Karacabey'de Bakan Eker'le lobi üzerine...

Hakan GÜLDAĞ
Hakan GÜLDAĞ hakan.guldag@dunya.com

Bursa’dayız… 
TİGEM Karacabey İşletmesi’nde 19. yüzyıldan kalma bir binada Gıda, Tarım Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ile sohbet ediyoruz… 

Karacabey TİGEM İşletmesi’nin bir çiftlik olarak mazisi epey eskiye dayanıyor… 
Arazi, Orhan Gazi’nin eşi Nilüfer Hatun’un çeyizi imiş… 
14. yüzyıldan bu yana safk an Arap atları yetiştiriliyor… 
Osmanlı’dan kalan atlar ve soyları muhafaza ediliyor. Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra da Suriye ve Irak’tan da safkanlar alınmış… 
Aralarında Baba Kuruş gibi efsane aygırların bulunduğu o sülale de halen devam ediyor… 

★ ★ ★ 

Aslına bakarsanız, Bakan Mehdi Eker ile Karacabey’deki sohbetimizin bir bölümünü gazetemizde okurlarımıza aktardık… 

Hürriyet ekonomi yazarı Vahap Munyar’ın dünyanın en büyük tarım işletmelerinden biri olan Ceylanpınar’a ilişkin sorusuna Bakan Mehdi Eker’in verdiği yanıtı detaylarıyla “Ceylanpınar’da cazip ilave öneri ile ortaklığa varız” başlığıyla vermiştik… 

Bakan Eker, Türkiye’nin dört bir yanında meyve bahçeleri kurma çalışmalarını sürdüren Coca Cola ve Anadolu Grubu’nun Ceylanpınar’dan arazi istemesinden yola çıkarak, “TİGEM’lerde işletmenin bütünü için öneriler olması halinde” yatırıma ve ortaklığa sıcak baktıkları mesajını veriyordu… 

★ ★ ★ 

Bakan Eker, TİGEM Karacabey İşletmesi’nde merak edilen soruları da yanıtladı… 

Sorulardan biri bakanlığın, TARBİL kısa adıyla bilinen Tarım İzleme ve Bilgi Sistemi uygulamasıydı… 


Tarım Bilgi Sistemi’nde Türkiye’nin bütün tarımsal ve hayvansal varlıkları sahadaki 10 bin yeni personel tarafından anlık olarak tespit ediliyor… Ve bilgisayar üzerinden merkeze aktarılıyor…

“Aynen seçimlerde sandıklardan gelen sonuçlar gibi…” diyor Bakan Eker, “Önce 10 bin köy belirledik. Sonra gençleri sınava aldık. Gidecekleri köyü de kendileri belirliyor. Aynı köye birden fazla talip varsa, en yüksek puan alan gidiyor. Veteriner, ziraat mühendisi, botanikçi olabilir. Köyün tarım danışmanı oluyorlar…” 

★ ★ ★ 

Bakan Eker’in verdiği bilgiye göre, her mühendis bu 10 bin köyden birinde bulunuyor ama etrafındaki 3-4 köy de deyim yerindeyse ona zimmetli… Türkiye’de 36 bin köy olduğu hesap edilirse, bu 10 bin genç mühendise ülkenin bütün köyleri zimmetlenmiş durumda… 

Ahıra gidiyorlar, hayvanların kulak numarasına bakıyor. Oturuyor, ağaçları sayıyor. Ağaç ürünlerinin türünü belirliyor. Tarladaki hububatı ölçüyor, kim ne kadar ekti, ne kadar biçti bildiriyor… 

“Peki, bu topladığınız bilgileri çiftçiyle, tarımın, hayvancılığın tarafl arıyla paylaşacak mısınız?” diye sordum: 
“Tabii, zaten bunun için çalışıyoruz” dedi Eker, “Çiftçi de bu verileri göreceği için örneğin kimin ne kadar patates ektiğini bilecek. Kararını ona göre verecek…” 

Şimdilik bu bilgilerin ne zaman paylaşılmaya başlayacağı belli değil. Ama beklenti bir an önce devreye girmesi yönünde… 

★ ★ ★ 

TARBİL üzerinden 2015’te yeni bir uygulama da başlıyor… 

Buna göre koyun ve keçilerin kimliklendirilmesinde mikroçip uygulaması başlatılıyor… 

