Dolar yukarı, yabancı dışarı!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Ekimden sonra kasım ayında çok daha olumsuz bir tabloyla karşılaştık. Ekim ayında yabancılar hisse senedinde 470 milyon dolarlık alım yapmış, devlet iç borçlanma senedindeki 1.2 milyar dolarlık çıkışla net çıkış 730 milyon dolar olarak gerçekleşmişti.

Kasımda durum çok daha olumsuza döndü. Yabancı yatırımcılar kasım ayında 491 milyon dolarlık hisse senedi, 2.1 milyar dolarlık da devlet iç borçlanma senedi sattılar. Böylece kasım ayındaki toplam çıkış 2.6 milyar dolara ulaştı.

Devlet iç borçlanma senedine ilişkin giriş-çıkışta ilk dokuz ay ile son iki ay kıyaslamasında çok dramatik bir tabloyla karşı karşıyayız. Yabancı yatırımcılar yılın ilk dokuz ayında 4.2 milyar dolarlık DİBS almışlardı. Ama eylülde 1.2 milyar, ekimde 2.1 milyar dolar olmak üzere son iki ayda 3.3 milyar dolarlık satış gerçekleştirildi. Böylece yabancıların ilk on bir aydaki net DİBS alımı 913 milyon dolara indi.

Hisse senedinde ilk dokuz ayda 655 milyon dolarlık alım yapan yabancılar, son iki ayda ise yalnızca 21 milyon dolarlık satış yaptılar.

Hisse senedi ve DİBS toplamında oluşan tablo ise şöyle: Yabancı yatırımcılar ilk dokuz ayda 4.9 milyar dolarlık hisse senedi ve DİBS aldılar. Son iki ayda ise 3.3 milyar dolarlık satış gerçekleştirildi. Dolayısıyla yılın ilk on bir ayındaki net alım 1.5 milyar dolara geriledi.

Tabloyu tersine döndürmek zor

Kulaklara kar suyu çok fena bir şekilde kaçtı bir kere. Yabancı yatırımcı Türk parasının durumuna bakıyor, çok dalgalı ve eğilim de giderek artışa işaret ediyor. Burada kazanılacak faizi silip süpürecek ve anaparayı yok edecek bir kur artışı söz konusu. Bu en başta gelen kaygı ve bundan dolayı Türk menkul kıymetlerinden uzak durma eğilimi artıyor.

Türk parasının değer kaybediyor olmasında tek başına dış etkenler rol oynuyor da değil. Elbette uluslararası konjonktürün çok büyük etkisi var TL'nin bu hızlı değer kaybında ama biz de deyim yerindeyse bu kaybı körüklemek için içeride elimizden geleni yapıyoruz.

Dolayısıyla önümüzdeki dönemde yabancı yatırımcının Türkiye'ye öyle geçmiş dönemlerdeki gibi yüklü miktarda döviz getireceğini beklemek hayalcilik olur. Kaldı ki dünyada artık eskisi gibi yüzer gezer trilyonlarca dolar yok artık. Hele hele FED faiz artırdıktan sonra bu para anavatanına dönecek.

Bunu göz önünde bulundurup ona göre davranacağımıza biz hala "Bize bir şey olmaz"ı oynamaya devam ediyoruz. Bize çok şey oluyor da, görmemek işimize geliyor.

Merkezin Güncesi

Merkez Bankası, Merkezin Güncesi adlı bir blog sayfasını kullanıma açtı. Merkez Bankası'nın konuya ilişkin açıklamasında, blog sayfasının Banka çalışanlarının görüşlerini kamuoyu ile paylaşabilmeleri, tartışmaya açabilmeleri ve ekonomi gündemine katkıda bulunabilmeleri amacıyla oluşturulduğu belirtildi. Blog sayfası www.tcmbblog.org adresinden izlenebilecek.

Site; analizler, görsel kütüphane ve kavramlar olmak üzere üç ana bölümden oluşuyor.

Blogdaki analizlerde çeşitli başlıklar altında çok sayıda konuya değiniliyor. Analizlerde dış ticaret penceresinden gıda fiyatlarına ilişkin değerlendirme de yer alıyor, meslek lisesi mezuniyetinin istihdam olanaklarına etkisi de, son on yılda enflasyon dinamiklerinde hangi unsurların belirleyici olduğu da, Türkiye'nin toplam borcu üzerine bir değerlendirme de, son dönemde uygulamaya konan teşvik sisteminin temel özellikleri de... Analizlerde zaman zaman zihinleri kurcalayan önemli bir soruya yanıt da aranıyor: "Para politikası neden sadeleştiriliyor?"

Kavramlar başlığında üstünde durulan ve açıklama getirilen konular ise "getiri eğrisi, enflasyon hedeflemesi, parasal aktarım mekanizması, Merkez Bankası bağımsızlığı, marjinal fonlama oranı ve çekirdek enflasyon".

Merkez Bankası'nın yeni blog sayfası "Merkezin Güncesi", çok yararlı bir çalışma. Emeği geçenleri kutlamak gerek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar