Doları durdurmak için 'şok para politikası’na geçilmesi gerek!

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

Kısa dönemde döviz kuru artışını durdurmak, istikrarı sağlamak için atılabilecek bazı adımlar var. Öncellikle şok para politikasına geçilmeli, TCMB gecelik faiz oranını %8’den %15-%20’ye çıkarmalı. İhracata yönelmeli, talep yurtdışında yaratılmalı. OHAL hızla sona erdirilmeli ve Anayasa görüşmeleri askıya alınmalı.

Döviz kuru artışı Türkiye’de özel sektörün ve halkın belini bükmeye başladı. Hükümet bu konuda şimdilik rahat görüntü veriyor. Bu yazıda döviz kuru neden artıyor, artışın durması mümkün mü sorularına yanıt vermeye çalışalım. Neden sorusuna iki başlık altında yanıt vereceğim. Birinci neden dış dinamiklerden kaynaklanıyor. Bunu da ikiye ayırmak gerekiyor, politik ve ekonomik dinamikler.

Politik nedenler

■ Trump etkisi. ABD’nin yeni Başkanının söylemi dünya için tehlikeli. Sağcı, hatta ırkçı eğilimi yüksek.

■ Putin etkisi. Rusya Başkanı Ukrayna’yı işgalle saldırganlığını açığa vurdu. Doğal gaz ve petrolle ekonomisini finanse ediyor. Bunu da ülke kalkınması için değil, silahlanma için kullanıyor. Ekonomisi krizde ancak bunun ifade bile edilmesini bastırıyor.

■ Radikal İslamcılar. ABD’nin 1980’lerde yarattığı canavar.

Ekonomik nedenler

■ FED etkisi. Faiz oranlarının artması kur artışının sürmesini tetikliyor. Trump etkisi ile Federal Rezerv Sistemi oluşturan FED bankalarının başkanlarından (ABD’de 12 FED var) farklı sesler çıkıyor. Bu alışıldık bir manzara değil.

■ Yükselen ekonomiler tekliyor. Bunların başında da Çin geliyor. Çin’de bankacılık sektörü ve inşaat sektöründe sıkıntı var. Buna şimdi ihracattaki düşüş de eklendi. Trump ile birlikte ABD’nin uygulayacağı olası ihracat kısıtları, ülkeyi daha çok zora sokacak. Diğer yükselen ekonomilerde de durum çok farklı değil. Venezuela’da ise kendini sosyalist sanan bir diktatör ülkeyi içinden çıkılamaz hale getirdi. Parlamento ile arasında komedi yaşanıyor. Parlamento’nun Başkanı görevde alma yetkisi yok, sembollük görevden alma oylamaları yapıyor. Başkan ise dalgasını geçiyor. Bu komediye bizim gazete ve televizyonlar yer vermiyor, yurtdışı medyayı takip etmenizi öneririm.

■ Kriz gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere kayarken, bu ülkeleri bir tehlike daha bekliyor. Gelişmiş ülkeler demokratik ülkeler oldukları için krizi büyük çalkantılara girmeden geçirdiler. İktidarlar değişti, ancak çatışmalar olmadı. Buna karşın yükselen ekonomilerin çoğunda (Hindistan hariç) parlamenter demokrasi güçlü değil. Hemen tümünde Başkanlık sistemi var. Bundan dolayı kriz bu ülkelerde sert geçecek.

■ Spekülatif ataklar. Zayıf dış ve iç dengeye sahip ülkelere her zaman bu yapılır. Bu da spekülatörlerin para kazanma yollarından birisi.

Döviz kuru artışının iç dinamikleri şöyle:

Politik nedenler

■ Elbette en önemli neden, dinci darbe girişimi. FETÖ terör örgütü yapacağını yaptı diyebiliriz.

■ Darbe sonrası uygulamalar.

■ Başkanlık sistemine geçiş süreci.

■ Terör eylemleri.

Bunlara ilişkin yorum yapmıyorum. Ülke zaten kamplara bölünmüş, bölünmüşlüğe katkım olmasın. Fakat çok kısa zaman da kimin haklı olduğu ortaya çıkacak. Umarım o zamanda “aldatıldık” denmez.

Ekonomik nedenler

■ Türkiye’de devlet, özel sektör ve hanehalkı borçlu, bu yolla elde edilen kaynak büyük ölçüde inşaat sektörüne yani dış ticarete konu olmayan bir sektöre aktarıldı. Özel sektör ve devlet borçlanmayı döviz cinsinden de yaptı. Şu anda borçlar katlanmış durumda. Mega projelerin, enerji özelleştirmesi ihalelerini kazanan firmaların yurtdışından aldıkları döviz kredileri ödenemeyecek noktaya doğru gidiyor.

■ Bu yatırım politikası cari açığın gerilemesini engelledi. Kasım ayında vergi aff ı ile gelen 2,7 milyarlık kaydı şüpheli döviz girişi cari açığı tek başına finanse etti (cari açık 2,3 milyar dolar oldu). Bu finansman yapılanmasının sürdürülebilirliği zor.

■ Geri dönmeyen krediler artıyor, eğer döviz cinsinden borcunuz var ise, borcunuz sadece son bir ayda %10,9 arttı.

■ Türk şirketleri değer yitirdi. Onca yıl yapılan sermaye birikiminin (son bir yılda, dolar cinsinden) %26,7’sı yok oldu. Yabancılar için artık Türk şirketleri daha ucuz.

■ Enflasyon-döviz kuru bağlantısını zayıflatamadık. Bunun için sanayinin yapısının değişmesi gerekiyordu. Sanayi sektörü ihmal edildiği için bu olmadı. Sonuçta Türkiye döviz kuru artar-enflasyon artar ikilemine geri döndü. Bu aynı zamanda 2006 yılından bu yana uygulanan enflasyon hedefl emesine dayalı para politikasını da işlevsiz hale getirdi.

■ Yabancı yatırımcıların Türkiye’yi riskli ülkeler sınıfında görmeleri.

Kur artışını durduracak adımlar:

Kısa dönemde döviz kuru artışını durdurmak, istikrarı sağlamak için şunlar yapılmalı:

● Şok para politikasına geçilmeli. TCMB gecelik faiz oranını %8’den %15-%20’ye çıkarmalı.

● 2017’de büyüme oranının düşeceği kesin, gerekirse negatif büyümeyi göze alıp, bu faiz oranı uygulamaya sokulmalı, yurtiçi talebi kısacak önlemler alınmalı.

● Enerjide hızla yenilebilir enerjiye geçiş yapılmalı. 2016 yılında yurtdışına petrol ve doğalgaz için ilk 11 ay da 24,3 milyar dolar ödendi.

● İhracata yönelmeli, talep yurtdışında yaratılmalı.

● Bütçe dengesini güçlü tutmak için, kamu harcamalarında radikal kısıntılara gidilmeli. Hükümetin de dile getirdiği gibi, Suriye’de tampon bölge oluşturulmalı ve Suriyeliler ülkelerine gönderilmeli.

● Kamuda üst düzey yöneticilerin (Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Milletvekilleri, Müsteşarlar vb.) maaşları etkisi sembolik de olsa azaltılmalı. Bakanlık sayısı düşürülmeli.

● Kamu araçlarının en az 100 bini satılmalı. Yeni araç satın alımı ve kiralanmasına son verilmeli.

● Kamuda eğitim ve sağlık dışındaki tüm yatırım-tüketim harcamaları yarı yarıya düşürülmeli.

● Kamu çalışanları (asker ve poliste dahil olmak üzere, öğretmenler hariç) azaltılmalı. Asker ve polis sayısı arttıkça güvenlik sorunu çözülmüyor. Bunu yaşayarak öğrendik.

● Yerel yönetimlerde inanılmaz derece bütçe etkinliği kaybolmuş durumda. Hızla ikili denetime alınmalı. Denetim devlet ve kent konseylerince yapılmalı.

● Sanayi yatırımlarını teşvik eden, özellikle de yüksek teknoloji ürünleri üretecekler teşvik edilmeli.
● Tüketimi özendiren, küçük işletmelerle haksız rekabet yapan, enflasyon yükselmesine katkı veren AVM yapımına son verilmeli.

● OHAL hızla sona erdirilmeli.

● Anayasa görüşmeleri askıya alınmalı.

● AB çıpasına bağlı kalınmalı, ilişkilerde yapıcı tutum takınılmalı.

● Politik gerilim hızla azaltılmalı, hukukun üstünlüğünün gerçek anlamda sağlanması birçok sorunu çözecektir. Kısa vadede bu önlemler alınmaz ise döviz kurundaki artışı da tutmak mümkün olmayacaktır. Kalıcı uzun vadeli çözüm önerilerimiz haftaya.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019