Konuşuyoruz amma anlaşamıyoruz
Eskilerden kalma bir şarkının sözleri arasından gelen bu sözcükler, tek kişinin konuşmasını seven toplulukların vardığı sonucu pek de güzel vurguluyor. Oysaki tarafların birbirlerini dinlemeleri, farklılıklarını anlamaya çalışmaları ve anlaşma zemini aramaları, tüm karşıtlıkları çözmeye yol açan davranışlar olacaktır.
Farklı arayışlar ve farklı beklentiler içerisinde olmamız kadar doğal bir şey olamaz.
Çünkü bizler farklı bireyleriz.
Herkesin aynı düşünce ve yaşam tarzı ile aynı beklentilere sahip olmasını beklemek çok yanlış olur. Bundan daha yanlışı da farklı duruş sergileyenlerin, birbirlerini kendi duruşlarına getirmek için çaba göstermeleri ve hatta zorlamalarıdır. Bunu bir de farklı kültürlerden olan kişiler için düşündüğünüzde, iş biraz daha karmaşık hale geliyor. İşte burada farklı kültürleri ve farklı hayat tarzlarına sahip olanları anlamanın önemi ortaya çıkıyor.
Dış ticaret işi ile uğraşan bizlerin işi, bu anlamda pek zor. Pazarlarımızı genişletmeye çalışıyoruz ve biz bu işi başardıkça önümüze farklı kültürler çıkıyor. Karşımıza çıkan herkese aynı tarzda davranıp, aynı teklifi sunarsak başarımızın yükselmeyeceğini garanti edebilirim. Kalıcı başarı sağlamak istiyorsak, karşımızdakileri anlamaya çalışmak zorundayız. Farklı kültürleri anlamanın en iyi yolu onlarla beraber olduğumuz zamanları değerlendirmekten geçer.
Öncelikle muhatabınızı dinlemeye çalışınız. Hatırımızda tutmamız gereken en önemli unsur, konuşanı iyi dinlemeyip zihnimizde sonuca atlarsak, bize iletilmek istenilen mesajın ne olduğunun farkında olamayacağımızdır.
Muhatabınızı iyi dinleyebilmek için ne gerektiğini sorarsanız cevabımız “Sabır" olacaktır. Karşınızdakinin ne konuştuğuna odaklanıp, sabırla dinlerseniz mesajı alırsınız ki bu da sizi çözüme götürecektir. Muhatabınıza odaklandığınızda göreceklerinizi, en az sözleri kadar dikkate almalısınız. Vücut dili, davranış biçimi ve hatta giyim tarzı bile sizlere muhatabınızın değerleri, önem verdikleri hakkında ciddi boyutta bilgi aktaracaktır.
Kuşkusuz, burada ortaya koymamız gereken bir numaralı davranış, önyargılı olmamaktır. Başkalarından duyduklarımızla oluşturduğumuz fikirlerin, bizleri yanlış yönlendirmesini engellememiz gerekir. Bunun için de ciddi boyutta gözlemci olmamız ve muhataplarımızın bize olan ve kendi aralarındaki davranışlarını anlamaya çalışmamız şarttır. Onların kendi aralarındaki kadın erkek ilişkileri, bizim karşı cins ile olan ilişkilerimizden çok farklı olabilir. Bunu bizim kendi varsayımlarımız, önyargılarımız veya kültürel değerlerimiz ile yorumlamamalıyız. Unutmayalım ki özellikle batılı muhataplarımız hakkımızdaki derslerini iyi çalışıp iş seyahatine öyle geliyorlar.
Bunlara hiç dikkat etmeyenler yok mu? Tabii ki var ve de davranışlarını sadece kendi bildikleri okur tarzda sergileyen insanları da var.
Şöyle bir düşünün; size ve sizin değerlerinize saygılı yaklaşıp sizleri anlamaya çalışan kişileri mi tercih edersiniz yoksa sizi kendi bildiği gibi yoğurmaya ve işleri sadece kendi istediği gibi yürütmeye çalışanları mı?