Süper Lig’e 500 milyon dolar çok mu? (2)

Tuğrul AKŞAR
Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR taksar@gmail.com

Üç bölüm olarak yayınlamayı planladığımız makalemizin bu hafta ikinci bölümünü, ‘’Süper Lig’e 500 Milyon Dolar Çok mu?’’ başlığıyla sizinle paylaşıyoruz.

Naklen yayınlar endüstriyel futbolun yakıtı!

Günümüz endüstriyel futbolunun temel yakıtını bugün ülkemizde olduğu gibi naklen yayın gelirleri oluşturuyor. Bu durum yayıncı kuruluş açısından da çok önemli. Çünkü, naklen yayınların yurtdışı izlenilirliği yayıncı kuruluş için yaşamsal öneme sahip görünüyor. Bu bağlamda, 1) Lig maçlarının ne kadarlık kısmının yurtdışında yayınlanacak olması, 2) En çok seyirci/ izleyici çeken derbi maçların yurtdışına satımı konusudur. İzlenilirlik aynı zamanda kaliteye, rekabete, yarattığı heyecana, izleyici sayısına, heyecana, görselliğe, statların konforuna, yayıncı kuruluşun teknolojik alt yapısına, o ligin istatistiklerine, o ligdeki yıldız oyuncu sayısına ve kıtalararası sportif başarıya yani, endüstriyel futbolun yüksek standartlarına yaklaşım düzeyine bağlıdır.

Dünyanın en fazla izlenen maçı, El Clasico

Dünyanın en çok izlenen derbi maçları ya da klasikleşmiş karşılaşmalarına bakıldığında, en çok izlenen ve bu nedenle satışı en fazla olan maçların mutlaka yurtdışında pazarlanıyor olması, o ligin hem marka değerine, hem de naklen yayın gelirlerinin gelişimine olumlu katkı sağlıyor. Bu kapsamda, dünyanın en çok izlenen maçının bir İspanyol klasiği olan ‘’El Clasico’’ Real Madrid- Barcelona maçı olduğunu görüyoruz. Bu maç 200 ülkede yayınlanıyor ve 500 milyon kişi tarafından izleniyor.

Ülkemizde en çok izlenen maçlardan birisi olan Fenerbahçe- Galatasaray maçı ise ne yazık ki, bu listede bulunmuyor. Bu listede bu maçın olmayışının tek nedeni futbol kalitesinin yetersizliği olarak görülmemeli. Çünkü, bu açısından bakılırsa, Lazio-Roma veya Kızılyıldız-Partizan derbilerinin de bu listede yer almaması gerekir. Burada karşımıza çıkan en önemli sorun bu maçın yurtdışına pazarlanabilmesi/ satılabilmesi olanağının yaratılamamasıdır.

500 milyon dolar pahalı mı?

Süper Lig için yayıncı kuruluşun verdiği 500 milyon dolar ligimiz için ucuz mu, yoksa pahalı mı? Sorusunu yanıtlamak istersek, konuya iki açıdan yaklaşmakta yarar var.

Birincisi; Türk futbol liginin rekabetçi yapısı, kalitesi, sportif performans başarı kalitesini baz alarak yapılacak değerlendirme; (Fiyat/Kalite) karşılaştırması

İkincisi ise; Naklen yayın gelirlerinin toplam lig değerine oranına, GSMH’ya oranına ve satın alma gücü paritesine bakılarak yapılacak değerlendirme…

Futbol kalitesi ve sportif performans bakımından değerlendirme

Süper Lig yayın hakkı olarak ortaya çıkan 500 milyon dolarlık tutarın, mevcut futbol kalitesi ve rekabet düzeyi bakımından pahalı bir tutar olduğunu bize gösteriyor. Süper Lig’de artan futbol gelirleri, özellikle de naklen yayın gelirlerindeki artış, ne yazık ki, Türk futbolunun kalitatif gelişimine beklenen desteği sağlayamamıştır. Parasal gelir sürekli artarken, Türk futbolu kalite bakımından, UEFA ve FIFA sıralaması açısından istenilen sıçramayı gerçekleştirememiştir. Bugün itibariyle Türk futbolu UEFA’da 11., FIFA’da ise 24.sırada yer alıyor. Seyirci sayısı bakımından da Süper Lig’in 2015-16 ortalamasına bakıldığında Süper Lig’in diğer liglerin çok gerisinde kaldığı görülüyor. 2015-16 sezonu ortalama seyirci sayısı 8 bin 395 kişi olarak gerçekleşmiştir. Süper Lig her ne kadar naklen yayın haklarını 500 milyon dolara yükseltme becerisi gösterse de, bugünkü mevcut futbol yapılanması ve parasal gelir düzeyi bakımından sürdürülebilir bir büyümeyi sağlayabilecek dinamiklere sahip görünmüyor. Düşük kaliteli bir büyüme oranı ile sürdürülebilir bir büyümeyi sağlamak çok mümkün değildir. Türk futbolunda rekabeti artıracak, sportif verimliliği yükseltecek, kaliteyi Avrupa standartına yükseltecek kapsayıcı kurumları Türk futbolunda inşa etmek durumundayız. Bugünkü mevcut futbol yapılanması yüksek kaliteli büyümeyi sağlayacak, rekabeti artıracak düzeyden uzak göründüğü için 500 milyon dolar Türk futbolu için pahalı bir tutarı ifade ediyor. Yani, Türk futbolu Fiyat/ Kalite bakımından pahalı bir lig olarak karşımıza çıkıyor.