“Elektronik küpe” diye adlandırılan bu uygulamanın özellikle hırsızlıklar ve hayvanların takibi konusunda kolaylık sağlaması bekleniyor. Keçi ve koyundan sonra sistem sığırlara da uygulanacak… 

Ayrıca, Bakan Eker’den öğrendik ki, Türkiye’de toplam 32.5 milyon tarım parseli varmış… 

Bu tarım parsellerinin tamamının uydu fotoğrafları alınıp, bunlara da kimlik numarası veriliyormuş… 
Eker, “Her çiftçinin parsel numarasını girdiğimde ona ait bilgilere ulaşabiliyorum. Denizden yüksekliğinden eğimine kadar. Tabii bu sistem asıl olarak, prim teşviklerinin doğru verilmesinde önemli. Bir de asıl önemlisi güvenilir gıdada izlenebilirliği de bu sayede takip edeceğiz” diye konuştu. 

★ ★ ★ 

Konu gıdada izlenebilirliğe gelince, işin bir başka boyutu olan Ürün Doğrudan Takip Sistemi’ni sordum… 

ÜDTS’yi ürünün seceresini izleyebileceğiniz bir etiket olarak nitelemek mümkün… 

Gıda sektörü pek sıcak bakmıyor konuya. Uygulanabilir de görmüyor… 

Daha önce sistemin başlatılacağı duyurulmuş ama sonra 6 aylık bir erteleme söz konusu olmuştu… Süre 2015 Mart ayında doluyor… 

Acaba ÜDTS uygulanacak mı? “Bu konuda çalışıyoruz” dedi Bakan Eker ve ekledi, “Ancak muhtemelen bir form değişikliğine gidilecek…” 

★ ★ ★ 

Gıda denetiminde, 5 bini sahada olmak üzere bugün 25 bin kişiyle faaliyette olduklarını belirtiyor. 

Bakan Eker: “Gıda denetimi sayısı bir yılda 600 binleri buluyor. Artık sebze- meyvede ilaç kalıntısı ile ilgili denetimleri hasat öncesi tarlada yapar hale geldik. Öyle ki, ilaç kalıntısı varsa hasadı engelliyoruz. Örneğin, Avrupa Birliği, bizden yaptığı sebze-meyve ithalinde analiz şartını kaldırdı. Rusya da analiz sıklığını kaldırmamızı talep ediyor!”

 ★ ★ ★ 

Merak edilen bir başka konuyu da gündeme getirdik: “Gıda sanayii için önemli olan enzim ithalatı durdu. Enzimlerde GDO arandığı söyleniyor. Fabrikalar sıkıntı yaşadıklarını belirtiyorlar…” deyince, Bakan Eker, “Söz konusu firmalar Biyogüvenlik Kurulu’na başvursunlar” dedi ve şöyle devam etti: 
“Soya ve mısır GDO’lu olarak getirilebilir. İnsan gıdasında asla kullanılmaz. Cips gibi, şeker hammaddesi gibi. Hayvana verilebilir. Ama üzerinde de yazacak ve izlenecek. Bize bilgi verecek. 10 bin ton getirdim, şu kadarını şu fabrikaya verdim diyecek. O fabrika da şuralarda kullandım diyecek. Biyogüvenlik Kurulu bunu böyle takip ediyor. Enzim, proteinin de çok altında bir birim ve tespiti mümkün değil. Böyle olunca yeni bir durumla karşı karşıyayız. O zaman diyoruz ki, üretici firma enzimin GDO’lu olmadığına dair resmi belge verecek bize. Enzim GDO’lu üründen elde edilmemiştir diyecek…” 

★ ★ ★ 

Kanatlı sektörü, Batı’dan çeşitli yaptırımlarla karşı karşıya olan Rusya pazarından umutlu… 

ABD’nin 150 bin tonluk tavuk kotasının Türkiye’ye kaydırılabileceği, bunun Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ziyareti sırasında gündeme geldiği konuşuluyor… 

Acaba bir gelişme var mı? 
“Henüz kesin bir durum yok” diye yanıtladı sorumu Bakan Eker, “Konu kiritik. Ya küsler yarın öbür gün barışırsa ne olacak? Bizim tarafta birden çöküş olur. Onun için Türkiye’ye uzun vadeli kota tahsis edilmesini Rusya tarafına teklif ettik. Çünkü buna göre üretim planlaması yapmamız lazım. Yatırımcının riskini minimize etmeye çalışıyoruz…” 
Verilen bilgiye göre, şu anda Türkiye’de 16 çiftlikten Rusya Federasyonu’na tavuk eti ihracatı yapılıyor. 30 kadar çiftlikte de yeterlilik incelemesi sürüyor. 

★ ★ ★ 

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’le Karacabey’de buluşmamızdan önce sabah İzmir’de Su Ürünleri İhracatçıları ile birlikteydik… 

Sektörün sorunlarını konuştuk… 
Türkiye yüzde 95’i Avrupa’ya olmak üzere yılda 380 milyon dolarlık çipura ve levrek ihraç ediyor. Ama büyük bir riskle karşı karşıya… 

‘Neden’ derseniz, çipura ve levreğe kiloda 85 kuruşluk destek var. AB’de buna bakıp, Danimarka ve Polonya’daki üreticileri zarara soktuğu gerekçesiyle soruşturma açmış durumda… 

Dava, 7 Ocak’ta Brüksel’de görülecek… 

İhracatçılar, bakanlıktan bu desteğin kaldırılmasını talep ediyor ki, yeni vergi konulmasın… 

★ ★ ★ 

Bu sorunu dile getirdiğimizde, Mehdi Eker’in sözleri şöyle oldu: 
"Lobi bu lobi… Bunlar lobi dünyasının işi… Biz Türkiye daha çok üretsin diye destek getirdik. Birkaç ihracatçı firma Avrupa pazarında karşılaşacakları muhtemel vergiden dolayı üreticilere desteğin kalkmasını istiyor. Bunu değerlendiriyoruz. Ama ben pek o yönde değilim… ” 

Doğrusu, Sayın Bakan’ın bu sözlerini yadırgadım… Lobiyi yapanın kim olduğunu da anlamadım… 

Eğer ihracatçılarsa, sorunlarını dile getirmelerinden daha doğal ne olabilir? 

Yok eğer bu soruyu soran bensem, bir ekonomi gazetecisi olarak, su ürünleri ihracatının yarısından fazlasını tek başına yapan Ege’de bizzat yerinde dinlediğim bir sektörün merak ettiği bir konuyu, işin en tepesindeki yetkiliye soruyor olmam nasıl bir lobi faaliyeti olarak değerlendirilebilir? 

★ ★ ★ 

İzmir Bölge Temsilcimiz Yaşar Kuş dahil olmak üzere benimle birlikte toplantıya katılan gazeteci arkadaşlarım Ahmet Usman ve Sedat Alp geçtiğimiz cuma sabahı su ürünleri üreticileri, sanayicileri ve ihracatçılarıyla gerçekleştirdiğimiz toplantının notlarını hazırlamışlar… 

Yarınki DÜNYA’da, olabildiğince detaylarıyla okurlarımıza aktaracağız…

Silvan ve Kralkızı engelleniyor 

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Silvan ve Kralkızı barajlarının yapımını PKK’nın engellenmeye devam ettiğini söyledi. Bakan Eker şu bilgileri verdi: “Silvan Barajı, Diyarbakır’ın tarihini ve kaderini değiştirecek bir baraj. Ama terör istemiyor. Yapımını engelliyor. Bittiğinde yaklaşık 2.5 milyon dönüm arazi sulanacak. 2012 Mayıs ayında temelini attık, derivasyon tünelleri yapıldı. Ancak şantiyeye defalarca saldırıldı. İnşaat şu anda yürümüyor. Diyarbakır ve Şanlıurfa’nın toprağını 2007’de kuraklıktan terk ettik. Çiftçi bir sürü masraf yapmıştı. Sıfır ürün aldı. Oysa su olsa bu bölgede yılda iki kez ürün alıyorsun. Kralkızı Barajı’nın kanal inşaatı da engelleniyor. O da 1.5 milyon dönüm arazi sulayacak. Toplamda Diyarbakır’da 4 milyon dönüm arazi sulanacak. Baraj inşaatına baskı kurarak, çözüm sürecini de baltalıyorlar…”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar