Laicus, Clericus ve “Principibus Saeculi” (2)

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ debrovian@gmail.com

Dante, Marsilio ve Ockham zamanında, Ockham’ın 1328 sonrası siyasi yazılarını da içerirsek, aşağı yukarı 1307-1347 arasında, “iki güneş” sembolizmiyle Dante’nin yeniden biçimlendirdiği “iki kılıç” sembolizmi ideal kilise doktrininden farklılaşmıştı. Bildiğimiz anlamda sekülarizm kavramı ancak bu dönemde teorileştiriliyordu. Nedeni şudur: Sacerdotium ve regnum ayrı ayrı güç kaynakları olan iki ayrı güç –potestates distinctiae- olarak siyasal teolojiye içerilmeden, ikinci kılıcın sadece türev bir ikincil güç olduğu benimsenmeye devam edilerek gerçek anlamda sekülarizm kesinlikle mümkün değildir. Imperium non dependet ab ecclesia: İmparatorluk varlığını kiliseye borçlu değildir. Elbette bu tez ne kilisenin ilahi kökenini ne de bu kökene dayanarak dünyevi işlere müdahale hakkı olduğunu henüz reddetmiyordu. Bu reddiye Dante ile değil, Marsilio ile başladı.

Dante’nin “iki güneşi” aynı zamanda iki hukuk da olmak zorundaydı; “iki güneşi” kabul eden kişi Kilise hukukunu –Canon Law- ve Roma seküler hukukunu –glossator yorumundan geçmiş Justinian Codex’in tümü- da aynı anda kabul eder ve eşdeğer tutar. Tüm Katolik Avrupa’nın ortak hukuku –Ius Commune- bu iki hukukun etkileşiminden çıkmıştır. Nitekim Dante, özellikle erken dönem eseri olan Convivio’da, Bologna günlerinden beri 200 yıldır beraber gelişmekte olan ve köken itibariyle de, mantık itibariyle de tamamen ayrı olmalarına karşın bazı konularda benzeşen/ örtüşen iki hukukun adaletin sağlanmasından eş düzeyde sorumlu olduklarını savunur. Ancak Dante’de işin özüne ilişkin önemli bir iddia daha vardır; adaletin en büyük düşmanı cupiditas olmaktadır. Özel “yeni hayattan” kamusala yayılan cupiditas, teolojikleştirilmiş erotik tonlar taşıyan istek, arzu iken en tehlikeli haline “yeni” servet biriktirme hırsı olarak bürünür.

Öte yandan Dante’ye göre çare seküler otoritededir ve seküler otorite imparatordur. Roma yıkıldığı için evrensel bir imparatorluk fikri 14. Yüzyıl başında bir ütopya olabilir; ama Dante için prensip önemlidir. Sonuçta Roma bir fikrin cisimleşmiş örneğidir ve sonsuzdur. Zincir devletten başlıyordu ve devlet “ideal” olmalıydı: Roma aeterna. Convivio IV, XII, 9’daki kentleri, bölgeleri, insanları yıkan “kenz” (fi il olarak raunare), yani cupiditas, sadece imparator tarafından tersine çevrilebilir. Aynı kalıp –kentlerden bölgelere ve evlere/insanlara- burada tekrar eder: Şu farkla ki bu sefer imparator yıkım yerine mutluluk –felicitade- getirecektir. Sadece imparator bahtsız İtalya’yı kurtarabilir. Sadece odur ki insan iradesini bir şövalyenin ata hükmettiği gibi yönetebilir; at ovada binicisiz kaldığında nasıl davranır, bunu yönetilmek için hiçbir imkânı kalmamış zavallı İtalya’da görüyoruz. Demek ki kişisel çıkarlara ve kilise mensuplarının sekülerlerden daha az olmayan cupiditas’ına kapılmış İtalya’ya başıboş kalmış siyasetin atına adaletle binecek bir binici, bir seküler monark, yani imparator gerekiyordu.

O dönem için önemli tez Imperium a Deo oluyor. İmparator da gücünü doğrudan Tanrı’dan alır ve kilisenin aracılığına ihtiyacı yoktur. Yani imparator gücünü sine ullo medio alır; aracı olmaksızın. Nitekim Convivio’da fi lozof ve imparator ayrı yetki sahalarına sahiptir; fi lozof burada per eccelenza Aristo oluyor. Guidonis Vernani’in 1328’de Dante’yi İbn-i Rüşd’ün peşine takılmakla suçlaması, doğruluk payı taşımakla beraber, zorlama sayılmalıdır. Papa Johannes XXII’nin –John XXII- Dante’nin De Monarchia’sını 1329’da yaktırmış olmasına malzeme sağlamıştır. De Monarchia 1329’da Bologna’da meydanlarda yakılacak ve 1554’de yasak kitaplar listesine girecektir. Bu kitap ancak 1881 yılında, 1891’de meşhur Rerum Novarum’u yayınlayacak olan papa Leo XIII tarafından yasak kitaplar listesinden çıkarılacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ve yavaşlama 01 Ekim 2019
Fed, resesyon, Türkiye 24 Eylül 2019
Coğrafya ve imparatorluk 17 Eylül 2019
Fed ve dolarizasyon 25 Haziran 2019