Karabatak: 45 yaşında emekli olurum demiştim

Sağlık teknolojilerine odaklanma kararı alan Philips’in Türkiye yönetimi bir Haluk Karabatak’a teslim. Karabatak, "İlk işe başladığımda kendi kendime '45 yaşında emekli olurum' demiştim. Hâlâ o noktaya gelemedim" diyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Dünya, sağlıklı yaşam ve hayatı iyileştiren ekonomiler üzerinde yükseliyor. Bu trendin öncülerinden biri de aydınlatma yatırımlarıyla tanıdığımız global elektronik çözümler şirketi Philips. Şirket çok yakın süre önce aydınlatmadan tamamen çıkıp sağlık teknolojileri alanına odaklanacağını açıkladı. Bunun yansımaları, yönetim kadrosunda da oldu elbette. Türkiye operasyonlarının başına ilaç sektörünün deneyimli ismi Haluk Karabatak getirildi.

Şirketin globalde aldığı kararın bir süreç işi olduğunu söyleyen Karabatak, “Bu bir trend, Apple gibi şirketler de sağlık alanında yatırımlarını artırıyor” diyor.

Karabatak’la yakın çevresinin önceleri çok yadırgadığı yeni görevini konuştuk. Yaşam felsefesinde bu tür değişimlerin yerinin olduğunu belirten Philips’in Türkiye'deki yeni patronunu zor bir süreç bekliyor. “Süpermen”- lere inanmam diyen ünlü CEO’yu bugünlere taşıyan gelişmeleri Fenerbahçe Parkı’ndaki Sabah Yürüyüşü’müzde dinledik.

- Sizi Pfizer’in tepe yönetiminde tanıdık. Bu seviyedeki yöneticilerde sektör değişimi alışıldık ancak teknolojiye geçiş nasıl karşılandı?

Son 10 yılım gelişen pazarlarda yöneticilik yaparak geçti. Sağlık teknolojilerindeki yükselişi takip ediyordum. Philips böyle bir teklifl e bana ulaşınca kabul ettim. Önce çevrem yadırgadı. Philips 87 yıldır Türkiye’de elektronikçi olarak biliniyor. Şimdi sağlıklı yaşama dokunacak. Tedavi ürünleri, yağsız fritöz gibi sağlıklı beslenme ürünleri, diş sağlığı ürünleri, evde hasta monitörlerine odaklanacak. Anne-bebek bakım ürünleri var. Elektrikli süpürge yine yapacağız ancak alerjenleri ortadan kaldıran ürünler olacak bunlar. Türkiye’de 4 milyona yakın astım hastası var. “Tozları değil, alerjenleri süpürüyoruz” diyeceğiz.

- Bu sürecin bir amiral gemisi olacak mı?

Hayır, öyle bir ürün yok. Süpürge, akıllı saat, diş fırçası olacak ama artık ampul olmayacak. Sağlıklı olmanın önemine vurgu yapıyoruz, çünkü bu alanda bir bilgi bombardımanı var. Biz hastalıklarla insanları korkutmayı değil onlara sağlıklı yaşamın iyi taraflarını göstermeyi strateji edindik.

- Genel olarak farklı disiplinlere açık bir insan mısınız?

Evet, öyleyim diyebilirim. Sağlıkta çalıştım ama ben ODTÜ Kamu Yönetimi mezunuyum. Asla vali ya da kaymakam olmak gibi bir niyetim yoktu. Hep satış ve pazarlama yaptım. Zaten bize ODTÜ’de “buradan kaymakam vali çıkmaz, biz burada size başka bir eğitim veriyoruz” dediler. Gerçekten de öyle oldu, benim dönemimin neredeyse tamamı bankacı oldu. Bense ikinci sınıfta bankacı olmamaya karar verdim. Çünkü sahayı seviyorum. Çok hareketli bir hayatım var ve dışarıda vakit geçirmekten büyük keyif alıyorum.

- İş hayatında sizi en çok keyiflendiren nedir?

Geri dönüp baktığımda ekibimdeki insanları bugün şirketlerde genel müdür seviyesinde görmek beni çok mutlu ediyor. Sağlık sektöründe bir şey satmak çok zordur. Sorumluluk istiyor. Burada tüyo, en doğru ve güncel veriyi paylaşabiliyor olmak. Bilgiyi, olduğu gibi ve doğru aktarırsanız başarı geliyor. Mülakatlarda da karşımdakinin açlığını analiz etmeye çalışırım. Burada elbette işe olan açlıktan bahsediyorum. Kendini deneme ve ortaya çıkarma açlığı önemli benim için.

- Genelde güvenilir biri olarak mı tanınırsınız?

Evet, güvenilir ve açık sözlü biri olarak tanınırım. Bundan hiçbir zaman zarar görmedim. ODTÜ’nün meslek hayatımda büyük katkısını gördüm. Orada size bilgiyi değil, ona nasıl ulaşacağınızı öğretirler. Bu disiplin çok etkili oldu hayatımda.

- Yani "Öğrenmeye aşık olanlardanım" diyorsunuz?

Öğrenmekten vazgeçmedim. Hayatta süpermenlere inanmam. 5 yaşında kızım var, ondan da çok şey öğreniyorum. En azından neyi yapmamam gerektiğini. Hatalarıma dönüp bakmayı onları kabullenmeyi öğreniyorum. Bu kendini sevmekle, güvenmekle ilgili. İlişkilerimde, karar verirken bana güven veriyor bu özellikler.

- Bir süper gücünüz olsaydı, neyi isterdiniz?

Zamanda yolculuk yapmak isterdim. Ama zamanı geri almadan, sadece gidip gelmeyi çok isterdim. Sanırım tarihe olan merakımdan.

Kızım benim için en iyi psikiyatr

 - Kendiniz için neler yapıyorsunuz?

En büyük motivasyonum kızım. Çocuğum en iyi psikiyatrist benim için. Milyon versem onun gibisini bulamam. Bir de yakın tarihle ilgilenmeyi seviyorum. Dönem kitapları, biyografiler okuyorum.

- Seyahatler sizi yormuyor mu?

Hayır. Haftada ortalama üç gün seyahatim var. 20 yıldır böyle yaşıyorum. Tatillerimde de tercih ediyorum. Aslında Tip 1 diyabet hastasıyım. Bu nedenle sağlığıma dikkat ediyorum. Mutlaka yürüyüş yapmaya çalışıyorum.

- Toplum sağlığını nasıl görüyorsunuz?

Türkiye genç ama Avrupa’nın iki katı hızda yaşlanıyor. 2040’larda nüfus 95 milyon gibi rakamlarda duracak. Ve nüfusun üçte biri 65 yaş ve üstü olacak. Bu nedenle gençlere fırsatlar vermemiz gerekiyor. Onları sağlıklı yaşama yönlendirmek zorundayız. Yoksa toplum olarak sağlık açısından sorunlarımız artmış olacak. Ne yazık ki şu anda bunu yaptığımızı düşünmüyorum. Otorite bazında duyarlılık var ama toplum bazında yavaş ilerliyoruz.

- Şu anda çocuğunuzu hayata hazırlayan bir konuşma yapmak zorunda kalsaydınız, neler söylerdiniz?

O! Bu çok zor, hiç düşünmemiştim. Sanırım ona şunları tavsiye ederdim: İnandıklarından vazgeçme. Araştır ve sorgula. Sözünden dönme. Hayatını kendi tercihlerinle kurgula.

Yasemin Salih (Solda), Haluk Karabatak (Sağda)