2016 yılı geride kalırken
Kabaca dünyamızın güneş etrafında attığı bir tura tekabül eden bir yılı daha geride bırakıyoruz. Yabancı yatırımcılar her sene olduğu gibi bu yıl da noel tatili ile yeni yıl arası haftayı tatil olarak kapattıkları için daha ziyade yerli yatırımcıların işlem yaptığı, hacimlerin düşük kaldığı ve daha ziyade içerideki gelişmelere odaklı bir seyir hakim. Bu ortamda 2017 yılına ilişkin olası riskler ve gelişmeler üzerinde fikir yürütmek daha makul olur diye düşünüyorum.
Bilindiği üzere 20 ocak tarihinde yeni ABD Başkanı Trump görevi selefi Obama’dan devralacak. Seçim öncesi verdiği agresif vaatler ile gündeme gelen Trump, belirlediği kabinesinde de bu söylemler paralelinde alışılmadık bir yol izledi. İcraatının ilk 100 günü özellikle belirleyici olacak, sistemik riskin bu dönemde yüksek seyredeceğini söyleyebiliriz.
Fed üyeleri 2017 yılında üç adet faiz artırımı öngörerek piyasayı şaşırttıktan sonra dolar endeksi 14 yılın zirve seviyelerine yakın seyrine devam etmekte. Her toplantı sonrasında bu yönde verilecek mesajlar da piyasada doların gücünü korumasına neden olacaktır.
AB ile ilişkilerin sekteye uğramadan devam etmesi de içeride yapılacak olan reformlar için ışık tutması anlamında oldukça önemli.
İçeride Meclis’te görüşülmeye devam edilen ve yeni getirilmesi planlanan başkanlık sistemini de içeren anayasa değişikliği paketi en önemli gündem maddesi. Buna dair yapılacak olan referandum öncesinde piyasada volatilite yüksek seyredecektir.
Ülkemizi halen yatırım yapılabilir kredi notu ile tutan derecelendirme kuruluşu Fitch’in 2017 yılında ilk gözden geçirme tarihi ise 24 ocak tarihinde. Yılın başında bu tarih de yakından izlenecektir, kredi notunda bir değişiklik yapılmasını beklemiyoruz.
Ayrıca ordumuzun Suriye içinde yürüttüğü Fırat Kalkanı operasyonu ile beraber jeopolitik riskler ön planda olacaktır.
Tüm bu risk faktörlerine rağmen milletimiz ve tüm dünya için iyi bir yıl olmasını diliyoruz, klasik espriyle tamamlayalım seneye görüşmek üzere…