Kes yapıştır “Yeni Ekonomi Paketi”

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Geçen hafta sonu Başbakan’ın“Yeni Ekonomi Paketi” ile ilgili açıklamalarını izleyen bir girişimci uyarıda bulundu.

Sayın Davutoğlu’nun açıklamaları 2012 yılı Nisan ayında zamanın Başbakanı Sayın Erdoğan’ın ve daha sonra zamanın ekonomi bakanı Sayın Çağlayan’ın açıklamalarından farklı değil... Ne var ki biz geçmişte söylenenleri çabuk unutuyoruz” deyince,  2012 yılındaki açıklamaları buldum.

2012 yılının “Yeni Ekonomi Paketi” ile 2014 yılının “Yeni Ekonomi Paketi” arasında benzerlik var mı, yok mu sayın okuyucularımın takdirine bırakıyorum.

5 Nisan 2012 günü zamanın Başbakanı Sayın Erdoğan, “Yeni Ekonomi Paketi”ni açıkladı. Sayın  Erdoğan‘ın açıklamasının özeti şöyle idi:
 "Bu yeni teşvik sistemi Hükümetimizin yaptığı 4. paket olacak. Ekonominin geldiği yer açısından yatırımların görülmesi büyük önem arz ediyor.  Yatırımlardaki artış Türkiye'ye olan güvenin ve istikrarın sonucudur. Yatırımcı siyasete ve devlete güveniyor. Güven var, istikrar var. Bu 9 yıllık süreçteki teşvikler yatırımların artmasına katkı sağladı. 

Yeni ihtiyaç ve şartlara göre teşvikleri yeniledik. Sürekli müteyakkuz olduk. Küresel kriz sürecinde yüzde 8.5 gibi büyüyen dirençli sağlam bir ekonomi için hazırlanmış, sağlam bir teşvik sistemini kamuoyuna açıklıyoruz.Yatırımcılara KDV istisnası, vergi indirimi, işveren hissesi (asgari ücret üzerinden) ve gelir vergisi desteği sağlayacağız.

Yeni yatırım paketi 4 ana bileşenden oluşuyor. 

1- Genel teşvik uygulamaları,
2- Bölgesel teşvik uygulamaları,
3- Büyük ölçekli yatırımların teşviki,
4- Stratejik yatırımların teşviki.
 Hangi ilde yapılırsa yapılsın stratejik yatırımlar desteklenecektir. Yeni teşvik sistemiyle stratejik yatırımlara şu destekler verilecektir:
1-Yatırım malı ithal makine ve teçhizat için Gümrük Vergisi muafiyeti, 
2- Makine ve teçhizat için ayrıca KDV istisnası,
3- Yatırımın tamamlanmasını müteakiben 7 yıl süreyle Sigorta Primi İşveren Hissesi Desteği,
4- Yapılan yatırım tutarının yüzde 50'sine tekabül eden miktarda vergi indirimi imkanı (yüzde 90 oranında),
5- Yatırımcıların kullanacakları yatırım kredileri için 50 milyon liraya ulaşan faiz desteği (Sabit yatırım tutarının %5'ini aşmamak kaydıyla),
6- Yatırım yeri tahsisi,
7- Asgari 500 milyon TL tutarındaki yatırımların bina inşaat harcamaları için KDV iadesi. 
Bu çerçevede ilk defa uygulamaya koyacağımız KDV iadesi desteği ile yatırımcıların yatırım dönemindeki finansman yükünü hafifletmiş olacağız.

Eğitim yatırımları hangi ilde yapılırsa yapılsın 5. Bölge desteklerinden yararlanacaktır. 

Denizcilik, madencilik, turizm koruma ve gelişim bölgelerinde yapılacak yatırımlarda 5. Bölge yatırımlarından yararlanacak.

Bu yeni teşvik uygulamasında bölgesel sistem yerine il bazlı bölgesel teşvik sistemine geçiyoruz.
(http://www.ekonomi.gov.tr/upload/459D1E1B-AD17-FF9A-A40AC03569331A85/6_Nisan_Sunum_son.pdf)

Zamanın Başbakanı Sayın Erdoğan’ın açıklamalarından sonra zamanın Ekonomi Bakanı Sayın Çağlayan daha geniş açıklama yaptı. Sayın Çağlayan özetle şunları söyledi:
İhracata Dönük Üretim Stratejisi ve bu stratejiye bağlı olarak oluşturduğumuz Girdi Tedarik Stratejisi (GİTES) ile sanayimizin ihtiyaç duyduğu girdilerin tedarikinde sürekliliğin sağlanmasını, etkinliğin ve verimliliğin artırılması ile ihracatçımızın rekabet gücünün iyileştirilmesini amaçlıyoruz.

Ayrıca, ülke ihracatının geleceğinde önemli yer tutacak yeni ürün ve teknolojilerin getireceği, sürdürülebilir girdi tedarik ihtiyacının belirlenmesini ve güvenceye alınmasını sağlamaya çalışıyoruz.

Türkiye'nin 4 temel ihtiyacı olan yatırım-üretim-istihdam-ihracat politikaları arasında bütünlüğün sağlanması, ithalata bağımlı olduğumuz ara mallarının ve hammaddelerinin Türkiye'de üretiminin sağlanması, ihracatta emek-yoğun teknolojiden bilgi-yoğun teknolojiye geçişin sağlanması konularına yanıt verecek olan yeni teşvik paketimiz ile yatırımcılara çok ayrıcalıklı imkânlar tanıyoruz. 

İhracatçılarımızın rekabet gücünü artırmak amacıyla yürüttüğümüz bir diğer çalışma alanı “ihracatta destek programları”dır.

Bu alanda yapılan çalışmalarımız ile ihracatçılarımızın üretim alt yapılarının, Ar-Ge ve “inovasyon” yeteneklerinin, uluslararası pazarlarda rekabet güçlerinin geliştirilmesini hedefliyoruz. 

“Ülke Masaları”, “Pazara Giriş” ve “Hedef ülkeler” çalışmalarımızla, ihracat pazarlarımızı ve ihracata konu mal ve hizmetlerimizi çeşitlendirmeye, ihracatta karşımıza çıkan engelleri aşmaya çalışıyoruz. Ayrıca, hedef pazarlarımız için, pazara giriş projeleri hazırlıyoruz.

Serbest bölgelerimizi de stratejik bir yaklaşımla tekrar ele alıyoruz. Hedefimiz belirli alanlarda ihtisaslaşmaya dayanan “Özel Ekonomi Bölgeleri” kurmaktır. Yatırımcıları cezbedecek imkânlar sağlayacak olan özel ekonomi bölgeleri ile lojistik, taşıt bakım-onarımı, Ar-Ge, tarım, yatçılık ve sağlık gibi konularda ihtisas serbest bölgeleri kurulmasını hedefliyoruz. Bu bölgelerin tamamında, ihracata önemli katkı sağlayacak faaliyetlerin yürütülmesini öngörüyoruz.

İmzalanmış 18 STA'mız (Serbest Ticaret Anlaşması) bulunmaktadır. Bunların 16'sı yürürlükte. Son olarak Güney Kore ile anlaşma imzalandı. 13 ülke veya ülke grubu ile STA'larımız ise müzakere aşamasındadır. 
•Türkiye'deki ithalatın yüzde 71.9'unun ara mallarına (enerji dahil), yüzde 15.5'inin yatırım mallarına, geri kalan yüzde 12.3'ünün ise tüketim mallarına yönelik olduğu görülmektedir.
•Türkiye'de üretimi hiç olmayan veya çok az olan mallar ile Türkiye'de üretilen ancak talebi tam olarak karşılayamayan malların ithalatı, toplam ithalatın yaklaşık yüzde 84'ünü, diğer bir deyişle 241 milyar dolarlık mal ithalatımızın yaklaşık 202 milyar dolarını oluşturmaktadır. 
•"İthalat Haritası” çalışması, 2011 yılı sonu itibariyle Türk sanayinin ithalata bağımlılık oranının yüzde 43 olduğunu göstermiştir. 

Bir taraftan ithalata bağımlı olduğumuz ara malı ve hammaddelerin Türkiye'de üretilmesini, diğer taraftan da Türkiye'nin yüksek ve orta-yüksek teknolojili ürün ihracatını artıracak bir üretim sistemine geçilmesi zorunluluk arz etmektedir.

Diğer taraftan, ülkemizin görece az gelişmiş bölgelerinde yatırımları arttırarak bölgeler arası gelişmişlik farklılıklarının azaltılması da temel makro ekonomik politikalarımızdan birini oluşturmaktadır. 
Bu çerçevede yeni teşvik sisteminin temel hedefleri;
•Cari açığın azaltılması amacıyla ithalat bağımlılığı yüksek olan ara malı ve ürünlerin üretiminin artırılması,
•En az gelişmiş bölgelere sağlanan yatırım desteklerinin artırılması,
•Bölgesel gelişmişlik farklılıklarının giderilmesi,
•Destek unsurlarının etkinliğinin artırılması,
•Kümelenme faaliyetlerinin desteklenmesi, 
•Teknolojik dönüşümü sağlayacak yüksek ve orta-yüksek teknoloji içeren yatırımların desteklenmesi olarak belirlenmiştir. 
Bu ekonomik hedefler çerçevesinde büyüme potansiyeli olan sektörlerimizin ara malı ithalat bağımlılığını azaltacak, Ar-Ge içeriği yüksek, yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli yatırımları ifade eden “Stratejik Yatırım” kavramı entegre edilmiştir. Bu yatırımlar, yüzde 50'den fazlası ithalatla karşılanan ara malı veya ürünlerin üretimine yönelik bulunan, belirli büyüklükteki yatırımlardan oluşacaktır. 

Büyük Ölçekli Yatırımların Teşviki Uygulamasına, mevcut desteklerin yoğunluklarının arttırılması ve bazı sektörlerde asgari sabit yatırım tutarının düşürülmesi suretiyle devam edilecektir. 

Anlaşıldığı kadarıyla reçete pek değişmiyor. Aynı reçete “kes yapıştır” devamlı olarak önümüze konduğuna göre acaba reçete mi yanlış, yoksa reçete uygulanamıyor mu?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018