Varlık Fonu nasıl denetlenecek?

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

AHMET ARSLAN - Denetçi, MBA, CPA, SM Mali Müşavir

Dünyadaki Wealth Fund, Sovereign Fund gibi finansal yapılardan esinlenerek ülkemizde kurulan Türkiye Varlık Fonu’na bazı kamu şirket, işletme ve aktiflerin devredilmesi işlemlerinin tartışıldığı bugünlerde Varlık Fonu’nun kurulması ve işleyişi kadar söz konusu fonun denetimi hususunun irdelenmesi gerekmektedir.

Türkiye Varlık Fonu’nun denetimi 6741 sayılı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’da düzenlenmiştir. Söz konusu kanuna göre;

■ Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi, şirket tarafından kurulacak diğer şirketler, Türkiye Varlık Fonu ve Türkiye Varlık Fonu bünyesinde kurulacak alt fonlar bağımsız denetime tabidir. Şirket, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında kurumsal yönetim düzenlemelerine uyar.

■ Şirket, şirket tarafından kurulacak diğer şirketler, Türkiye Varlık Fonu ve Türkiye Varlık Fonu bünyesinde kurulacak alt fonların bağımsız denetimden geçmiş yıllık mali tabloları ile faaliyetleri, Başbakan tarafından görevlendirilecek sermaye piyasaları, finans, ekonomi, maliye, bankacılık, kalkınma alanlarında uzman en az üç merkezi denetim elemanı tarafından bağımsız denetim standartları çerçevesinde denetlenir. Denetim sonucunda hazırlanacak rapor her yıl haziran ayı sonuna kadar Bakanlar Kurulu’na sunulur.

■ Şirket, Şirket tarafından kurulacak diğer şirketler, Türkiye Varlık Fonu ve Türkiye Varlık Fonu bünyesinde kurulacak alt fonların bir önceki yıla ait mali tabloları ile faaliyetleri, her yıl ekim ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından, birinci ve ikinci fıkralar kapsamında hazırlanan ve Başbakanlık tarafından gönderilen denetim raporları üzerinden görüşülerek denetlenir.

Söz konusu kanun hükümlerine göre Varlık Fonu’nun bağımsız denetime ve TBMM denetimine tabi olması şeffaflık ve hesap verilebilirlik açısından olumlu olmakla birlikte söz konusu yasal düzenlemenin irdelenmesi gereken 3 önemli eksikliği bulunmaktadır.

1- Her ne kadar kanunda bağımsız denetimden söz edilmekte ise de bağımsız denetçi olarak seçilecek görevlilerin yürütme organının merkezi denetim elemanı yani kamu görevlisi olması söz konusu denetimin ne kadar “bağımsız” olduğu hususunda şüpheler barındırmaktadır. Denetçilerin “bağımsız” ol(a)maması kadar bunların seçilme usulü de eksiklikler içermektedir. Zira yürütme organına bağlı olarak faaliyet gösteren Şirketi denetleyecek kişilerin yürütme erki (Başbakanlık) tarafından seçilmesi yürütme erkinin kendi yaptığı işi kendisinin denetlemesi gibi sonuçlara yol açabilecektir. Bu tür sakıncaları ortadan kaldırmak için 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlemelere uygun olarak, yürütme organı tarafından seçilen denetçilerin TBMM’nin onayına sunulması yönünde düzenleme yapılması daha isabetli olacaktır.

2- Kanunda yapılan düzenlemeye göre, Türkiye Varlık Fonu’nun Sayıştay denetimi dışında kaldığı anlaşılmaktadır. Fonun Sayıştay denetimi dışında bırakılması Anayasaya aykırılık sorununu gündeme getirebilecektir. Zira, daha önce 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nda yapılan düzenleme ile sermayesinin yüzde ellisinden daha az kısmı kamuya ait olan şirketlerin Sayıştay denetimi dışında bırakılmasına ilişkin yasal düzenleme Anayasa Mahkemesi’nin 4.12.2014 tarih ve 2013/114 E., 2014/184 K., sayılı Kararı ile iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi söz konusu kararında “Bütçe hakkı” gereğince bütçe uygulamalarının denetimi görevinin, Anayasa’nın 160. maddesiyle yasama organı adına tarafsız ve uzman kuruluş Sayıştaya tarafından yerine getirildiği, Sayıştayın kamu kaynaklarının kullanımına ilişkin denetim yetkisini ortadan kaldırmanın yasama organının yürütmenin bütçe ile ilgili işlemlerini kanunlara uygun bir şekilde yürütüp yürütmediğini denetleme imkânını sınırlayacağını ifade etmiştir.

3- Varlık Fonu’na devredilen ve devredilecek şirket, işletme ve varlıklara birlikte belki de 100 milyarca liralık fon büyüklüğüne sahip olacak böyle bir Şirketin denetimi 3 denetçiye bırakılamayacak kadar uzmanlık ve çalışmayı gerektirecektir.

Sonuç

Yukarıda ilgili yasal düzenlemeler çerçevesinde yaptığımız analizlere 6741 sayılı Kanun’la Türkiye Varlık Fonu’nun denetimine ilişkin düzenlemelerin önemli eksiklikler içerdiği görülmektedir.

Bu nedenle, Varlık Fonu’nun sağlıklı ve efektif şekilde denetlenmesi ve kurumsal yönetim ile bütçe hakkı kavramlarının gerektirdiği hesap verilebilirlik, şeffaflık ve yasamanın yürütmeyi denetleme hakkı ilkeleri gereğince;

1- Yürütme organı tarafından Varlık Fonunun denetlemekle görevli bağımsız denetçilerin TBMM’nin onayına sunulması,

2- Söz konusu denetçilerin raporlarının doğrudan TBMM’ye gönderilmesi yerine Sayıştay tarafından riskli alanlar dikkate alınarak fonun varlıklarının ayrıca Sayıştay denetimine tabi tutulması,

3- Varlık Fonu’nun denetiminin denetçi sayısı, denetim süresi ve kapsamı yönünden sınırlandırılmaması ve denetimin yönetsel işlemlerle eş zamanlı olarak yürütülmesi, yönünde yasal düzenleme yapılması önem arz etmektedir. Şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkelerine uygun olarak yapılacak söz konusu düzenlemelerin Varlık Fonu’nun daha efektif şekilde faaliyet göstermesine de yardımcı olacağı düşünülmektedir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar