Koç, Divan’ı en büyük AVM’de açtı

Kerim ÜLKER
Kerim ÜLKER Perde Arkası kerim.ulker@dunya.com

“Divan'a ilk gelişim bir mecburiyet dahilinde oldu. Çok yağmur yağıyordu. Ortada kaldım, etrafı bir dolandım, buradan başka girecek yer bulamadım. Giriş o giriş, 8-9 senedir buraya geliyorum...” 10 Ekim 2005’te hayatını kaybeden ünlü şair Atilla İlhan’ın 2000’de anlattığı “Divan” aşkı böyle başlamış. Bütün röportajlarını verdiği Divan’ın adresini de gönderilen mektuplar için kullanıyormuş Atilla İlhan. ..

Şairin dilinden düşürmediği Koç Holding’in mimarı merhum Vehbi Koç’un kurduğu Divan, yurtdışında büyüyerek küresel marka olma yolunda önemli adımlar atıyor. Geçen yıl Katar’ın başkenti Doha’da ilk şubesini açan Divan’ın ikinci durağı ise bölgenin finans merkezi Dubai oldu.Dünyanın en yüksek binası Burj Khalifa’nın bitişiğindeki 1.200’den fazla mağazanın yer aldığı Dubai Mall’un yeni konuğu olan Divan, sessiz sedasız bir açılışla hizmete girdi. Dünyanın en büyük alışveriş merkezi unvanına sahip Dubai Mall’daki açılışa Ortadoğu’nun en büyük perakendecilerinden Abu Issa Holding CEO’su Fawaz Idrissi ve Başkan Yardımcısı Nabil Abu Issa ile Divan Group CEO’su Richard Applebaum katıldı.

272 markayı yönetiyor

Açılışa katılan Abu Issa Holding yöneticileri, Divan’ın bölgedeki eli ayağı konumunda. 4 binden fazla çalışanı bulunan, aralarında Bugatti, Blue Salon gibi farklı alanlarda 272 markayı barındıran Abu Issa Holding, Divan’ın Körfez’deki iş ortağı. Doha’daki yatırımda da Abu Issa ailesi var. Türkiye Abu Issa ailesini yeni yeni tanımaya başladı. Bu yıl Mosafer, Cole Haan ve Aigner’i Türkiye’ye getiren Abu Issa, Zorlu Tekstil, Ülker ve Kent ürünlerinin de Katar’da distribütörlüğünü üstlendi.

Seyahat markası Mosafer’in ilk şubesinin mayısta Zorlu Center’da açan Abu Issa Holding, Alman çanta ve aksesuvar markası Aigner’i İstanbul’a getirdi. Aigner, Akasya’da ve Raffles Otel’de 2 şube açarken, ABD’li ayakkabı markası Cole Haan’ın ilk mağazası için Kanyon’u gözüne kestirdi.

Roma’da 5 yıldızlı otel arıyor

30-40 yıl öncesinde kuru temizlemenin yolunu ya zenginler tutardı ya da pahalı kıyafetleri önemli leke alanlar... Sayıları da bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdı. Hem teknolojik gelişme hem de beyaz yakalıların sayısındaki artışla kuru temizleme artık neredeyse her köşe başında rastlanılan bir hale geldi.

Türkiye’de kuru temizleme alanında en önemli ve köklü firmalardan biri Permak. Bu bilgileri de paylaşan Permak Yönetim Kurulu Başkanı Selim Uyar.

“Geçmişte önemli bir para harcadığınız bir mont veya ceket için kuru temizlemeye gidilirdi” diyen Uyar, “Artık teknoloji geliştikçe daha da ekonomik bir hale geldi. Evde eşler çalışınca zaman daha verimli kullanılmak isteniyor. Fiyatı da artık çok ekonomik. Birkaç parça gömlek yıkamakla onu kuru temizlemeye vermek aynı bütçeye geliyor. Sudan, elektrikten, deterjandan, ütüden, kurutmadan, en önemlisi zamandan kazanıyorsunuz” sözleriyle anlatıyor.