Naklen yayın gelirlerinin toplam lig değerine ve satın alma gücüne göre değerlendirilmesi

Naklen yayın gelirlerinin pahalı olup olmadığını bir başka açıdan değerlendirmek istersek; 500 milyon doların toplam lig değerine oranına bakmamız gerekir. Bu bağlamda ilk olarak 500 milyon dolarlık naklen yayın gelirlerinin, Süper Lig Bonservis bedelleri üzerinden toplam değeri olan 913 Milyon Euro ile karşılaştırdığımızda %54,76 oranına sahip olduğunu görüyoruz. Bu oran aşağıdaki tablodan da görülebileceği üzere Premier Lig’de %48,84; Fransız Lig1’de %48,47 olarak görünüyor. Bu haliyle Naklen yayın geliri/Lig değeri rasyosunda en büyük orana sahip lig olarak Süper Lig’i görüyoruz. Bu tablodan çıkan temel sonuç: 500 milyon dolarlık naklen yayın bedelinin lig değerine göre pahalı olduğunu bize gösteriyor. Satın alma gücüne göre bu futbol bize pahalı! Satın alma gücüne göre benzer ülkelerin futbol izleyicilerinin ödedikleri tutarları temel alarak bir karşılaştırma yaptığımızda nasıl bir durumla karşı karşıyayız? İngiltere’de kişi başına gelirin 41 bin 200 dolar, ülkemizde de 9 bin 730 dolar olduğunu dikkate alırsak, satın alma gücüne göre, İngilizlerle neredeyse aynı maliyete maç izliyoruz. Dünyanın ve Avrupa’nın bir numaralı ligi olan Premier Lig’de maç izlemenin bedeli neredeyse, bir Türkün maç izlemek için ödediği ücrete yakın görünüyor. Bir İngiliz Premier Lig’i, 1. Lig’i ve FA Cup maçlarını içeren bir paketi aylık yaklaşık 17 Sterlin yani yaklaşık 100 TL ödeyerek izleyebiliyor. Bu rakam bir Türk futbolseverin Süper Lig’in tüm maçlarını izleyebilmek için yayıncı kuruluşa ödediği tutarla hemen hemen aynı. Bu kıyaslamayı yaparken izlenilen ligin kalite farkının yanı sıra İngiltere’de satın alma paritesine göre kişi başına düşen milli gelirin bizden 4 kat daha fazla olduğunu gözden kaçırmayalım.

2015-16 sezonu için yıllık 360 milyon euroluk bir anlaşmayla yayın hakları satılan Süper Lig’in bir maçı 1 milyon 111 bin euro karşılığında televizyonlara yansıyor. Türkiye düzeyindeki Avrupa liglerinin yayın hakları ile Süper Lig arasında ise uçurum var. Örneğin Hollanda Ligi 12 yıl süreyle 960 milyon euro karşılığında satılmıştı. Türkiye Süper Ligi’nden yaklaşık 4.5 kat daha az kazanan Hollanda kulüplerine yılda ortalama 80 milyon euro ödeniyor.

Sonuçta;

Süper ligi karşılaştırdığımız diğer liglerin ülke ekonomileriyle, ülkemiz ekonomik KPMG Football Benchmark ekibinin çalışmasına göre, Süper Lig; İngiltere, İspanya, Almanya, İtalya ve Fransa’dan sonra en çok maç yayını geliri elde eden 6’ncı lig gücü, yani satın alma paritesine göre daha az zengin olmamıza karşın, futbol izleyicimiz Avrupalıdan daha pahalıya maç izliyor.

Süper Lig’de oynayan futbolcuların bonservis değerleri üzerinden konsolide edilen lig değeri ile naklen yayın gelirleri kıyaslandığında, Süper Lig’de futbol maçı izlemenin yüksek olduğu ortaya çıkıyor. Bu bağlamda, Süper Lig en pahalı liglerden birisi olarak görünüyor. Yani bir anlamda düşük kaliteye, oldukça yüksek bir bedel ödeniyor. İhalede çıkan bu yüksek tutar da bir şekilde futbolseverlerden çıkarılmaya çalışıyor. Futbol severler evlerinde TV’den maç izlemek için dünyanın en zengin ülkelerinin vatandaşları ile aylık aynı ücreti ödemek durumunda kalıyorlar.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar