Kıdem Tazminatında yeni model aranırken...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Hükümetin  kıdem tazminatını fona dönüştürülmesi konusundaki çalışmalarının son aşamaya geldiği belirtilirken,1990’larda Avusturya’da oluşan “Bireysel fon hebabına geçiş “ esaslı uygulamanın benzerinin ülkemizde benimsenmesinin ağırlık kazandığı arkadaşımız Mehmet Kaya’nın haberinde yer alıyor. 

Kaya’nın haberine göre, bireysel fon kurulması kesinleşti. Buna göre, işçiler en az 3600 gün prim ödeme ya da  15 yıl çalışma şartıyla her yıl için 30 gün karşılığı para çekme hakkına ulaşacak. Askerlik ve evlilik gibi özel durumlarda çekme hakkı en az 10 yıl şartıyla uygulanabilecek, prim oranlarının düşüş yada 20 günlük ücret karşılığı çekme hakkı tanınacak. 

Fon sisteminin yürürlüğe girmesi ile çalışmaya devam eden harkes ve yeni işe giren herkes, sisteme dahil olacak.Mevcut çalışanlar isterlerse eski yasadaki haklarını kuruyacak ya da işveren ile uzlaşarak yeni sisteme katılacak. 

Primler işveren tarafından yüzde 3-6 arasında yatırılacak. İşçi ve kamu desteği olarak katkı sözkonusu olmayacak. Fonda bireysel hesaptaki birikimler bir emeklilik fonu tarafından yönetilerek, nemalandırma mevcut bireysel emeklilik fon yönetimiyle yapılacak. Bu konuda ikincil mevzuat düzenlemesi de yapılacak. 

Avusturya’da yeni sisteme geçerken çalışanlara üç seçenek sunulmuş. Bunlar yeni yasa kapsamına girmeme, işçi-işveren uyuşmasıyla yeni sisteme katılım ve işçinin geçmiş haklarından vazgeçerek işverenin daha yüksek prim yatırması. Avusturya’da bireysel fon hesabına yapılan 3 yıllık ödemeler  sonrasında para çekme hakkı  bulunuyor, emekli olana kadar birikimine dokunmama halinde vergi istisnası veriliyor. Emekli olunca ise ya fondaki paranın tamamını çekme, ya da aylık maaş alma hakkı tercih edilebiliyor.

Bizde bugüne kadarki Kıdem tazminatı sisteminde büyük aksama var. Çalışanların sadece yüzde 10 kadarı kıdem tezminatı hakkını elde edip alabliyor.

Bunu ortaya getiren tablo şöyle: Ülkemizde işçiler 1 milyon 740 bin işletmede çalışıyorlar. Bunların 70 bini 30 üzerinde işçi çalıştırıyor.  1 milyon 670 bini 30 işçinin altında çalıştırıyor. 21 milyon çalışanın 13 milyon 990 bini 30 çalışanın altındaki işletmeler, 7 milyon 56 bini 30 çalışanın üstündeki işletmelerde çalışıyor. 

30 işçinin altında çalışanın yer aldığı işletmeler toplam içersinde yüzde 65.8 oranına ulaşırken, yasal olarak buralarda çalışanlar için kıdem tazminatı zorunluluğu söz konusu olmadığı için işçiler sürekli girdi-çıktılarla kıdem tazminatı hakkını elde edemiyorlar. O nedenle her on çalışandan sadece biri bugünkü uygulamada kıdem tazminatı alabiliyor. 

Getirilecek sistemde her türlü kurumda çalışanlar 30 işçi altında çalışanların olduğu kurumlarda da herkes  bireysel fonuna prim yatırılacağı için, sürece bağlı olarak kıdem tazminatı  hakkını elde edebilecekler. 

Sendikalar yeni sistme geçerken bazı hakların kaybolmasından korkuyorlar. En çok karşı çıktıkları konu kıdem tazminatının  her yıl için 30 gün yerine 15 gün üzerinden  hesaplanmasının gündeme gelmesi ihtimali. 

Görüldüğü gibi  yeni sistem ile çalışanların sadece yüzde 10’nun yararlanabildiği kıdem tazminatı hakkı bütün çalışanları kapsayacak. Sendikalar bu olumlu dönüşüm olurken, her yıl için 30 gün hesaplı mevcut sistemdeki uygulamanın 15 güne indirilmesiyle hak kaybına uğramamalarının esas alınmasını istiyorlar.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar