İran’da Zorlu yatırım

Kerim ÜLKER
Kerim ÜLKER Perde Arkası kerim.ulker@dunya.com

35 yıldır uygulanan uluslar arası ambargoların kalkmasıyla İran, dünyaya entegre olmak için yönünü Batı’ya çevirmeye başladı. Batılı küresel devler birer birer Tahran’la masaya otururken, mobilyadan giyime birçok alanda fırsatlar yaratan İran, enerjideki yeniden yapılanma sürecinde de Türk şirketleriyle temasa geçti.

Haziran ayında eski Galatasaray Başkanı olan Ünal Aysal’ın şirketi Unit International Energy ile İran Enerji Bakanlığı görüşmesi olumlu sonuçlanmış ve 4.2 milyar dolarlık anlaşma imzalanmıştı.

Bu anlaşma ile Belçika merkezli Türk şirketi Unit, İran’ın 7 ayrı bölgesinde 7 tane kombine çevrim santrali kuracağını açıklamıştı. Anlaşmada adı geçen santrallerin toplam kurulu gücü ise 6.020 MW olarak planlanırken, projelerin inşaa tarihi de 2017’nin ilk çeyreği olarak ifade edilmişti.

“Görüşme bile yapmayız''

Unit’in İran’daki bu yatırım hamlesi beraberinde yeni şirketler için de fırsatlar oluşturmaya başladı. Zorlu Holding bunlardan biri... Geçen ayın ilk günlerinde İran’a enerji yatırımı yapacağını açıklayan Holding’in CEO’su Ömer Yüngül, Zorlu Enerji’nin İran’da doğalgaz santrali yatırımı planladığını, İranlı yetkililerle görüşmelerin devam ettiğini dile getirmişti. 6 Eylül’deki bu açıklamada Yüngül, İran’daki yatırımla ilgili somut planın yıl sonunda ortaya çıkacağını ifade etmiş, ortak arayışın da olabileceğini de dile getirmişti.

İşte bu açıklamanın üzerinden tam 1 ay geçmişti ki Tahran’dan garip bir yanıt geldi. İran Enerji Bakan Yardımcısı Houshang Falahatian, Zorlu Grubu’nun İsrail ile bağlantısını öne sürdü ve İran’a yatırım yapamayacağını açıkladı.

İran’ın resmi ve yarı resmi haber ajanslarına konuşan Falahatian, Zorlu’nun İran’a yapacağı 5.000 MW’lık santral planının mümkün olamayacağını, İsrail’de iş yapan Türk şirketinin Tel-Aviv yönetimi ile 'geniş bağlantıları’ bulunduğunu söyledi. Falahatian, Zorlu’ya olan tepkisinde ise “Yatırım değil, görüşme bile yapmayacağız” demesi de işin ciddiyetini daha net ortaya koydu.

Başkanlar geldi, bakan gelmedi

Bilindiği gibi Zorlu Enerji’nin Türkiye, İsrail ve Pakistan’da rüzgar, jeotermal ve doğalgaz alanlarında toplamda 966 MW’a sahip enerji santralleri bulunuyor. İsrail ile Pakistan arasında herhangi bir diplomatik ilişki olmamasına rağmen, İslamabad yönetiminin Türk yatırımcılara olan anlayışlı tavrının İran’da olmaması açıkçası dostane gelmiyor. Hele ki geçen hafta İstanbul’da düzenlenen 23. Dünya Enerji Kongresi’ne Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Rusya Enerji Bakanı Aleksandr Novak, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro Moros, OPEC Genel Sekreteri Muammed Barkindo, Katar Enerji Bakanı Muhammed bin Salih Al-Sade, Cezayir Enerji Bakanı Nureddin Butarfe, Birleşik Arap Emirlikleri Enerji Bakanı Suhail Mohamed Al Mazrouei, Venezuela Petrol Bakanı Eulogio Del Pino gibi isimlerin katılıp, İran’ın katılmaması; sınırdaş ülkeler için pek olumlu bir havayı da işaret etmiyor.

'Güneşte de varız’

İranlı bakan yardımcısının bu açıklamasının üzerinden birkaç gün sonra, Zorlu Grubu’ndan 'ısrarlı’ bir açıklama geldi... Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak, İran’ın büyük bir pazar olduğunu ve şirketlerinin Türkiye’de olduğu gibi İran’da da hem güneş hem de rüzgar enerjisinde yatırım fırsatlarını izlediğini ifade etti. Ak’ın “Şu an İran’da 100 megavatlık güneş projesi konuşuyoruz. Aynı zamanda rüzgarda da 50 megavatlık bir kapasite için fırsat kolluyoruz” ifadeleriyle sadece doğalgazda sınırlı kalmayacaklarını söylemesi, Tahran’ı daha iyimser bir havaya sokacak türden...


Dünyanın en büyük teknoloji fonunda Türk kaptan

100 milyar doları yönetecek

Temmuz ayında İngiliz çip üreticisi ARM’yi 32 milyar dolara satın alan Japon teknoloji devi SoftBank, bu yılın en önemli satın almasına imza attı. Marmaris’te bir balık restoranında görüşen iki şirketin patronu ve üst yönetiminin yaptığı bu anlaşmayı DÜNYA gazetesinde detaylı olarak duyurmuştuk. SoftBank şimdilerde ise bir başka girişime daha imza atmak üzere. SoftBank, dünyanın en büyük teknoloji fonunu kurmak için çalışma başlattı. 100 milyar doların telaff uz edildiği bu girişimin de Türkiye’yi ilgilendiren bir tarafı var.

Öncelikle SoftBank’ın kuracağı bu devasa fondan bahsetmekte fayda var. Geçen hafta Japon devi, Soft- Bank’ın CEO’su ve Kurucusu Masayoshi Son, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da önemli bir ziyarette bulundu. Suudi Arabistan İkinci Veliaht Prensi ve Savunma Bakanı Mohammed bin Salman ile görüşen Japon CEO, ortak bir fon oluşturmak için anlaşma yaptı.

Suudi-Japon ortaklığı

Suudi Arabistan Kamu Fonu (Public Investment Fund) Başkanlığı görevini de yürüten Prens Mohammed bin Salman ve SoftBank CEO’su Masayoshi Son ortak bir fon oluşturmak için anlaştı. Söz konusu fon, teknoloji sektörüne yatırım yapacak. Bu ortak fona 5 yılda Suudi tarafı en az 45 milyar, Japon SoftBank tarafı ise 25 milyar dolar aktaracak ve toplam 70 milyar doların üzerinde yatırım yapacak. Fon bu dönemde yatırımlarını plana göre 100 milyar dolara ulaştıracak.

Gelelim konunun bizi ilgilendiren tarafına...

Malum bu fonun Türkiye’deki şirketlere de yatırım yapacağı aşikar. Ancak asıl konu; fonu yönetecek olacak kişi. ,

Goldman'a transferi Ada'yı salladı

İngiltere’den yöneticilecek bu fonun kaptan köşkünde ise iki kaptan bulunacak. Bunlardan biri eski Deutsche Bank çalışanı Nizar al-Bassam. Diğeri ise Goldman Sachs’ın Avrupa’daki en önemli isimlerinden Dalınç Arıburnu.

10 yıl Deutsche Bank’ta Gelişen Piyasalardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi olarak çalışan Dalınç Arıburnu, dünyanın en büyük yatırım bankası Goldman Sachs’a 2009’da transfer oldu.

Goldman Sachs International ortağı ve Avrupa Yönetim Kurulu Üyesi Dalınç Arıburnu’nun, 7 yıl öncek iş transferini Financial Times gazetesi, ‘Gelişen mürekkep balığı’ başlığıyla duyurmuştu.

Deutsche Bank'ta 10 yıl

Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden 1991’de mezun olan Arıburnu, 1993’te de ABD’deki Rochester Üniversitesi’nde finans üzerine yüksek lisans eğitimini tamamladı. Çalışma hayatına ise aynı yıl ABD’li Bankers Trust Co. bankasında başlayan Arıburnu, 1999’da Deutsche Bank’ta kariyerine devam etti. 40 yaşında Goldman Sachs International’a transfer olan Arıburnu, bu yılın ilk yarısında görevinden ayrılmıştı.

Biliyor musunuz?

İsveç’ten rakıya ambargo

Türkiye ile İsveç arasında ilişkilerde son dönemde çalkantılı bir dönem yaşanıyor... Suriye, terör örgütü PKK ve Avrupa Birliği süreci bu sorunların temelini oluştururken, siyasi anlamdaki sorunlar ekonomik anlamda İsveç’te garip bir ambargoyu gündeme taşıdı. Malum, İsveç alkol konusunda dünyanın en 'radikal’ ülkelerinden biri. Geçtiğimiz günlerde İsveç parlementosundan milletvekilleri, Ankara’yı sıkıştırmak için bir uygulama başlattı. Türk rakısına ambargo uygulama kararı aldı. İsveç’te yüksek oranlı alkollü içeceklerin tek yasal olarak satıldığı yer SystemBolaget adlı mağazalardır. Hafta içi akşam saat 19:00’a, hafta sonu sadece cumartesi günleri saat 15:00’e kadar açık olan bu mağazalarda artık Türk rakısı satılmayacağı açıklandı... 40 bin Türk’ün yaşadığı 9 milyon nüfuslu İsveç’e yolunuz düşerse tedarikli gitmenizde fayda var...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar