Kömürde kapanan her ocak ithalat gereğini artırıyor

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Soma faciasından sonra hükümet genelde madenlerde, özelde kömür madenlerinde çalışma şartlarını iyileştirmeye dönük düzenlemeler yaptı. Madenlerde çalışanların çalışma şartlarını ve ücretlerini iyileştirmek için Torba Kanun’a maddeler eklendi. 

Bunlar olumlu gelişmelerdir. Olması gereken düzenlemelerdir. Ne var ki çalışma şartlarını iyileştirmek ve güvenliği sağlamak için yapılacak harcamalar ile işçi ücretlerinin artırılması, çalışma saatlerinin sınırlandırılması çok sayıda kömür ocağının kapanmasına neden oldu. Kömür ocakları eskisi gibi güvensiz şartlarda faaliyetini sürdürsün, işçiler ucuz ücretle, uzun süre yer altında çalışsın denilemez. Böyle bir şey istenemez. 

Ama görüldü ki yapılan düzenlemeler nedeniyle çok sayıda maden ocağı kapandı. Çok sayıda işçi, sokakta kaldı. Konunun 2 cephesi var: 
1) Madenlerde can güvenliği mutlaka sağlanmalıdır. İşçilere emeklerini karşılayacak ödeme yapılmalı, sosyal güvenlik şartları iyileştirilmelidir. Ama işçiler bunlar yapıldı diye işsiz kalmamalıdır. 
2) Madenler ve özellikle kömür ocakları kapanmamalı, tersine üretim artırılmalıdır. Çünkü kapanan her ocak, ekonomide kayba yol açar, ithalat gereğini artırır. 
Zonguldak’ta Ticaret Odası eski başkanlarından Salih Demir, dört tane ocağında kömür üretme faaliyetini durdurup işçilerin yüzde 80’inin çıkışını vermiş. 22 şirketin kapatma kararı almasında ve ortak hareket etmesinde etkili olan Demir, Miyase İlknur’a anlatıyor: 
İşçilere iki hak verdiler. Bir tanesi haftada 36 saat çalışma, diğeri asgari ücretin iki katından az olmamak kaydıyla maaş almayacaklar dendi. 

Soma’da Manisa’da üretilen linyit kömürünü devlet alıyor. Şirketler linyiti üretiyor, yıkama öncesi devlete veriyor. Devlet bu linyiti satıyor, santrale satacaksa devlet satıyor. Linyit üreten şirketler niye işçi çıkarmıyor? Çünkü devletin alım garantisi var. Artı, sözleşmelerinde yasa değişikliklerinden kaynaklanan ücret artışlarını devlet karşılıyor. 

Bizde öyle değil. Bize de kömür alım garantisi versinler ya da sözleşmede olmayan yasal değişikliklerden kaynaklanan ücret artışlarını bize yansıtmasınlar, işçileri hemen işe geri alalım. Bizim bu hareketimizin devlete karşı olarak algılanmasını istemeyiz. Biz işin içinden çıkamayacağımızı bildiğimiz için işçileri çıkardık. 

Biz kömürü satabildiğimiz yere satıyoruz. En büyük müşteri ÇATES santraliydi ama bazı üniteleri bakıma girdiği için bizden aldıkları kömür miktarı üçte bire düştü. Erdemir ve Kardemir’e verdiğimiz kömür var. O da yılbaşında 145 dolar öderken şimdi 110 dolara alıyor. 2012’de 205 dolara sattığımız kömür şu anda 110 dolar. İthal kömür fiyatları çok düşük olduğundan haklı olarak kömür ihtiyacını ithal ediyor. Bizden niye alsın? Bizim girdilerimiz yüksek olduğundan ithal kömürle rekabet edemiyoruz. Sattığımız kömürün fiyatı ve miktarı düşerken işçilik maliyeti artıyor. Bir çıkmazdayız ve işin içinden çıkamıyoruz.” 

Türkiye’de kamu ve özel sektör işletmeleri yılda 2.6 milyon ton taşkömürü, 70 milyon ton linyit üretiyor. 
Kamu kaynaklı (TKİ-Türkiye Kömür İşletmeleri) bilgilere göre, 2011 yılında taşkömürü talebi 31.3 milyon ton, linyit talebi 113.9 milyon ton. Aradaki farkı ithalat ile karşılıyoruz. Sadece taşkömürü ithalatı 24 milyon ton. 
İthalatın yüzde 60’ını da Rusya’dan yapıyoruz. Açık anlamıyla Rusya’ya da göbekten bağlıyız. Kömür genelde sanayide ve elektrik üretiminde kullanılıyor. Taş kömürünün yüzde 30’u elektriğe, yüzde 40’ı sanayiye, yüzde 29’u ısınmaya gidiyor. Linyit’in yüzde 76’sını termik santraller, yüzde 10’unu sanayi kullanıyor. Isınmaya yüzde 10’u gidiyor. 

Eski yıllarda kentliler karne ile taş kömürü satın alabilir, köylerde yaşayanlar odun ve tezek ile ısınırdı. 

Köylerde durum pek değişmedi ama şimdilerde şehirlerde üst gelir grupları doğalgaz ile alt gelir grupları linyit ile ısınır oldu. Linyitin de kalitesiz yerlisi, kaliteli ithali var. 

TKİ kaynaklı bilgiye göre hükümet fakir ailelere 7 yılda 13 milyon ton kömür dağıtmış. Sadece 2011 yılında dağıtılan kömür miktarı 2.4 milyon ton. 

Biz kömürümüzün bol olduğunu düşünerek, elektrikte yerli kömür kullanmayı hayal ederiz. Son verilere göre toplam elektrik enerjisinin yüzde 18.9’u yerli, yüzde 9.9’u ithal kömür kullanan santrallerde elde ediliyor. Doğalgaz santrallerinin payı yüzde 45.4, su santrallerinin yüzde 22.8 oranında. 

Elektrik santralleri yılda 61 milyon ton yerli linyit yakıyor. TKİ’nin linyit üretimindeki payı 30 milyon ton, taşkömürü üretimindeki payı ise 1.6 milyon ton. TKİ 2010 yılında 1.7 milyon ton taşkömürü üretmişti. Özel sektör ise taşkömürü üretimini 883 bin tondan 1.0 milyon tona yükseltti. 

Özetle yıllık yaklaşık 70 milyon ton linyit, 2.6 milyon ton taşkömürü ve 1.2 milyon ton asfaltit olmak üzere üretimimiz 73.8 milyon ton. Ve son yıllarda hızlı artış göstermiyor. Buna karşılık talep hızlı artıyor. Yaklaşık 30 milyon ton taşkömürü 113 milyon ton linyit talebi var. 
Her yıl ithal kömüre 2-3 milyar dolar ödüyoruz. Bu fatura küçülecek değil büyüyecek. Rakamlara bakılır ise 1.3 milyar tonluk taşkömürü, 11.4 milyar tonluk linyit rezervimiz var. 37 ilde linyit bulunuyor. Geliniz görünüz ki kömürlerimizin kalitesi düşük, çıkartılması zor. 

Kömür ocaklarında üretimi durduran, işçilerini çıkaran işverenler, yeni düzenlemeler sonucu kömür birim maliyetlerinin ithal fiyatının üzerine çıktığını bu şartlarda kömür satma imkanlarının olmadığını söylüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018