Green Earth teknolojisi

Dünyanın birçok farklı coğrafyasında kuru temizlemeye yönelik tesisler kuran ve makineler üreten Permak son dönemde önemli bir adıma imza attı. Bilindiği üzere, küresel anlamda kuru temizleme makinelerinde temizleyici olarak kullanılan perkloretilen maddesinin sağlığa zararının tespit edilmesiyle maddenin kullanımı da, kullanılan makineler de yasaklandı. Buna karşılık daha çevreci bir sistem olan ‘Green Earth’ kullanılmaya başlandı. Bu sistem, bebek biberonlarının da üretiminde kullanılan ‘silikon’ ile temizliyor. Giysilerde renk, koku, doku kaybına neden olmayan yeni sistem dünyada bir dönemi kapatıp yenisini açmaya başladı. Green Earth Cleaning ile bir anlaşma yaparak sistemi Türkiye’ye getirdiklerini anlatan Uyar’ın verdiği bilgilere göre Azerbaycan lisansı da firmaya ait.

San Clemente’te doluluk %100

Konu endüstriyel kuru temizlemeden açılmışken, bu alanda en önemli müşteriler olan otellere dolayısıyla turizme döndü. 2013’te turizme yönelen Permak Şirketler Grubu, İtalya’nın gözde tatil bölgesi Venedik’e çevirmiş ve ülkede yankı uyandıran bir satın almaya imza atmıştı.

Günde 150 bin turistin uğradığı Venedik’te bulunan San Clemente Adası'nı ve adada bulunan San Clemente Palace Venedik otelini satın alan Uyar, iki önemli yatırıma gireceklerini söyledi. İlk yatırım San Clemente’deki otelde olacak. Otelde yer alan Conventioan Center’ı büyüteceklerini anlatan Uyar, “Belki de kentin en büyük yeri olacak” diyor. Otelde doluluk oranı yüzde 100. Venedik dolayısıyla İtalya’nın turizm yatırımları için cazibesini koruduğunu kaydeden Uyar, “Şu anda yeni bir yatırım için arayıştayız” dedi. Uyar’ın baktığı bölge ise başkent Roma. Burada birkaç kişi ve kurumla masada olduklarını dile getiren Uyar, yatırım tutarının da 150-200 milyon euro civarında olacağını söylüyor. Uyar, “5 yıldızlı bir otel olacak. San Clemente’deki gibi Kempinski ile çalışacağız” diyor. Hatırlatmakta fayda var. Türk işadamlarının son dönemde turizmde gözde ülkesi İtalya...

Doğuş Grubu’nun patronu Ferit Şahenk bu anlamda en öne çıkan isim. Şahenk, Capri Adası'ndaki en lüks ve tarz oteli Capri Palace'ın yüzde 51’ini alarak ortak olmuş, ardından bu yılın başlarında da Roma’daki 5 yıldızlı Aldrovandi Palace’ı 50 milyon euroya satın almıştı.

Biliyor musunuz?

Dünyanın ilk milyoner kadını

19’uncu yüzyılda doğan Afro-Amerikalı kadınların iş hayatında yapabileceği iki iş vardı: Ya çamarşırcı kadın olacaklardı... Ya da çamaşırcı kadın...

8 yaşında anne ve babasını kaybeden, 14’ünde evlenen, 18’inde ise anne olan Sarah Breedlove’un (Bilinen adıyla Madam C.J. Walker) öyküsü de bu anlamda özeldir. 20 yaşında dul bir halde iki çocuğuna bakmak zorunda kalan Breedlove, 18 yıl boyunca, günlük 1.5 dolara çamaşırcılık yaptı. Buhar ve işin stresi nedeniyle saçları dökülen Breedlove, hala keşfi bir sır olan Walker Saç Koruma Sistemi’ni yarattı. Saç Uzatan’ı kapı kapı dolaşarak satan Breedlove, hayata başladığı yoksulluğu bir kenara bıraktı ve Avon’un kurucusu David McConnell’ın ilk kez yaptığı kapıdan kapıya satış sistemini Afro-Amerikan kadınlara uyarladı. Zamanla bayi sayısı 20 bini aşan Breedlove’un kazancı ona önemli bir unvan kazandırdı ve “Tarihte kendi kendine milyoner olan ilk kadın” oldu. Breedlove’un açtığı yolda günümüzde başka bir Afro-Amerikalı yürüyor: medya kraliçesi Oprah Winfrey. 32 yaşında yani 1986’da milyoner olan Winfrey, 2003’te 49 yaşındaydı ve tarihteki ilk siyahi milyarder kadın unvanını kazandı. Oprah’ın serveti ise 3 milyar doların üzerinde.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar