FED duvara çarparsa biz de çarpar mıyız?

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN aleventalkan@gmail.com

 

 

1980 sonrası ekonomik kalkınma modelini yabancı kaynak girişi üzerinde inşa etmiş, birkaç gelişen ülkeden biriyiz. Kriz, küresel ölçekte etkisini "carry trade" (borçlanılan düşük faizli ülkeden taşınan paralarla yüksek faizli ülkede yatırma ticareti) işlemleriyle finansal ve ticari ilk büyük yıkımını (Minsky anı: Ağustos 2007'de) yarattı. Ardından, bunun bir uçta finansal sisteme (Lehman Brothers'ın batışıyla) diğer uçtaysa ticarete etkilerini (Çin - ABD bağımlılığı, Japonya borç deflasyonu) artçı sarsıntıları olarak duyumsadık. Ve ikinci büyük yıkım: Avrupa borç kriziydi. Söyleyebileceğimiz ilk şey, böylesi büyük deprem dalgalarının mutlaka artçılar üreteceğiydi. Bekliyorduk. Öyleyse, gelelim Avrupa'nın artçılarına: Kabaca iki dış ticaretinden biri Avrupa'ya olan Türkiye gerçeğinin daraltıcı etkilerinin artacağına hazırlıklı olalım. TCMB ve hükümet bu yönde büyük çabalar harcıyor. Mesela teşvikli yatırımlar Ağustos'ta arttı, hükümetin 2013'te tamamlanacak projelere öncelik verdi, Eylül ihracatı %7.4 arttı, TCMB'nin faiz koridorunda üst limitini 1.5 puan indirdi, ROK uygulamalarına başladı. Halkımız krize diğer halklara kıyasla daha pozitif bakmasına sebep; bankacılık sektörümüzün güçlü yapısı, düşük kamu borç stoku kritik bir döneme girdi. Ekonomimize yerleşen olumsuz parametreler, olumlularla ödünleşiyor. Gerginlik artıyor.

Hem piyasaya hem de ticarete sinen daha objektif bakışların ana teması, yeni değişken niceliklerle şekilleniyor:

1) Suriye gerginliği ve onunla hemen hemen eş zamanlı gerçekleşen Irak hükümeti tarafından durdurulan dış ticaretimiz. Bu zamana kadar Avrupa'ya dış ticaret bağımlılığımız azaltan komşu ülkelerden bir İran ve ağırlıklı olarak oraya yaptığımız altın ithalat ihracatı kaldı.
2) Bütçe açığında ilk 8 ayın sonucu 8.5 milyar dolar. Yeni vergi artışlarını perakende fiyatlara yansıyan peşin maliye kesintileri; sigarada %80.25, benzinde %69, doğalgazda %18 ve elektrikte %20.5 şeklinde arttı. Dışarda sanayi, iş adamı, ekonomist, finansçı, kurumsal ya da bireysel yatırımcı şunları konuşur oldu:
3) Zamlar maliyet enflasyonu yarattı.
4) Kaçınılmaz olarak tasarruf oranını aşağı çekilecek.
5) Enflasyon bekleyişleri sil baştan.
6) Kalbimiz kur ile gerginlik eksende çarpıyor. Çarpıyor, çünkü ulusal ekonomimizin en kırılgan noktası kurlardır. Çünkü kurlardaki kurgusal ve saptırıcı (spekülatif) bir atak, ekonomimizde istisnasız krizle sonuçlanır.

Şimdi bir de; Mayıs 2006'da "ABD ekonomisinde hiçbir sorun yok, bu yöndeki tüm suçlamalardan ekonomimizi tenzih ederim" açıklamalarının tam tersiyle Ağustos 2007'de sonuçlanmış kriz gerçeklerini itiraf etmek zorunda kalmış Bernanke'nin pazartesi günkü demecine bakalım: FED tarafından izlenen politikalar; enflasyona zemin hazırlıyor, büyük bütçe açıklarına imkan veriyor, doları zayıflatıyor, tasarruf sahiplerini olumsuz etkiliyor yönündeki suçlamaları reddediyoruz.
Krizin başından beri, Brezilya, Hindistan, Avusturalya gibi krizin favorisi ülkelerin aksine, biz para politikamızda FED'i izledik. Bize özgü çözüm sunan icatlarımız; faiz koridoru ve ROK gibi araçlar ana politikadaki tartışmaları gölgelemesin; görülen o ki, FED duvara çarparsa biz de çarpacağız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar