Mutluluğumuz daim olsun!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Türkiye geçen yıl 15 Temmuz gibi bir darbe girişimi yaşadı mı, yaşadı...

Türkiye ekonomisi geçen yıl 27 çeyrektir sürmekte olan büyümeden sonra küçülmeyle karşı karşıya kaldı mı, kaldı...

Türkiye bu küçülmenin etkisiyle işsizlikte küresel kriz yılları olan 2008 ve 2009'dan sonraki en kötü dönemi yaşıyor mu, yaşıyor...

Turizm sektörü üçte birlik bir kayba uğramadı mı, insanlar işsiz kalmadı mı, sektör can çekişir duruma gelmedi mi, geldi...

2015 yılı sonunda 2.91 olan dolar kuru yüzde 21 artarak 2016 sonunda 3.53'e ulaşmadı mı, ulaştı...

Enflasyon hedefi yine ıskalandı ve 2016 yılı TÜFE artışı yüzde 8.53'ü bulmadı mı, buldu...

Sağımızda solumuzda bombalar patlamadı mı, patladı; şimdiye kadar Güneydoğu'da verdiğimiz şehitlere sınırlarımız dışında verdiğimiz şehitler de eklenmedi mi, eklendi...

★★★

Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ama neyse ki bu olup bitenler halkımızın mutluluğuna pek gölge düşürmemiş.

TÜİK'in mutluluk araştırmasına göre Türk halkının mutluluk oranı geçen yıl adeta zirve yapmış.

2003'ten beri hesaplanmakta olan mutlulukla ilgili istatistik, halkın geçen yıl 2011'den sonraki en mutlu yılı yaşadığını ortaya koyuyor.

2011'de her 1000 kişiden 621'i mutluymuş, geçen yıl da 613 kişi mutlu olduğunu belirtmiş.
2015'e göre ise belirgin bir artış var. 2015 yılında her 1000 kişiden 566'sı mutlu olduğunu söylemiş.

"Görmedim, duymadım, bilmiyorum, mutluyum!"

Uğraş, didin, ders çalış, oku, iş ara ve sonunda mutsuz ol, ne gerek var! Bakın TÜİK'in yaşam memnuniyeti araştırmasının sonuçlarına... En mutlu olanlarımız bir okul bitirmeyenler!

2016 verilerine göre bir okul bitirmeyenlerin yüzde 63.5'i mutlu olduğunu belirtiyor. "Mutluyum" diyenlerin oranı ilkokul mezunlarında yüzde 62.9'a, ilköğretim veya ortaokul mezunlarında yüzde 61.4'e, lise ve dengi okul mezunlarında yüzde 57.8'e iniyor.

Neyse ki yükseköğretim mezunlarında mutluluk oranı biraz olsun yükseliyor ve yüzde 60.2'ye çıkıyor. Ama dikkat; yükseköğretim mezunları yine de mutluluk oranında yalnızca lise ve dengi okul mezunlarını geride bırakabiliyor, daha az eğitimlilerin altında kalıyor.

Sakın "Mutsuzum" demekten çekiniliyor olmasın

Şimdi düşünün... Karşınızda bir kamu görevlisi. Adınız soyadınız da biliniyor zaten. Soruyor, "Mutlu musunuz" diye; "Kamu hizmetlerinden memnun musunuz" diye; "Gelecekten umutlu musunuz" diye...

Bu sorulara ne yanıt verirseniz verin, bu durum aslında hiçbir şekilde aleyhinize kullanılmayacak. Ama bundan emin olamıyorsunuz ki... Kim bilir kafanızın bir köşesinde bir soru işareti var. Bu yüzden belki de "Ne olur ne olmaz" diye düşünerek, "Mutluyum, umutluyum, her şeyden memnunum" diye kestirip atıyorsunuz.

Yaşam koşulları kötüyken mutlu olunabilir mi?

Bir yanda giderek artan yaşam memnuniyeti, ama diğer yanda yaşam koşullarına ilişkin şikayetler...

TÜİK dün 2016 yılına ilişkin yaşam memnuniyeti araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Şimdi gelin, yaşam memnuniyetine temel oluşturacak başka bir çalışmanın, yine TÜİK'in bir çalışmasının sonuçlarına bakalım. Her ne kadar sözünü ettiğimiz bu ikinci çalışma 2015'e ilişkin sonuçları gösteriyorsa da, bu tür çalışmalarda eğilim öyle yıldan yıla çok büyük oynamalar göstermez zaten.

2015 yılına ait gelir ve yaşam koşulları araştırmasının geçen yıl 21 Eylül'de açıklanan sonuçlarına göz atalım:

• Sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri gibi sorunları olanların oranı yüzde 39.

• Konutunda izolasyondan dolayı ısınma sorunu yaşayanların oranı yüzde 43.

• Odaların karanlık olması veya yeterli ışık alamaması gibi sorunlar yaşayanların oranı yüzde 21.

• Trafik veya endüstrinin neden olduğu hava kirliliği, çevre kirliliği veya diğer çevresel sorunlar yaşayanların oranı yüzde 24.

• Konut masrafları çok yük getiriyor diyenlerin oranı yüzde 23, biraz yük getiriyor diyenlerin oranı yüzde 57, yük getirmiyor diyenlerin oranı yüzde 20.

• Konut alımı ve konut masrafları dışında borç ve taksit ödemeleri çok yük getiriyor diyenler yüzde 26, biraz yük getiriyor diyenler yüzde 37, yük getirmiyor diyenler yüzde 5, borç taksiti olmayanlar yüzde 32.

• Evden uzakta bir haftalık tatil masraflarını karşılayabilenlerin oranı yüzde 29, karşılayamayanların oranı yüzde 71.

• İki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masrafını yüzde 64'lük kesim karşılayabiliyor, yüzde 36 ise karşılayamıyor.

• Yıpranmış veya eskimiş mobilyaları yüzde 32'lik kesim yenileyebiliyor, yüzde 68'lik kesim yenileyemiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar