İzin yerine “telafi çalışması”

İbrahim IŞIKLI
İbrahim IŞIKLI SOSYAL GÜVENLİK VE İŞ HUKUKU dunyaweb@dunya.com

Bazı işyerlerinde, bayram öncesi arefe günleri veya bayramla hafta tatili arasındaki iş günlerinde çalışanlara zorunlu yıllık izin kullandırılarak işyerlerinde (genelde tüm çalışanları kapsayan) tatil verilmektedir. Esasen işverenlerin yönetim hakkı çerçevesinde kimin ne zaman izin kullanacağını belirlemesi mümkün olmakla birlikte, bu tür durumlarda telafi çalışması daha doğru bir uygulamadır. 
Telafi çalışması, çeşitli sebeplerden dolayı işin durması, işyerinin tatil edilmesi veya işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde, işçinin çalışmadığı sürelerin daha sonra çalışılarak telafi edilmesidir. Özellikle ulusal bayram genel tatil günlerinden önce veya sonra yada kar, sel gibi nedenlerle işyerinde çalışılamaması durumlarında işyerinin tatil edilmesi halinde daha sonraki günlerde telafi çalışması yaptırılabilmektedir. Telafi çalışmaları fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sayılmayacaktır. Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine 4857 sayılı İş Kanunu, iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile öngörülen yasal izinleri dışında izin verilmesi hallerinde, işçinin çalışmadığı bu sürelerin telafisi için işçiye yaptırılacak çalışma, telafi çalışmasıdır. 

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 64. maddesi, “Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde, işveren iki ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırabilir.” hükmüyle telafi çalışmasını ve telafi çalışmasının şartlarını düzenlemiştir. 

“İş Kanunu’na İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği”nin 7. maddesi, telafi çalışmasını “Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine 4857 sayılı İş Kanunu, iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile öngörülen yasal izinleri dışında izin verilmesi hallerinde, işçinin çalışmadığı bu sürelerin telafisi için işçiye yaptırılacak çalışma” şeklinde tanımlamıştır. Telafi çalışması, işçinin ücretini aldığı ancak çeşitli sebeplerden dolayı çalışmadığı bir süreyi sonradan çalışarak yerine getirmesidir. Telafi çalışması yaptıracak işveren; bu çalışmanın 4857 sayılı İş Kanunu’nun 64’üncü maddesinde sayılan nedenlerden hangisine dayandığını açık olarak belirtmek ve hangi tarihte çalışmaya başlanacağını ilgili işçilere bildirmek zorundadır. İşçinin talep etmesi halinde, işverenin izin verme zorunluluğu bulunmamaktadır. Zira, işverenin işçiye, mevzuatta yer alan veya sözleşmede hüküm altına alınan hallerin dışında izin vermesi zorunluluğu yoktur. Fakat, işverenin, işçinin talebini kabul ederek, çalışılmayan sürenin telafi edilmesine imkan tanımasını engelleyecek bir durum da söz konusu değildir. Tatil günlerinde telafi çalışması yaptırılamaz. Başka bir ifadeyle, telafi çalışması yapılmak istenen zaman tatil günlerine rastlamamalıdır. Telafi çalışmaları, günlük en çok çalışma süresini aşmamak koşulu ile günde üç saatten fazla olamaz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar