Gelir Dağılımı

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Türkiye İstatistik Kurumu’nun Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’na göre, 2015 yılında gelir dağılımında ve yaşam koşullarında iyileşme imkanı elde edilemedi.

Gelir dağılımı ve yaşam koşulları az da olsa bozuldu.

Ne var ki TÜİK’in verileri uzun süredir, 2006 yılından buyana, gelir dağılımı ve yaşam koşullarında çok büyük değişiklik olmadığını gösteriyor. Gelirden en düşük pay alan yüzde 5 nüfusun payı 2006 yılında yüzde 0.7 idi, 2015’de yüzde 0.9 oldu.

En yüksek pay alan yüzde 5 nüfusun payı 2006’da yüzde 3.5'ti, 2015’de yüzde 3.6 oldu. Görülüyor ki 9 yılda gelir dağılımında önemli bir değişim gerçekleşmemiş. Biraz ileri, biraz geri. Aynı durumdayız.

2015 yılında en yüksek gelire sahip yüzde nüfus dilimindekilerin toplam gelirden aldıkları pay artarken, en alttaki fakir nüfusun geliri azaldı.
En zengin yüzde 20’lik nüfusun ortalama geliri en fakirlerin ortalama gelirinden 7.4 kat daha fazla iken, 2015 yılında fark 7.6 kata yükseldi.
Bunlar 2014 yılından 2015 yılına gelir dağılımında bozulmayı işaret ediyor.
Hane halkının (hanede yaşayanların) yıllık kullanılabilir fert geliri 16.515 TL.oldu. Demek ki, halkımızın ortalama aylık kullanılabilir geliri 1.376 TL. Fakat unutmayalım bu Türkiye ortalaması bir gelir rakamı.
Nüfusun en fakir yüzde 5’lik diliminde yıllık kullanılabilir geliri 2.999 TL, olarak belirlendi.

Türkiye’de fertlerin (eşdeğer hane halkının) ana gelir kaynağı maaş ve ücret. Toplam gelirin yüzde 49.7’si maaş ve ücretten geliyor. Sosyal Transferlerin toplam gelirdeki payları yüzde 20 oranında.

Toplam gelirde tarım gelirlerinin payı yüzde 5 (azalıyor), tarım dışı gelirlerin payı yüzde 13.8 (artıyor).

Genelde rant geliri olarak adlandırılan gayrimenkul gelirlerinin toplamdaki payı yüzde 3.3, menkul kıymet gelirlerinin payı yüzde 2.8 oranında.
Açık anlatımıyla halkımız için maaş, emekli ödemeleri ve sosyal yardımlar ana gelir kaynağı. Kişi başına ortalama kullanılabilir gelirin yüzde 40, 50,60 ve 70 altında geliri olanlar yoksul sayılıyor.

Genelde kabul edilen ortalama gelirin yüzde 50 altında geliri olanların sayıları.
Yüzde 50’lik ölçüye göre kişi başı yoksulluk sınırı 6.249 TL. Ortalama geliri 6.248’den düşük olanların sayıları 11 milyon. Bunların sayılarında az da olsa azalma var. Yüzde 50’ye göre yoksulluk oranı yüzde 15.0 den yüzde 14.7’ye geriledi. Ne var ki yoksullar yoksulluktan zor kurtuluyor. Dört yıl ve daha fazla yoksulluktan kurtulamayanlar toplam nüfusun yüzde 15.1‘i iken 2015 yılında yüzde 15.8’e yükseldi.

Yaşam için zorunlu 9 tür harcamanın en az 4’ünü karşılayamayanlar “maddi yoksul” olarak adlandırılıyor. Maddi yoksullar 2014 yılında toplam nüfusun yüzde 29.4’ü iken 2015 yılında bu oran yüzde 30.3’e yükseldi. Toplam nüfusun yüzde 67.9’unun taksit ödemesi veya borcu var. Nüfusun yüzde 60.4’ü ev sahibi. Yüzde 23.3’ü kira ödüyor. Nüfusun yüzde 25’ine borç ve taksit ödemeleri çok yük getiriyor. İki günde bir et, balık, tavuk içeren yemek yiyenlerin oranı 2014 yılında yüzde 68.4 iken 2015 yılında yüzde 64.3’e geriledi. Yavaşlayan ekonomide, yavaşlayan büyümede gelir dağılımının ve yaşam koşullarının iyileşmesi mümkün olamaz. İşte bunun için büyümeyi hızlandırmak zorundayız. Büyüme üretim artınca hızlanıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018