir banka yapmak için çalışıyoruz" diye konuştu. Bir bankanın piyasada rekabet edebilmesi içim 3 önemli unsura ihtiyaç duyduğunu belirten, Halkbank Genel Müdür Hüseyin Aydın, "Bunlardan birisi bankanın kullandığı teknoloji. Bu anlamda Pamukbank birleşmesinden çok şey kazandık. Bugün sektörün kullandığı en iyi teknolojiye sahibiz. Bankamızda her an Türkiye genelinden rapor alabiliyoruz. Rekabet edebilmenin bir başka önemli unsuru da sermaye yapısı. Bu bakımdan bir eksikliğimiz yok, 5 senedir kâr ediyor ve kâr dağıtıyoruz. Üçüncü ve en önemli unsur ise insan kaynağı. Burada eksiğimiz var." Bin 500 yeni eleman alacak KPSS ile personel almak zorunda olduklarının altını çizen Aydın, "İstediğimiz elemanı alabilmek için karşımıza çıkan engelleri aşamadık. KPSS ile kısa süre içersinde bin 500 yeni eleman alacağız. Bu arkadaşlarımızı eğitip bu eksiğimizi de gidereceğiz" dedi. Sektörün diğer oyuncularıyla yarışmaktan büyük mutluluk duyduklarını da söyleyen Aydın, Halkbank'ın, sektörün çok üstünde bir büyüme gösterdiğini belirterek, "Bankacılık sektöründen daha başarışlıyız. Bankacılıkta rekabet olacak. Rekabet olmayınca, insanın doğal yapısı gereği son derece geniş oluyor. Rekabet edeceğiz, bu da reel sektöre yarayacak. Biz bu anlamda iyi niyetliyiz. Niyet iyi olunca akıbet de iyi olacak" diye konuştu. 'Yabancı gelmesin' ile 'matbaa gelmesin' demek aynı Sermaye yapısının daha da güçlendirilmesi koşulu ile Halkbank'ın da satılabileceğini söyleyen genel müdür Hüseyin Aydın, "Bir bankanın gücü sermayesi ile ölçülür. Sermaye yerli oyuncularla güçlendirilemiyorsa kaliteli hizmet verilemez. 'Sermaye gelmesin' demekle 'matbaa gelmesin' demek arasında bir fark yok. Şimdi sizin yerli sermayeniz para koyamıyorsa, bankanızın kredi olanakları özkaynaklarıyla sınırlanıyor demektir. Daha çok kredi verebilmek için ne yapmak lazım. Cevabı çok basit; daha çok sermaye. Yerli sermayeniz yoksa yabancı sermaye gelsin. Halkbank da bu bağlamda yabancı sermayeye açık. Dolayısıyla pekala Halkbank da satılabilir" şeklinde konuştu. Faizleri piyasa belirler Faiz hadlerine yasal düzenleme ile müdahale edilmesinin doğru olmadığını söyleyen Halkbank Genel Müdürü Hüseyin Aydın, şunları söyledi: "Kredi kartlarıyla ilgili üst limiti Merkez Bankası belirliyor. Tüketici gidip fazla faiz alan kredi kartını kullanmayacak. Tüketici en uygun faizli kredi kartını kullanacak. Yüksek faizli kart kullanıp sonra bundan şikayet etmek ekonomik değil, basiretli bir davranış hiç değil. Faize müdahele yerine aslolan kişilerin bilinçlendirilmesidir." Türkiye'nin en büyük sorununu 'tasarruf açığı' olarak not eden Aydın, "Tasarruf olmayınca yatırım da yapamazsınız. Tasarruf yaratabilmek bir seçenek de özelleştirmeler yoluyla kaynak bulmak. Bugün bankaların topladığı faiz miktarı yüzde 20'leri geçiyor. Bankalar parayı pahalıya mal ediyor. Dolayısıyla reel sektöre verilen yüzde 24'ler seviyesindeki para satışı piyasa koşullarına göre. Ama uluslararası rekabette fonlama miktarlarının artmaması için ekstra şeyler yapmak lazım" şeklinde konuştu.