TL varlıklarda kazanımlar korunuyor
TCMB tarafından alınan önlemler ile beraber kur volatilitesinde azalma yaşandığını görüyoruz. Tabii bankaların günlük olarak 50 milyar TL üzerinde geç likidite penceresi imkanıyla borçlanması alışıldık bir durum değil. %8 olan politika faizinde değişikliğe gidilmeden ortalama fonlama faizinin %10,34 ile son 5 yılın zirve seviyesine çekilmesi aslında geçtiğimiz aylara göre 200 baz puanlık bir “örtülü” faiz artırımına işaret ediyor. TL likiditenin daraltılması ve TL üzerinde spekülatif pozisyon almanın maliyetinin artırılması son aylardaki sert yükselişin en azından hızının kesilmesini sağlamış gözüküyor. Ancak bu durumda dışarıdan da destek bulduğumuzu söylemek gerekiyor. Dolar endeksi (DXY) 100 seviyesini aşağı yönde zorlayarak gelişmekte olan ülke para birimlerine rahat bir nefes aldırmış durumda. ABD’de Başkan Trump ile müesses nizam arasında bilek güreşi devam ederken, Fed şimdilik 2017 için 2-3 faiz artırımı öngörüsünü boşa çıkaracak bir adım atmış değil. Mart ayında ilk artırımın gelme ihtimali artmasına rağmen ağırlıklı görüş haziran ayının tercih edileceği şeklinde. Geçtiğimiz hafta gelen istihdam verilerinde enflasyonist baskı yaratmaktan uzak alt detaylar kısa vadeli rahatlama yaratmış durumda. Avrupa’da ise İngiltere’nin ardından Fransa’nın da AB’den ayrılma ihtimalinin yaklaşan seçimler ile artması bilinmezliği tırmandırmakta.
Tüm bu gelişmelerin ışığında endekste 90 bin seviyesine doğru yaklaşılırken kar satışlarının gelmesi normal karşılanmalı. İçeride tam detayları bilinmemekle beraber yeni oluşturulan Varlık Fonu’nun da piyasada oluşabilecek olan anormal hareketlerde müdahil olabileceğine dair açıklamalar piyasada volatiliteyi azaltarak, olası kar satışlarının sınırlı kalmasına neden olabilir. TL tahvil faizleri ise yükselen fonlama faizinin sonucu olarak %11 civarına yerleşmiş durumda. Risksiz getiri oranı bu kadar yüksek seyrederken TL varlıklarda mevcut kazanımların korunduğu ancak ek değer kazanımı girişimlerinin kar satışlarıyla dengelendiği bir seyir yaşanacağını düşünüyoruz. Portföylerde TL ağırlık yüksek tutulmalı görüşümüzü koruyoruz.