Döviz kuru politikası, enflasyonda da denenmemeli…

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Döviz fiyatı ile enflasyon arasında paralellik olması gerekirken, yıllarca (dünya piyasalarının da büyük katkısıyla) ‘güçlü TL' tercih edildi…

Döviz fiyatı enflasyondaki artışa ayak uyduramayınca, ithalat ve dolayısıyla cari açık arttı…
Aradaki fark mı?

‘Yabancı üretici’nin cebine gitti…

En önemlisi, üretim kabiliyeti ‘yavaş yavaş’ kaybedildi…

Sonuç mu?

Döviz fiyatı olması gereken yere geldi!

Geride tahribat, üretimsizlik ve borç bıraktı.

* * *

Aynısını bugün ‘enflasyon’ için yapıyoruz…

Fiyatları düşürmek için, bugün, ‘sıfır gümrük’le ‘işlenmiş domates’ ithalatına başlıyoruz!

Sera sahipleri para kazanamadığı için, iş bırakma arifesindeyken, ‘ateşe odunla gidiyoruz…’

Fiyatları düşürmek için bugün, ‘sıfır gümrük’le buğday, mısır, pirinç, arpa ithalatına başlıyoruz!

Arazi sahipleri para kazanamayıp gübreyi alamadığı için üretimi bırakma arifesindeyken, ‘ateşe odunla gidiyoruz…’

* * *

Yanı sıra üreticiye ve/veya tüccara, “fiyatları düşürün” demek, “kar etmeyin” anlamına gelir ki kar etmeyen üreticinin üretimi bırakacağını biliyoruz…

* * *

Anlatmak istediğim:

Bu politikayla, döviz kurunda olduğu gibi enflasyon da bir gün olması gereken yere gelir…

Ama geride, döviz kurundan da büyük bir tahribat bırakır…

* * *

Düşük enflasyon ve yüksek büyümenin sürdürülebilirliğinin temelinde ‘yerli üretim’ yatıyor…

Bunun için yeni bir şeyler keşfetmek de gerekmiyor…

Diğer ülkelerin yaptığını yapmak yeterli görünüyor…

* * *

Örneğin ‘çelik’…

Çelik ihracatımızın arttığını gören ABD dahi, kendi üreticisini korumak için, pahalı ürüne katlanıp, Türk ürünlerine yüzde 50 vergi koyabiliyor…

Çelik ihracatımızın arttığını gören AB ülkeleri dahi, kendi üreticisini korumak için, pahalı ürüne katlanıp, Türk ürünlerine yüzde 50 vergi koymayı planlayabiliyor…

* * *

Biz mi?

Çelik üreticilerimiz ciddi yatırımlar yapmışken;

Bu yatırımları ve büyümeyi, bankalarımızdan ciddi oranlarda krediler kullanarak sağlamışken…

Bunun karşılığında:

Yurtiçi pazar daralıyorken…

Bırakın ABD’yi, AB’yi Fas gibi ülkelerin dahi kendi üreticilerini korumak amacıyla koyduğu vergi engelleri ile ihraç pazarlarını bir bir kaybediyorken…

Rusya’dan, Ukrayna’dan, İran’dan ‘yüksek miktarlarda’ ve ‘engelsiz’ çelik alımına devam ediyoruz…

* * *

Yüksek enflasyonun ilacı 30 yıl öncede, 20 yıl öncede, 10 yıl öncede belliydi…

Tek yol, ‘tükettiğinden fazlasını üretmek’ti…

Örnek mi?

Buğday üreticilerimize gerekli desteği verip, verimliliği artırsaydık, son 20 yılda ithal ettiğimiz 55 milyon ton buğdayı ithal etmeyecek, 15 milyar doları yurtiçinde/cebimizde bırakacaktık…

O 15 milyar dolarla yatırımları artırabilecek; bugün buğdayı dünya fiyatlarından çok daha ucuza üretip/tüketebilecektik…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar